Akif BEKİ
Önceki gün Resmi Gazete'de yayımlanan bir düzenlemeyle, ulaşım koordinasyon merkezlerindeki karar çoğunluğu büyükşehir belediyelerinin elinden alınmış, merkezi yönetime verilmişti.
Bakanlıkları temsil eden sandalye sayısı arttırılarak büyükşehirler azınlığa düşürülmüş, son söz hakkı ve ulaşımın patronluğu yerelden merkezi idareye aktarılmıştı.
Dün, belediyelerin yetkisine bir tırpan daha geldi. İmar Kanunu değişiklikleri, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Belediye sınırları içindeki TOKİ uygulamalarında belediyelerin yetkisi kaldırıldı...
Kat artışı ve benzeri kalemlerde, belediyelerin imar planı değiştirme yetkileri kısıtlandı, bazıları merkeze devredildi. Değer artış gelirlerinden yani yerele sağlanacak rant payından da merkeze kesinti yapıldı.
Kim derdi ki merkezde toplanan fazla yetkileri yerele dağıtma, yerinden yönetimi güçlendirme vaadiyle iktidara gelen AK Parti, belediyelerin kimi yetkilerini de geri alacak, daha fazlasını merkezde toplayacak?
Kamu yönetimi reformu, AK Parti’nin en büyük hayaliydi. İlk Bakanlar Kurulu’nun da iki ana gündem maddesinden biri...
Prof. Ömer Dinçer, Ankara'daki aşırı merkeziyetçi güç tekelini kıracak reform çalışmaları için Başbakanlık Müsteşarlığına atanmıştı.
Reform, hantal ve obezleşmiş bürokrasiyi küçültecek, devlet hizmetlerinde hız ve etkinlik sağlayarak vatandaşın hayatını kolaylaştıracaktı.
Ömer Hoca, neden başarılamadığını 4 yıl önce bir kitapla anlatmıştı. Adını da “Türkiye’de değişim yapmak neden bu kadar zor” koymuştu.
Şimdi ise var olan belediye yetkilerini de Ankara'ya geçirerek merkezileştirme politikası izliyor, kendi iddiasının bile gerisine düşüyor AK Parti.
Bekir Ağırdır, KONDA’nın henüz yayınlanmayan son kamuoyu araştırma sonuçlarını T24'e açıkladı.
"Bu toplumda güç merkezi mi olsun, yoksa yayılmalı mı" diye sormuşlar. Vatandaşların yüzde 75’inden ‘Güç yayılmalı’ cevabını almışlar. Bugün gücün aşırı tekelleştiğini düşünenlerin oranı da aynı çıkmış, yüzde 75!
Anlamı açık. AK Parti, artık sadece kendi başlangıç hedeflerinin değil, bir zamanlar önünü açtığı toplumun da gerisinde kalıyor.
------
Adalete güven dibe vurmuş, haberiniz var mı!
Bekir Ağırdır, KONDA anketini anlatıyor:
"Hayal ettiğiniz Türkiye’yi tanımlayın’ diye sormuşuz, yüzde 70’ten fazla insan adalet demiş...
'Hukuk konusunda, hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile yargı bizi korur mu?’ diye sormuşuz. ‘Korur’ diyenler yalnızca yüzde 36 oranında. Yani yüzde 65 insan ‘yargı beni korumaz’ diyor...
'Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları dışına çıkmıyor’ kanaatine sahip olanlar sadece yüzde 22. Yani bu ülkenin yüzde 78’i devletin kurum veya memurlarının hukuk dışında davranış sergilediğini düşünüyor...
‘Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanırım’ diyenler yalnızca yüzde 50. Öteki yüzde ellisi de suç işlemesem de beni mahkum edebilirler diyor..."
Vatandaş, devlet ve görevlilerinin keyfi, haksız ve hukuksuz uygulamaları karşısında kendini sebepsiz mi güvende hissetmiyor?
Hakim bile kararlarını beğendiremediği takdirde hakim teminatının kendisini korumayacağını görüyorsa, vatandaş nasıl hukuk güvencesi ve koruması altında hissedecek?
KHK mağdurlarına açılmayan hak arama yolları...
FETÖ'yle acımasız mücadele adına kurunun yanında yaşın da yanmasına yumulan gözler...
Mahkemenin 4 yıl önce Gezi'de yok dediği darbeyi tertip suçlamasının, bir buçuk yılda o da utanma belasına zar zor yazılan iddianamesinden beraat ve tahliye aldığı gün Kavala'nın, iki buçuk yıldır bir türlü yazacak cebir ve şiddet bağlantısı bulunamadığı için iddianamesizlikten evvelce tahliye de edildiği 15 Temmuz darbesine katılmaktan tekrar tutuklanması...
Gezi eylemlerinde, darbe ve kalkışma suçundan tüm sanıkları beraat ettirip şiddete karışanların ancak bu fiilden yargılanmasına hükmeden ana dava kararının 4 yıldır Yargıtay'da ne onanması ne de bozulabilmesi...
İki buçuk yıldır mahkum edecek delil sunulamadığı için, beraat kararına bağlanamayan Büyükada gibi gürültülü davalar...
Takılan kişilerin, yargı kararı olmaksızın kesin suçlu ilan edilip hapiste çürütüldüğü izlenimi...
Yılan hikayesi gibi sarpa sarıp yapboza dönen çarpık yargı tatbikatlarının etkisi...
İtiraza gelemeyen 'dediği dedik' kamu görevlileri, hikmetinden hesap sorulmasını vatana ihanetle bir tutan burnundan kıl aldırmaz yetkililer, kanun gücünü kötüye kullananların yanına kalması, kanun önünde sağlanamayan eşitlikler filan derken geldiğimiz nokta bu.
Sonuç, kendini devlet görevlilerinden gelecek haksızlıklar karşısında güvende ve hukuk korumasında hissetmeyen bir 'bozuk düzen' toplumu...
Gurur duyulacak bir eser mi?
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025