Akın ÖZÇER
İlişkilerin gergin, çatışmaların yoğun olduğu günümüz uluslararası arenasında İspanya ile Venezuela arasında da bir diplomatik kriz patlak verdi. Bu krizi ateşleyen, partisi (PSUV) genel seçimlerde bozguna uğrayarak Milli Meclis’te azınlığa düşen ama bunun faturasını “ülkesinin içişlerine karıştığı” gerekçesiyle İspanya Başbakanı ve Halkçı Parti (PP) Genel Başkanı Mariano Rajoy ‘a çıkaran Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro oldu.
Konuyla ilgili haber ve analizlerimizi izleyenler açısından pek şaşırtıcı olmayan bu kriz Venezuela Dışişleri Bakanlığı’nın geçen Cuma yayımladığı “İspanya ile ilişkilerin köklü biçimde gözden geçirileceğine” ilişkin bildiri ile doruk noktasına çıkmış bulunuyor.
Bildiride özetle, Mariano Rajoy ‘un sürekli olarak Venezuela’nın içişlerine karıştığı, bunun başta uluslararası hukuka aykırı olduğu, ayrıca Venezuela halkının onurunu ve ikili ilişkilerin dayandığı karşılıklı güveni zedelediği vurgulanıyor.
Bildiride altı çizilmesi gereken üç husus var. Birincisi, ikili ilişkilerin gözden geçirileceğinden söz ediliyor olsa da, bildirinin doğrudan Halkçı Parti (PP) Genel Başkanı Rajoy’ u hedef alıyor olması. PP, 20 Aralık genel seçimlerinden yüzde 28,7 oyla açık ara birinci çıktığı ve en azından bir siyasi partinin (Ciutadans) desteğine sahip olduğu halde, bildiride Mariano Rajoy, “İspanyol seçmeninin yüzde 75’i tarafından reddedilmiş” bir siyasetçi olarak takdim ediliyor. Bildirinin Venezuela Milli Meclisi’nin üçte iki çoğunluğunu muhalefete kaptırmış bir Başkan’ın hükümeti tarafından yayımlanmış olması ise oldukça ilginç kuşkusuz.
Bildiride yer alan ikinci husus, Serbestiyet’te “Maduro İspanya’nın altını oyuyor” başlıklı haber analizde değerlendirilen Chavist yönetimin İspanyol radikal solcuları ve Bask ve Katalan ayrılıkçılarla yakın ilişkileri. Bildiri, İspanyol özel televizyonlarından Antenna 3tarafından kamuoyuna duyurulan, aralarında Podemos ve ayrılıkçı Katalan temsilcilerinin de bulunduğu 13 İspanyol siyasetçinin 2014 sonunda özel bir uçakla Madrid’den aldırılmasına da yanıt veriyor. “400 gün önce” İspanyol sivil havacılık yetkililerinin de izniyle gerçekleştiği vurgulanan bu olayın medyaya yansıması Rajoy’a mal ediliyor. İspanya Başbakanı “Simón Bolívar’ın vatanına karşı yapılan bu ucuz şovdanvazgeçmeye ve “sözde saygı gösterdiği yurttaşlarının ifade özgürlüğü” konusunda tutarlı davranmaya davet olunuyor.
Bildiride yer alan üçüncü husus, İspanyol yetkililerin Venezuela’ya uluslararası bir müdahale yapılmasına dayanak oluşturmak amacıyla ülkede insan hakları ihlallerinin yaygın olduğuna ilişkin iddiada bulunmaları. Bildiri bu iddialarla ilgili ayrıntı vermiyor ama bunun uluslararası müdahale senaryosunun bir parçası ve konvansiyonel olmayan savaş olduğunu öne sürüyor ve İspanya ile ikili ilişkilerin bu çerçevede köklü biçimde gözden geçirileceğini vurguluyor.
Chavist yönetimin Rajoy’a yönelttiği içişlerine karışma suçlaması, 6 Aralık genel seçimleri öncesinde beş uluslararası şahsiyetin Venezuela muhalefetine yönelik baskıları kınayan bir bildiriye imza atmış olmaları. Bu beş şahsiyetten biri Mariano Rajoy. Ancak Rajoy tek İspanyol değil, bildiride demokrasiye geçiş döneminin 3. Adamı, eski Başbakan sosyalist Felipe González’in de imzası bulunuyor. Diğer imzacılar, Büyük Britanya Başbakanı David Cameron, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland ve Şili’nin eski Başbakanı Ricardo Lagos.
Bu bildirinin yayımlanmasının gerekçesini, Chavist hükümet tarafından bazı muhalif şahsiyetlerin 6 Aralık seçimlerine katılmalarının yasaklanması ve uluslararası gözlemcilerin çalışmasına izin verilmemesi oluşturmuştu. Bildiride Başkan Maduro’nun, Anayasa’nın garantörü olarak, genel seçimlerin barış içinde, şeffaf biçimde ve serbestçe yapılmasını sağlaması ve sonuçlarına saygı göstermesi gerektiği vurgulanmıştı.
Muhalefetin ısrarlı talepleri karşısında sessiz kalmanın da taraf olmak demek olduğunun dile getirildiği bildiride “özgürlük, demokrasi ve insan haklarına saygı talep etmeninbir ülkenin içişlerine karışma anlamına gelmeyeceğinin” özellikle altı çizilmişti. Demokratlar olarak bu değerleri sadece kendileri için değil, herkes için savundukları belirtilmiş ve tüm demokratlar bildiriye katılmaya davet olunmuştu.
