Figen Çalıkuşu
Trump’ın kendi kendine “kurtuluş günü” ilan ettiği günün ertesinde Obama’nın Hamilton Koleji’nde yaptığı konuşmayı dinledim:
“Bu durumu düzeltmek hepimize düşüyor. Birisi gelip sizi kurtarmayacak. Demokrasideki en önemli makam, ‘hayır, bu doğru değil’ diyen sıradan vatandaştır” dedi.
Bizlerin de çekilen acılar karşısında “bu doğru değil dediğimiz” zamanlar oluyor mu?
Vicdan denen o garip duygu her zaman aynı kuvvette “yeter artık” diyor mu?
İşte Mahir Polat örneği, önümüzde. Bin bir çeşit hastalığı ile iki günde bir cezaevinden hastaneye, hastaneden cezaevine, oradan da Adli Tıp’a sevkini üzülerek izledik. Çok ciddi sağlık sorunları olan bir insanı o korkunç cezaevi araçlarıyla oradan oraya dolaştırdılar.
O cezaevi araçları nasıldır bilir misiniz? Bir demir kutunun içinde kelepçeli bir şekilde oturursunuz. Kımıldayamazsınız bile. Kilometrelerce öyle gidersiniz. Her virajda yana devrilir, elleriniz bağlı olduğu için zorlukla doğrulursunuz.
Hasta bir insana bu muameleyi reva gördüler işte.
Tutuklama yerine ölçülü tedbirler varken ve yasanın emri iken, neden en ağır tedbir olan tutuklama tedbirine başvuruldu? Niye günlerce bu işkence çektirildi?
Çünkü çoktandır yaşanan benzer haksız uygulamalara hep birlikte itiraz etmedik… Çünkü bizlerin toplumsal vicdanı kayboldu, haksızlık karşısında isyan eden ortak bir vicdanımız kalmadı.
Çünkü bölündük, parçalara ayrıldık, husumet mahallelerine dönüştük. Vicdanlarımız parça parça mahallelere dağıldı.
Bizler, vicdanları susmuş insanlar olmasaydık, hukukun mağdur ettiği insanlara yalnızca kendi mahallemizin penceresinden bakıyor olmazdık.
Mahir Polat konuşulurken dikkat ediyorum; hemen Balyoz ve Ergenekon davalarında yaşananlar anlatılıyor. Elbette çok acılar yaşandı.
Peki ya Gezi yargılamasından Tayfun Kahraman…
Peki ya PKK yargılamalarından Aysel Tuğluk…
Peki ya 15 Temmuz yargılamalarından 79 yaşında tekerlekli sandalyede hastalıkları ile bir başına Melek İpek…
Peki ya 15 Temmuz yargılamalarından 4. evre pankreas hastası tarih öğretmeni Ramazan Aktaş…Böbrekleri yüzde 30 çalışan zabıt kâtibi Mehmet Parlak… Cezaevine giden kızını artık tanımayan Alzheimer hastası İbrahim Güngör…
Seslerini duyuramayan, bilinmeyen, tanınmayan bu ülkenin sıradan insanları… Ve sayamadığım niceleri… Her biri sağlıklı bir ortama muhtaç onlarca insan.
Bir de göz göre göre ölenler var…
28 Şubat yargılamasından 85 yaşındaki Vural Avar, cezaevinde öldü.
15 Temmuz yargılamalarından Şükrü Tuğrul Özşengül…Hâkime “beni hastaneye sevk edin, çok hastayım, cezaevinde ölürüm” dedi. Hâkim “gayet sağlıklı görünüyorsun” dedi neredeyse alaycı bir aldırmazlıkla. Cezaevinde kalp krizinden öldü… Kimseden bir ses çıkmadı.
Ve gözümüzün önünde uçup giden Sümeyra…
Bir daha söylüyorum, kimseden ses çıkmadı… Hangi vicdandan söz ediyorsunuz?
Biz bu insanlara sahip çıkmadık…
O “şucu”, o “bucu” dedik.
Her biri insandı aslında… Görmedik, insanı görmeyip insanlıktan söz ettik.
Ne korkunç ki, aynı acıları çekerken, hukuk yerine siyaseti koyuyor ve insanı görmez oluyoruz. Siyaset kurumu bizi bu hale getiriyor. Vicdanlarımızı kurutuyor.
Kendi mahallesinden olmayan çektiği acıları görmezden gelenlerin, daha beteri acı çekmelerini içten içe ya da açıkça isteyenlerin vicdanları kurumuş demektir.
Vicdanı kuruyan, vicdanı olmayan bir insanın fikri olsa, partisi olsa, mahallesi olsa ne olur, olmasa ne olur… Vicdanı olmayanın insanlığı da yoktur ki bir fikri olabilsin.
Siyaset kurumu, hukuku vuruyor, yargıyı araçsallaştırıyor. Bizleri kamplara ayırıyor, aynı çileleri çekerken bile birbirimize karşı kör ve sağır hale getiriyor.
Ancak bizden birinin canı yandığında bağırıyoruz. Ya öbürleri ne olacak? Vicdan denilen şeyin, “öbürleri” için olduğunu unuttuk artık. Kendimizden olanı savunup, bizden olmayanı zevkle ateşe atıyoruz.
Gözümüzün önünde yaşanan hukuk zulümlerinin tümüne hep birlikte “hayır, bu doğru değil” demeyi bilebilseydik eğer, o insanlardan önce kendi vicdanımızı korurduk. Böyle vicdansız olmazdık.
Dertlerimiz aynı… Sırayla herkes aynı acıyı çekiyor.
Sesimizi, sıra bize gelmeden çıkarabilirsek, insanlarımızı, insanlığımızı, vicdanlarımızı kurtarabiliriz.
Tabii vicdanımızı kurtarmak istememiz için bile bir miktar vicdanımızın kalmış olması lazım…
Kaldı mı, artık hiç bilmiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025