Akif BEKİ
Birincisi, Veyis Ateş'in Habertürk yayınında Süleyman Soylu’dan geldi. “Taksim’de ezan protesto edildi” kışkırtmaları, İçişleri Bakanı’nı da kaygılandırmış. Tehlikenin farkına varmış ki provokasyona gelinmemesi için uyarıyor.
Diyor ki; "Beni ürkütür bu olaylar. Siz Kahramanmaraş olayının nasıl çıktığını biliyor musunuz? Ben Kahramanmaraş olaylarının, Çorum olaylarının nasıl çıktığını iyi okudum. Bizi korkutacak esas mesele, fay hatlarımız üzerinden çatışmaların tetiklenmesidir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar bunlar bizim fay hatlarımızdır ve bugüne kadar Batı bunu çok iyi kullandı...”
Şöyle de noktalıyor; “Ezanın ıslıklanması gibi bir hadiseyi başka bir tarafa çekerlerse toplumsal kargaşayı, çatışmayı önlemekte zorlanırız. Allah muhafaza iki tarafın birbirini tahrikiyle meydana gelebilecek bir iş olursa bu güvenlik sorunu olarak bizi ciddi uğraştırır. Bu, tehlikeli bir iştir. Kim bunu yapıyorsa, bu akılsızlığından değildir. Bu planlı, programlı...”
Taşıdığı sorumluluğa yakışan bir açıklama. İktidara düşen yatıştırmaktı; körüklemek, kanırtmak, büyütmek değil.
Organizatörler ve kırpılmamış görüntüler ezanı yuhalama, ıslık ve sloganlarla saldırıp bastırma kastını zaten yalanlıyordu.
Doğru olsa bile bir avuç marjinalin densizliği ya da üç-beş provokatörün planlı tahriki denip geçilecek, bu yönüyle araştırılıp üstüne gidilecek bir olaydı.
Ülkeyi ayağa kaldıran, infiale çağıran siyasi tepkiler, eğer milleti galeyana getirmek gibi kirli ve maksatlı bir tezgah varsa ancak ona hizmet ederdi.
Din üzerinden toplumu bölme ve birbirine düşürme senaryolarına karşı uyanık kalmak, bütün siyasi çıkarların üstünde tutulmalı. En başta da devleti yönetenlerin görevi.
Ezana saygısızlığı üstlenen de yokken iddiada ısrar edip ortalığı velveleye vermek, seçmen kızıştırmak için yararlanmaya kalkmak, ‘aynı zihniyet’e sokup bütün muhalefeti din düşmanlığıyla suçlamak, cümle zındıkları sandıkta tepelemeye davet, ateşle oynamak olmaz mıydı?
İçişleri Bakanı’nın ‘planlı, programlı’ tahriklere dikkat çektiğini duyduğuma bu açıdan çok memnun oldum. Ben de bunu söylüyordum.
***
İkinci düzeltme, Numan Kurtulmuş’un ofisinden bana iletildi.
Kurtulmuş'un "Gezi'de, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da Erdoğan'ı deviremediler, şimdi 31 Mart'ta başarmak istiyorlar" şeklindeki söylemlerini eleştirmiştim.
Seçim çekişmesini darbe, kumpas ve kalkışmalarla bir tuttuğu sonucu çıkıyordu.
Sandıkta değişim aramayı antidemokratik bir müdahale gibi gösterdiğini reddediyor gönderdikleri açıklama.
Amacı, milletin tüm bu badirelerde olduğu gibi 31 Mart’ta da Erdoğan’ın yanında duracağına olan inancını ifade etmekmiş. Yoksa sandıktan kim çıksa başının üstünde yeri varmış Kurtulmuş’un. Bütün demokratik tercihler kabulüymüş, hepsini saygın görüyor.
Ne ala!...
Demek ki meramını doğru ifade edemeyip maksadı aşmış. Bana da düzeltme duyarlılığı için teşekkür etmek kalıyor.
***
Üçüncü ve son düzeltme ise İzmir adayı Nihat Zeybekci’den.
Sıkıyönetim savcısı babasından dolayı Soyer’in adaylığının kamu vicdanını zedelediğini söylemişti.
Radyo Sputnik yayınında, rakibi Tunç Soyer’in birlikte tartışmaya çıkma teklifine verdiği cevabı hatırlattım. Adaylığının meşruiyetini tartışmaya açan o sözleri geri almasını şart koşuyordu.
Zeybekci; öyle anlaşıldıysa bundan üzüntü duyacağını, saygısızlık sayacağını, Soyer’i meşru bir rakip olarak gördüğünü belirterek aralarındaki yanlış anlamayı düzeltti.
Böylece hem Soyer’in şartı yerine geldi, canlı yayında tartışmalarının önündeki engel ortadan kalktı. Hem de hakaret, karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarından uzak geçen İzmir seçimlerini rahatlattı, centilmenlik havasına düşen tek gölge silindi.
Demek ki ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, teröristlerle değil meşru bir rakiple yarış şeklinde de sürdürülebiliyor muhalefetle mücadele. Demokratik siyasete saygı ve sadakati için gelin de kutlamayın Zeybekci’yi.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025