Ergun AŞÇI
Ben briç sporcuyum.
Düşünce sporlarının içerisinde ev zevkli olanı yaptığımı düşünüyorum.
Bu düşünce sporuna yani briçe tutku ile bağlıyım.
Bu tutkum nedeni ile Akçakoca’da yaşamama rağmen Düzce merkezinden hiçbir briç sporcusu İl temsilciliğine talip olmadığı için briç il temsilcisi oldum.
Temsilci olduğum zaman bürokrasi ile aramın olmadığını bilen arkadaşlarım çok sıkıntı çekebileceğimi hatırlatmışlardı.
Ne sıkıntısı çekebilirdim ki?
Briç federasyonu zaten üvey evlat muamelesi gören bir federasyon olduğunu federasyon olarak bütçeden aldığı payların komik düzeyde olduğunu ve Düzce’de de böyle olacağını zaten biliyordum.
Düzce spor bürokrasisi daha fazla ne yapabilirdi ki?
Ne kadar çok yanıldığımı bugünlerde anladım.
Bürokrasiyi “ti”ye alabilen bir gelenekle bağlantılı olduğunu bildiğim Sayın Ömer Faruk Şiran’ın müdürlüğünde bürokrasiden yediğim çalım bürokrasinin ne menem bir şey olduğunu bir kere daha bana hatırlattı.
Yaşadığım hayal kırıklığını birçok kişi ile paylaşabileceğimin de farkındayım.
Sayın Ömer Faruk Şiran ile Kasım ayında briç ile ilgili neler yapacağımız konusunda yüz yüze görüştüm. Briç sporu için neler yağılabileceği ile ilgili bir görüşmeydi.
Akçakoca ‘da briç şubesi olan bir kulüp olduğunu ve Düzce merkezinden bir kulüp açılmasının şık olacağını söylediğimde bunun çok kolay olduğunu ve zaten il spor müdürlüğünün bir takımı olduğunu ve bu takıma şube açılabileceğini söyledi.
Diğer konuşulanlardan bahsetmeye bile gerek yok. Çünkü kulübün yönetim kurulunun alacağı bir kararın imzalanması ile bitecek şube açılması süreci altı ayda bitirilemedi.
Görüşmemizden hemen sonra Sayın Cahit Taş ve Sayın İbrahim Ardıç’a bu konudaki talimatlarını vermiş olmasına rağmen.
Düzce İl Spor Müdürlüğü bürokrasinin 6 ay da bu kadar basit bir işlemi dahi yapmamasının 2 sebebi olabilirdi
1)Briç sporu maalesef cehaletten kaynaklanan sebeplerle kumar olarak algılanır. Sayın Şiran mahalle baskısını uğramış olduğu için ya da uğrama ihtimaline karşı bu talimatını iptal etmiş ve bu işi sürünceme de bırakın talimatı vermiş olabilir.
Bu ihtimalin olduğuna inanmıyorum, inanmak istemiyorum.
2)Sayın Şiran’ın personeli, Sayın Şiran’ın her talimatına kendilerini uymak mecburiyetinde hissetmiyorlar, kanaatimce olan da bu.
Olan bitenin hikâyesini daha doğrusu “Bugün git yarın gel”davranışının feriştahının hikâyesini anlatmak istiyorum.
Kasım ayından itibaren periyodik bir düzenle telefonla il spor müdürlüğünü aramaya başladım telefonlarıma çıkan Sayın Cahit Taş ve Sayın İbrahim Ardıç’tan, Sayın Gülay Ercan’ın izinde olduğu gelince onun ilgileneceği mazeretini en az 5 kere dinledim. Tabii ki Sayın Gülay Ercan’ın ne kadar izin kullandığını da merak etmeye başladım.
Yaklaşık dört ya kadar Sayın Gülay Ercan’ın izinden gelmesini bekledim. Sonra Gülay Ercan’ın artık bu işlerle ilgilenmediğini öğrendim.
Ve büyük bir aşama kaydettim Sayın İbrahim Ardıç benden antrenörlük belgesi istedi. Bir iki gün sonra belgeyi fax ile kendilerine gönderdim.
Aradan zaman geçince tekrar aradım telefona çıkan Sayın Cahit taş bu işlere tekrar Sayın Gülay Ercan’ın baktığını izinden gelince ilgileneceğini söyledi.
Sayın Gülay Ercan’ın izinde olduğu mazeretinin tipik bir “Bugün git yarın gel“zihniyeti olduğunu geç de olsa o an anladım. Sayın Gülay Ercan’ın bu kadar izin kullanması mümkün değildi ki.
