Ferhat KENTEL

Ferhat KENTEL
Ferhat KENTEL
Tüm Yazıları
Dinin ütopyasını bitirmek
20.06.2014
2535

 İslami hareketten bir "reel başarı" öyküsü olarak AKP çıkınca, bugün biraz din ama çokça inşaat adına konuşanların cephesinde İslami hareketin, daha doğrusu dinin ütopyası bitti. Dinin ütopyası bittikçe, AKP asansörüne binenler çoğaldı ve bunlarla birlikte, ütopya o ciheti iyice terk etti; şimdi başka yerlerde nefes alıp vermeye çalışıyor. "Ağam neylerse iyi eyler" dillerini ya da "bu başbakanımıza yapılmış bir komplodur" buluşlarını sergilemek için konuşlanmış olanların zaten böyle bir ütopya derdi hiç olmadı.

Bunlar bize "Bu reel bir durum" deyip duruyorlar. "Reel sosyalizm" gibi yani... "Zaten sosyalizm de bu işte! Daha ne olmasını istiyorsunuz ki?", "Görmüyor musunuz, herkes Sovyetler aleyhinde komplo üzerine komplo tezgahlıyor. Sovyetleri korumak için İstiklal savaşı vermek zorundayız" diyorlar.

Sovyetler'de "reel sosyalistler" sosyalizmi öldürdüler; Türkiye'de "reel / dünyevi dindarlar" dinin enerjisini, isyanını, rüyasını, adalet duygusunu öldürdüler. Bütün mesele Salı günleri yapılan erkeklik gösterilerine, oradan çıkıp bir intikam aracı olarak insanların kafalarına vurmak için gösteriye dönüşen çılgın projelere sıkıştı. ("Sadece havaalanı değil, zafer anıtı!" Kime karşı zafer?)

Bir kısır döngüye sıkışan siyasal hayat, hayatlarımız, fakat daha da çok çocuklarımızın hayatı gri, gıpgri, beton, ruhsuz, yalnızlaşmış ama hamasetle, arkadan koşan adalet çığlığının önünden kaçarak ayakta kalmaya çalışan bir müsamereye dönüşüyor...

Sürekli bağırıp çağıran, adeta rahmetli Gabriel Garcia Marquez'in romanlarından çıkmış bir "başkan baba" karakteri, İslami hareketin ütopyasına son noktayı koymakla meşgul sürekli.

Belediye başkanlığından beri siyasetin koridorlarında olup biten her türlü ayak oyununu, güç ilişkisini hatmetmiş bir başbakanın İslami hareketin taşıdığı anlamda bir rüyası var mıydı gerçekten, bilemem... Ancak, bugün, herşeyin üzerini silip süpüren onun siyasi merkeziliğine ve merkezciliğine, siyasi ihtirasına bakıldığında, gerçekten kendisinin İslami hareketin taşıdığı ruhla örtüştüğü bir-iki satır var mıydı diye sormadan edemiyor insan. Yoksa Ahmet Özcan'ın bir zamanlar Necmettin Erbakan için kullandığı, "milli devlet", "güç hesapları", bildiğimiz "siyasetçilik" (ya da gündelik hayatımızdaki negatif "politika") anlamında "Selametçilik" ruhuyla mı zaten donanmıştı?

Etrafındaki iktidar susamışlarını, itibar ve ikbal özlemlilerini zaten saymaya gerek yok; onlar, kapitalist ve laikçi yapılar ve daha da önemlisi hayatı her alanında ikiye bölen modernist zihniyet karşısındaki İslami hareketin bütün çoğulluğuyla isyanını anlamaları beklenemezdi.

"Kalpsiz dünyanın kalbi", "ezilenlerin isyanı" olarak din ya da İslami hareket , bütün hatası ve sevabıyla, Türkiye toplumsal tarihine muhteşem bir "direniş" hikayesi ve sosyal adalet çığlığı bırakırken, şimdinin iktidar mevzilerindekiler bu çığlığa kulaklarını kapatıp, "reel" ve de buz gibi bakışlarıyla birbirilerine "ne kadar güzel ve haklıyız" oyununu oynuyorlar.

Acıklı bir durum! Kürt barışı "reel siyasetin" koridorlarında ter dökerken, Başbakan, Tokat'ta HDP'lilere saldıran faşistleri örnek gösterip, "herkes bu tavrı koymalı" gibi bir vecize salıyor. Muhtemelen "reel politika" olsun diye, "bayrağı indireni indireceksin!" türünden sözler sarfettiğinde de Kremlin'den alkışlar yükseliyor.

"Türk halkının babası Atatürk" anlaşılan epey yıprandı ki, bıraktığı boşluk bir başka "yeryüzü tanrısı" kıvamına getirilen başka bir "Baba"yla hızla doldurulmaya başladı.

Ve acıklı bir sonuç: İslami hareket 80'lerde yükselirken, 90'larda Sincan tankları, beyaz sermaye, "beyaz sivil toplum" ve "beyaz medya" tarafından boğulmaya çalışılırken, "yeryüzünde, insani ya da insan ürünü hiçbir güce teslim olmayan" insanların hareketinden, direnişinden, isyanından ne kadar da uzaklara düşmüşüz.

http://marksist.org/yazarlar/ferhat-kentel/15152-dinin-utopyasini-bitirmek

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar