Ali Türer
İlköğretim sekizinci sınıf öğrencileri kasımın son haftasında TEOGS (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) sınavlarına girdiler. Sınavlarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersine ait 20 soru da soruldu.
Daha kaliteli okulda okuyabilmek için çocuklarımız neden “dinimize göre” diye başlayan sorulara cevap vermek zorunda kalıyorlar? Bu sorular neyi ayırt ediyor? Biri bize bunu açıklamalı.
Bu topraklarda kaliteli okullarda okumak isteyen Gayrimüslim ailelerin dışındaki çocuklar, ne kadar Müslüman olduklarını neden kanıtlamak zorundalar? Zekât, İhram, Haç ve Kurban görevleri gibi Sünni İslam’ın konusu olan sorulara verdikleri cevaplara bakarak çocukları ortaöğretime yönlendirirken vicdanınız sızlamıyor mu?
Azınlık okullarına giden öğrencilere bu grup sorular sorulmadı. Sorular çok kolaysa gayrimüslim öğrenciler, zorsa bu sorulara cevaplamak zorunda kalan öğrenciler mağdur olacak. Fırsat eşitliği bunun neresinde?
Çocuklarını azınlık okulları dışında kalan okullara yollayan ailelerin hepsi yaşamlarını İslam’ın Sünni yorumundan çıkartılan aynı ilkelere, aynı tarihi geleneğe, aynı töreye dayalı olarak mı sürdürüyorlar? Alevi yurttaşlar çocuklarını bu derse gönüllü mü yolluyorlar?
Çocuklara Kuran’dan anlamadıkları dilde sureler ezberletiyorsunuz. Kendi inancınızı, doğrularınızı 9-10 yaşındaki çocuklara dikte ediyorsunuz. Çocukların geleceklerini bu ezberler üzerinden tayin ediyorsunuz. Bunun neresi ahlaki? Bir taraftan bunu yaparken, öğrencilere eşit davrandığınızı, çocukları objektif, güvenilir ve geçerli ölçme araçları ile değerlendirdiğinizi ve yönlendirdiğinizi nasıl söylersiniz?
Hani laiklik inanç özgürlüğüydü?
Ahlak, insan davranışlarının doğru yolda mı yoksa yanlış yolda mı sürdürüldüğünü gösteren ayırt edeci ilkeler bütünüdür. Bu ilkeleri ortaya çıkaran kritik soru, “kime göre doğru?” sorusudur. Sana göre doğru, bana göre yanlış olan ahlaki olamaz. “Doğru” şu topluluğa, şu ideolojiye, şu inanca göre de belirlenemez. Ahlaki durumu ortaya çıkaracak ilke sonuçta evrensel olmak durumundadır.
Yaşama saygı, yaşayan hiçbir şeye zarar vermeme, iyi olanı ve elinden gelen en iyiyi yapma. Ahlakın evrensel belirleyicileri bunlardır. Sevgi, saygı, sorumluluk, adalet (haktanırlık), yardımlaşma, dayanışma, doğruluk, dürüstlük, güven, özgüven, alçakgönüllülük, empati, çalışkanlık, mümkün olabilecek olanla yetinme (kanaatkarlık), sabır gibi kavram ve ilkeler bu temel belirleyicilerin ışığında anlam kazanır.
Ahlak hiçbir dinin tekelinde olamaz, inanç disiplinlerini aşar. Esas olan bu kavramların inancınız içinde ne ölçüde içselleştirildiğidir. Ahlakiliğinizin sınırı inancınızı birilerine dayatmaya başladığınız yerde biter.
Ahlak, felsefenin temel çalışma alanlarından biridir. Din ise felsefenin ancak konusu olabilir.
Değerler alanı belirli bir ders ya da ders konusu olamaz. Değerler, eğitim sistemine, bu sistemde görev alanların dayandıkları eğitim felsefesinden gelir. Sistem içinde ortaya çıkan ruh halinde, işlemlerin dayandığı moral dayanaklarda ifadesini bulur.
O yüzden “Müslüman olmayanın ahlakı da olmaz” yargısının, eğitim süreci içinde kimlik siyaseti dayatması dışında bir anlamı, bir geçerliliği olamaz. İnsanları birbirine düşürdüğü, araya nifak soktuğu için de esasen gayrı ahlakidir. Hatta gayrı İslami’dir. Çünkü İslamiyet’in temelinde iyiliği emir, kötülüğü men yatar.
