Ali BAYRAMOĞLU
Önce şunu görmek gerek:
Gazetecilik, anlama, anlatma, aktarma, bilgilendirme, denetleme işlevlerini içeren bir meslektir.
Bunu yapan gazetelerin ve bu işlevlerin varlığı toplumları açık toplum, demokrasi kategorisine sokar. Yokluğu ise kapalı topluma iter.
Velhasıl demokratik toplumların ön koşulu basın özgürlüğünün tam olmasıdır...
Nerede olursa olsun, neden olursa olsun bu özgürlük herhangi bir başarıya, bahaneye, (milli, siyasi, vs) faydaya, gerekçeye, stratejik bakışa kurban edildiği an derin bir hastalık başlar. Zira sınırlanan sadece gazetecinin değil, aynı zamanda kamuoyunun özgürlüğü olur.
Sonra şunu bilmek gerek:
Demokrasiler farklılıklar ve farklı rollerin ürettiği dengelerle soluk alırlar.
Siyasetçi muhafaza ederken, entelektüel tabu kırar, iktidar hamle yaparken, asker güvenlik işleriyle uğraşırken gazeteci sorgular.
Her bir rolün gerçeği, gereği ve bakış merceği bir diğerinden farklıdır ve iyi ki farklıdır.
Çünkü bütünü bu farklılıklar üretir, biri kurar, diğeri eleştirir, başkası uyarır, bir öteki meşruiyet pisti açar ve sonunda hepsi bir dengede birleşerek yol alır.
Şimdi 28 Şubat davasından tutuklu olan, emekli tümgeneral Erol Özkasnak 1997 yılında muhalif gazetecilere mihmandarlık yaptığı Güneydoğu gezisi sırasında, 'amacımız gazeteci, asker, aydın bir meseleye herkesin aynı şekilde bakmasını sağlamak, herkesin aynı 'doğru'ya gelmesi' demişti.
Bunun üzerine bunun vahim ve tehlikeli bir düşünce olduğunu ima etmişti etrafındaki gazeteciler. Askere, 'sağlıklı olanın aynı değil, tersine farklı düşünmek, dahası gazetecinin işinin asker ya da iktidarı övmek, desteklemek, ona lojistik destek sağlamak değil, sormak, sorgulamak, eleştirmek olduğu hatırlatılmıştı.
Kural hep aynıdır.
Devletin ya da siyasetin dikte ettiği tek doğru tehlikedir.
Demokrasilerde gerçek çok parçalı bir bütündür.
O parçaların en değerlisi 'eleştiri ve şeffaflık üzerine oturan'ıdır.
'İmralı tutanakları'nın yayınlanması bu konuda açık bir örnek…
Hükümet bu tutunakların yayınlanmasından hoşlanmadı, ve çok sert tepki verdi.
Siyasi iktidar barış sürecinin kimi görüşmelerinin gizli kalmasını isteyebilir. Siyasi iktidar o tutanaklardaki AK Parti değerlendirmesinden, Öcalan'ın kendisini koyduğu eşit yerden, kullandığı meydan okuyucu dilden rahatsız olmuş olabilir. Doğaldır, zira taşın altına elini koymuştur. Doğaldır zira bu görüşmeler muhalefete malzeme olabilir, siyasi iktidar bu yayını konumu zayıflatan bir hamle olarak okuyabilir.
Ama gazeteci bunları dikkate alarak mesleğini icra etmez.
Ve tüm bunlar o tutanakların bir haber olduğu gerçeğini değiştirmez.
Şöyle diyordu dün Taha Akyol:
'Dünyanın her yerinde böyle bir metni ele geçiren gazete bunu yayınlar.'
Tutanakların olduğu gibi verilmesini eleştirenler dahil, bu, gazetecinin ortak görüşüdür.
Fayda meselesi ve kelimesini pek severiz.
Bu açıdan ele alalım, ama fayda yerine, işlev tabirini kullanalım.
İşlevi ne oldu bu yayının?
Bir kere endişe edildiği gibi barış sürecini sabote etmedi…
İkincisi, iktidarın endişe edebileceği gibi konumunu zora sokmadı.
Üçüncüsü belki en önemlisi:
'Çözüm süreci'nin en sorunlu ayaklarından birisi, daha doğrusu en çok tehditle karşı karşıya kalabileceği nokta, Kürt Siyasi Haraketi'ydi. Birbirinden kopuk, hem devlete hem birbirlerine karşı güvensizlik üzerine oturan bir yapıya sahip bu hareket açısından, 'süreç' kapalı bir kutuydu. Öcalan'ın ne düşündüğü her şeye rağmen BDP ve Kandil açısından ve onların tabi olduğu kamuoyu bakımından soru işaretleri taşıyordu. Ve bu soru işaretleri yürüyen sürecin bizzat içeriden engellenmesine uygun bir zemin hazırlıyordu.
Denebilir ki, bu tutanaklar bu açıdan ters etkide bulunmuş, Kürt alanında oluşan 'siyasi gazı' almıştır. Belki de tam olarak bu amaçla sızdırılmıştır.
Açık toplum demokrasiyi.
Verilen tariflerle basın özgürlüğüne müdahale, Kürt sorunu çözümü ile demorasi arasında paradoks oluşturur.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025