Seçim kampanyası sırasında bildiriden haberdar olan Başkan Maduro, altında Rajoy ’un da imzasını görünce seçim kampanyası sırasında İspanya Başbakanı hakkında ağza alınmayacak şu sözleri sarf etmişti: “Rajoy hazırlan, Rajoy gidiyorsun, ciao, ciao, good bye. Venezuela ile uğraştın, yok oldun Rajoy. Defol Rajoy, Venezuela halkı sana go home Rajoy diyor. “( Rajoy, prepárate. Ay, Rajoy, te vas, ciao, ciao, good bye. Te metiste con Venezuela y te secaste, Rajoy. ¡Afuera Rajoy! El pueblo de Venezuela te dice: ¡Go home Rajoy) Maduro bu sözlerle Rajoy’ un 20 Aralık seçimleriyle iktidardan gitmekte olduğunu ima ederken, 6 Aralıkta kendi başına neler geleceğini hesap edememişti anlaşılan.
Bildirinin altında González’in de imzası bulunmasına ve Sosyalist İşçi Partisi PSOE’nin de bu konudaki politikasının farklı olmamasına karşın Maduro’nun sadece Rajoy’u hedef alması üzerine Başbakan Rajoy da, “15 günde bir benden söz ediyor, herhalde ona sempatik gelmiyorum” demiş ve kendisinin sadece “özgürlükler, demokrasi ve insan haklarından yana olduğunu” belirtmişti.
Aslında Maduro’nun PP alerjisi olasılıkla Başkan Hugo Chávez’in PP’nin eski Başbakanı José Maria Aznar’a, 2002'de kendisine yönelik başarısız darbe girişimini desteklediğini düşündüğü için nefret duymasından kaynaklanıyor. 2008’de Santiago’daki İber Amerika Zirvesi sırasında Chávez’in Aznar için “Aznar gerçek bir faşist. Faşistler insan değildir. Bir yılan daha insanidir” sözlerini sarf etmesine halefi sosyalist José Luis Rodríguez Zapatero tepki göstermişti. Ardından aynı toplantıda bulunan Kral Juan Carlos da Chávez’e “neden çeneni kapatmıyorsun” (¿por qué no te callas?) diye çıkışmıştı.
Chávez Kral’ın bu çıkışına toplantıda değil ama daha sonra medya önünde cevap vermiş ve “Kral da Devlet Başkanı, ama ben seçilmiş bir başkanım, o değil. Üç kez arka arkaya yüzde 70'in üzerinde oyla seçildim. Bana 'Kes sesini' deme hakkı yok" demişti. Venezuela Devlet Başkanı ardından “Sayın Kral. 2002'de Venezuela'nın seçilmiş, demokratik hükümetine karşı darbe hazırlandığının farkında mıydınız" diye sormuştu.
Nicolás Maduro, İspanya’yı, eskiden sömürgeci bir devlet olduğu gerekçesiyle ABD’den sonra Venezuela’nın ikinci baş düşmanı olarak görme eğiliminde. Bu ikiliye sorunlu olduğu komşusu Kolombiya’yı da katarak, Chavist rejimin üçlü bir kıskaç altında olduğu kanısında. Maduro’ ya göre, Venezuela’yı destabilize etmek isteyenler Madrid-Bogota-Miami ekseninde. Miami, bilindiği gibi, Venezuela muhalefetinin yoğun olarak yaşadığı bir eyalet.
Chavist yönetim, İspanya’yı içişlerine karışmakla suçluyor ama insan hakları ihlallerine tepkiyi içişlerine karışma olarak görüyorsa, kendisinin Katalan ve Bask bağımsızlıkçılara ve radikal Sol Podemos’a desteğinin bu tanıma çok daha uygun olduğunu kabul etmesi gerekir. Chavist rejim açısından konu son tahlilde muhalefete destek boyutunda “sen yapıyorsun, ben de ondan yapıyorum” mantığıyla karşılıklılık düzeyine indirgenebilir belki ama ikili ilişkilerin gözden geçirilerek kendi sorunlarını çözmek mümkün değil.
Başkanlık rejimiyle yönetilen Venezuela’da bugün seçilmiş Başkan ile seçilmiş Milli Meclis farklı çoğunluklara dayanıyor. Güçler ayrılığının keskin olduğu bu sistemde yürütme ile yasama arasında uzlaşma sağlanmadan ülkenin yönetilebilmesinin imkânı yok. Uzlaşma bir yerde karşılıklı ödün vermeyi gerektiriyor.
Ne var ki Maduro açısından bakıldığında Milli Meclis’te karşı devrimci bir çoğunluk, bu sonuncular açısından değerlendirildiğinde ise, kendisini devrimci ilân etmiş, iktidarda kalmak için anayasayı bile ihlal etmekten çekinmeyen totaliter bir zihniyet bulunuyor. Birileri için devrimi sulandırıp yok edecek, ötekiler için demokrasiyi ayaklar altına alacak gruplar arasında nasıl bir uzlaşma olur sorusunun cevabını İspanya ya da başka bir ülkeyle ilişkileri askıya alarak bulmak ne kadar mümkün acaba?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018