Ceren KENAR
Pragmatik mihmandarlar
19.10.2015
2026
Hayatımda
en ilginç bulduğum gazeteci sorularından birini, geçtiğimiz sene
Amerikan Konsolosunun İstanbul'daki rezidansında işitmiştim.
Amerikan Konsolosunun İstanbul'daki rezidansında işitmiştim.
Amerikan
Dışişleri Bakan Yardımcısı Doug Frantz, Türkiye'den beş gazetecinin
sorularına cevap vermek için "on the record" bir basın toplantısı
düzenlemiş ve toplantıyı Türkiye'de medya özgürlüğüne ilişkin
endişelerini içeren bir girizgâh ile açmıştı. (Toplantının bütün
konuşmalarını şu linkte bulabilirsiniz http://istanbul.usconsulate.gov/mobile//asstsecfrantz_turjournos.html.
Bu anekdotu aktarmakta beis görmememin nedeni de toplantı kaydının
Amerikan Konsolosluğu tarafından hâlihazırda kamuyla paylaşılmış
olmasındandır.)
Frantz'in çizdiği tablo ve uyarıları,
Türkiye-ABD ilişkilerinin zor bir rampadan geçtiği günlerde ABD'nin
pozisyonunu yansıtan ve kamu diplomasisi kategorisinde değerlendirilmesi
gereken içerikteydi. Frantz'in sözlerinin bitmesi ile gelen ilk soru,
epey şaşırtıcı idi. Soru deneyimli bir Türk gazeteciden gelecekti:
"Türkiye'de yaşananları tamamıyla özetlediniz. Biz, Türk gazetecilere
tavsiyeniz ne olurdu?"
Bir Türk gazetecinin Amerikan devlet
yetkilisine bu soruyu sorabilmesi beni sadece şaşırtmamıştı, aynı
zamanda rahatsız etmişti. Zira bugüne kadar hiçbir basın toplantısında
Avrupalı veya Amerikalı bir gazetecinin, bir Türk resmî yetkilisine buna
benzer bir soru sorduğuna rastlamadım.
Herhangi bir Türk gazetecinin bu
soruyu bir Türk yetkilisine ve siyasetçiye sorması, Türkiye'de (haklı
olarak) bir skandal muamelesi görecekken, bu sorunun bir Amerikan
yetkilisine böylesine rahat sorulabiliyor olması bana ancak bir üçüncü
dünya ülkesi entelijansiyasına özgü bir tuhaflık olarak gelmişti.
Türk
gazetecilerin veya fikir insanlarının bir kısmının kendilerini
konumlandırdığı yeri anlatmak açısından bu anekdot başka yoruma yer
bırakmayacak kadar ibretlikti.
Post-kolonyel literatürde
Spivak'ın irdelediği, "native informant" (yerli kaynak) kavramının
hakkını veren bir pozisyondu bu. Sadece ve sadece yerli pozisyonu temsil
ettiği için bir anlamı olan, ancak asla kendi özne olamayacak, hikâye
yazıcı olamayacak bir edilgen mihmandar.
ABD dışişleri
yetkilisine Türk gazetecilere ne yapmaları gerektiğini soran sualin
zamanlaması da manidardı. IŞİD'e karşı kurulan koalisyona, Türkiye
ABD'nin Suriye politikasına dair çekinceleri nedeniyle katılmamayı
seçmişti. Türkiye, Suriye'de kapsamlı bir müdahaleden, yani Esad'ı da
hedef alan bir operasyondan yana idi. Suriye'de hiçbir radikal örgütün
taban bulamayacağı istikrar ve barış ortamının ancak bu şekilde
oluşacağını savunuyordu Türkiye. Diğer türlü, yani sadece IŞİD'i havadan
vuran bir müdahalenin tabiri caizse bataklığa parfüm sıkmak olduğu
inancı sadece Türkiye dış politika yapıcıları arasında değil, Orta Doğu
konusunda çalışan uzmanlar içinde de hakim görüştü. ABD ise IŞİD'e karşı
kendi planını Türkiye'ye dayatıyor, bunun için de farklı kamu
diplomasisi aygıtlarını kullanıyordu.
"Türk entelektüellerine
ne yapmalarını tavsiye edersiniz" sorusu Avrupa'daki zenofobik, ırkçı
çevrelere veya sağ partilere şu an sorulsa, sanıyorum verecekleri cevap
100'den fazla akademisyenin imzaladığı ve Merkel'e Türkiye gezisi öncesi
Erdoğan'ı şikâyet eden bildiriye imza atmaları olurdu.
Türkiye
solunun dünyanın farklı yerlerindeki sol diktalara duyduğu muhabbet
yeni değil. Sosyalist rejimlerin günahlarını temize çekmek için
gösterdikleri çabalar da. Lakin Türkiyeli solcularının, Alman sağından
ricacı olması sanıyorum ki bugüne nasip olan bir garabet oldu.
Avrupa'nın utanç verici mülteci politikasını temize çekmek, Suriye
meselesinde bölge ülkelerine karşı olan sorumluluklarını üzerinden
atması için "ilerici" argüman sağlamak Türkiye soluna düştü.
Türkiye'nin
adaylık sürecine ırkçı sebepler ile konmadık engel bırakmayan,
Türkiye'nin zaten hâlihazırda sahip olması gereken hakları mülteci
meselesinde bir iş birliğinin tavizi olarak sunan bir siyasetçiden
demokrasi dersi vermesini beklemek de...
İki milyondan fazla
mülteciye kapı açan, bu konuda tüm dünyaya örnek bir politika
geliştiren, eksikleri olmakla beraber bu mesele için önemli bir kaynak
ve mobilizasyon oluşturan bir hükümeti, Avrupa'nın yabancı düşmanı
sağcılarına şikâyet etmek ancak Türkiye solunun aklına geldi.
Spivak'ın
yerli kaynağı yapısal nedenler ile özne olamıyordu. Türkiye'nin yerli
kaynakları ise gönüllü olarak özne olmamayı seçiyor. Bir sömürge
ülkesinde yaşadıkları için değil, başkalarının mağduriyetlerden
devşirdikleri hikâyeler üzerinden savundukları sınıf kimlikleri dışında
anlatacak bir şeyleri olmadığı için.
Kendi ülkesinde
"ilericiliğin" tekeline aldığını, anti-demokratikleşmeye karşı mücadele
ettiğini savunanlar, küresel ölçekte hakim olan statüko ve anti-demokrat
ideolojilere bedava back-up hizmeti sunuyor.
Zira, aslında
kendi ülkelerinde de ne ilerici, ne demokratlar. Mensubu bulundukları
kimliğin çıkarı doğrultusunda bu duruma düşebilecek kadar pragmatik
mihmandarlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017