Bir telefon güreşmesinde İbrahim Ardıç’a çok yavaş hareket ettiklerini hatırlatınca beni nasıl suçlayabilirsiniz diye tepki aldım. Öyle ya altı üstü beş ay kadarcık bir zaman geçmişti.
Arada bir yerlerde Fatih Keten’in de harekete geçmesini beklemeye başladık.
Hep ben telefon açıyordum, İl spor müdürlüğü personelinin izahat vermek için telefonla aramak gibi lüzumsuz(!) işlerle uğraşmadığının altını da çizmek gerek.
Mayıs ayında ise bambaşka mazeretler ortaya çıktı. Karar defterleri müfettişlerdeydi ve yapabilecekleri bir şey yoktu.
Uzun aramalarım ve sitemlerimden sonra Sayın Cahit Taş bir kere telefon açtı hakkını(!) yememek lazım, bu işin niye bu kadar uzun sürdüğünü sorduğumda da şu mazereti öne sürdü.
“Sizin gibi 53 temsilci daha var”
Özrü kabahatinden büyük derler ya, tam bu duruma uygun bir cevap.” Tam da niye faaliyeti olmayan bir temsilciliği aldınız da başımıza iş çıkardınız zaten 52 temsilci fazla geliyordu” izahatı, Düzce bürokrasisinde son noktadır.
Bu arada Sayın Cahit Taş temsilcilikten istifamı bile talep etti. Bu talep ile asıl yetkili Sayın Cahit Taş galiba demekten de kendimi alamadım.
Bu görüşmeden sonra Sayın Ömer Faruk Şiran’a telefon ettim. Sekreteri Sayın Seda Pak çok o anda çok meşgul olduklarını sorunu kendilerine anlatırsam Sayın Ömer Faruk Şiran’ın beni arayacağını söyledi.
2 gün sonra Sayın Şiran aramayınca ben aradım beni niye aramadı diye. Sayın Seda Pak’dan aldığım cevap Sayın Şiran’ın tesisleşme ile çok meşgul oldukları için bana ayıracak zamanı olmadığıydı.
Bu yazıyı yazarken herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için İl Spor Müdürlüğünde bu yazıda ismi geçenlerin soy isimlerini öğrenmek istedim bu bile her nedense bir problem haline dönüştü. Sayın Seda Pak hemen soy isimleri vermektense beni tekrar İbrahim Ardıç veya Sayın Cahit Taş ile görüştürmek istedi.
İl spor müdürlüğünde çalışanların soy isimlerinin verilmesinde ne gibi bir sakınca olabileceğini düşünürken lütfedip soy isimleri verdiler.
İl Spor Müdürlüğünden alabildiğim ilk ve tek hizmette bu oldu.
Sayın Ömer Faruk Şiran’ın adil ve eşitlikçi olmasını bekliyorum.
Öncelikle Sayın Şiran’ın 6 aydır ilk defa telefonla arayan bir temsilciye ayıracak birkaç dakikası olmalı. Hiç bir şey yapmayacak olsa bile nezaketen telefona çıkmalı ya da bilahare telefon etmeliydi.
Bu toprağın insanlarının bu nezakete sahip olduğuna inanan biriyim, Düzce İl Spor Müdürlüğü bürokrasisinin günü gelince bu nezaketten pay alacağını umuyorum.
Tesisleşmeye verdiği önem ve kaydettiği ilerlemeler Sayın Şiran’ı bir kibirin içerisine hapsetmiş olmalı ki bu hassasiyeti göstermiyor, gösteremiyor.
Sayın Şiran’dan briç sporuna kaynak ayırması yönünde beklentim olmadı. Mahalle baskısına maruz kalmamak için briçe mesafeli durabileceğini net bir şekilde anlatmıştı zaten.
Hala merak ettiğim ise “Bugün git yarın gel “davranışının Sayın Ömer Faruk Şiran’ın isteğiyle mi, yoksa her şeye rağmen personelinin tercihleri ile mi olduğudur.
Tek çabam briç camiasında Düzce ilinin de anılması içindi. Sayın Ömer Faruk Şiran ve personelinin bu çabamı anlamasını artık beklemiyorum. Yine de il spor müdürlüğü bürokrasisine rağmen bu çabam sürecek.
Bu yazıda o çabamın bir mahsulü.
Sözümü Osmanlı halkının padişahlara seslendikleri gibi bitirmek istiyorum.
Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları


























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018