Amacınız vatandaşın davranışını egemen ideolojik yapının beklentisi doğrultusunda kasıtlı biçimde değiştirmek ya da belirlemek olunca eğitim sürecinde ister istemez dayatmacı ve davranışçı bir tutum izlersiniz.
Hâlbuki amacınız davranışlarını gözden geçirebilmesi ve yeniden şekillendirebilmesi için bireye bilişsel, duyuşsal, davranışsal boyutta yardımcı olmak olmalıdır. O zaman eğitim sürecinde sadece, bireyin ortaya çıkardığı ürünü, yaratıcılığı, mevcut olana katılanı, davranışlarının evresel değerlerle örtüşüp örtüşmediğini değerlendirebileceğinizi görürsünüz.
Öğretmen kuşkusuz gencin kendi değerlerini oluşturmasına yardımcı olmalıdır. Ancak bu alanda ölçme değerlendirme yapamaz. Kendi inançlarını düşüncelerini öğrenciye dayatamaz. Kuru nasihat bu alanda en etkisiz elemandır. Öğrenci daha çok toplumun ortak değerleri, evresel ahlak ilkeleri doğrultusunda öğretmenin ortaya koyduğu söz ve davranışların tutarlı olmasından etkilenir. Öğretmen olarak öğrencinizin değerler alnında işlem yapmasına en büyük yardımı bu yolla verirsiniz.
Peki, siz ne yapıyorsunuz? Ailenin inanma biçiminin farklı olabileceğini göz önünde tutmadan, eğitim sürecine aldığınız 9-10 yaşındaki her çocuğa önceden belli bazı kesin yargıları, tutumları ezberleterek kendi inanma biçiminizi dayatıyorsunuz. Sonra da ortaya koyduğu iradenin sizin dini tasarrufunuza uyup uymadığına bakarak onu yargılıyorsunuz. Onun geleceğine bir anlamda ipotek koyuyorsunuz.
Buna ne hakkınız var?
Siz kurban kesme ve dağıtmayı inancınız gereği Allah’a şükretmenin bir yolu, ihtiyacı olana yardım etme ile sosyal yardımlaşma biçimi (sadaka cariye) olarak görebilirsiniz, bu sizin inancınız. Ama bunu böyle görmeyenin yerine göreni (duygudaşınızı) kaliteli ortaöğretim kurumlarına göndermeye hakkınız yok? O nedenle TEOGS’de sorulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları objektif, geçerli ve güvenilir bir değerlendirme için kullanılabilecek ölçme araçları değildir.
Kuran da emredilen her kurala uyuyor musunuz? Kuran, miras taksim ederken erkeğe iki kadın payı verin diyor (Nisa suresi); hırsızlık yapanın elini kesin diyor. Günümüz hukuk devletinde bu hükümler uygulanabilir mi? Sosyal yaşamda cinsiyet ayrımcılığı peşinde koşar; okulları bile kızlı erkekli diye ayırmayı dillendirir oldunuz. Sosyal yaşamı Kuran’daki bütün bu hükümlerle yeniden mi belirleyeceksiniz?
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde sonuçta yapılan Sünni İslam dayatmasıdır. Bu biçimiyle bu dersin temel eğitimde zorunlu olması nereden bakılırsa bakılsın ahlaki değildir.
Bu dersin bir bilgi dersi olduğunu savunuyorsunuz. Bunda gerçekten samimi iseniz kolayı var. Bu dersi felsefe bölümü mezunu öğretmenler versin. İçeriğini de Anadolu’daki bütün din ve inanç kültürlerine eşit mesafede durarak yeniden düzenleyelim.
Her yıl İmam Hatip’ten, İlahiyat kaynaklı mezunlardan 3-4 binini Din Kültürü Ahlak Bilgisi branşına öğretmen olarak atıyorsunuz. İmam Hatip mezunlarının, ilahiyatçıların elinde bu dersin başka türlü işlemesi mümkün mü?
Ahlak hepimize lazım!
Kafanıza göre seçtiğiniz bazı ilahi referanslarla sınırladığınızda ortaya çıkan ahlaki olmuyor. Ahlaki normları inancınızla belirlemeye kalktığınızda, insanın vicdanı doğrultusunda yaşama hakkına saldırmış oluyorsunuz. Toplumsal yaşama fitne sokuyorsunuz.
Allah, kendi adına yapılan bu kötülüğü görmez mi?
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024