Gülay GÖKTÜRK
"Eğer HSYK içinde tarafsızlığı şaibeli otonom bir yapı oluşmuşsa, bu yapının tasfiyesi için yapılacak değişiklikler elbette gereklidir" demiştim dün. Ama eklemiştim: "Mesele, bu tasfiyenin nasıl yapılacağı ve yerine neyin getirileceğidir. (...) Hükümetin HSYK'yı yeniden tanzim için tek başına oturup bir yasa yaparak kendi kontrolüne almak yerine Meclis'teki bütün partilerle işbirliğiyle ortak bir formül bulmaya çalışması şart. Bu konuda yıllardır uyarılarda bulunan sivil toplum kuruluşlarını, hukuk insanlarını işin içine katarak herkesi tatmin edecek kalıcı bir çözüm bulması gerekiyor."
Bilgi notu aldım
Bu yazım üzerine dün, "Türkiye'nin hukuk insanları" denilince ilk akla gelen isimlerinden biri olan Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk'tan HSYK ile ilgili bir mektup, daha doğrusu bilgi notu aldım. Meselenin oldubittiye getirilmemesi için bunun gibi çok sayıda görüşün ortaya dökülmesi ve enine boyuna değerlendirilmesi gerektiğine inanıyor, bu amaçla Sayın Selçuk'un notunu sizlerle paylaşıyorum:
"Değerli Gülay Hanım...
Her şeyden önce şunu belirteyim ki, siyasetçi Adalet Bakanı ve onun buyruğundaki müsteşarı, HSYK'dan dışlanmadan yargı bağımsızlığı sağlanamaz. İlkin müsteşarın böyle kurullara katılması bildiğimce hiçbir ülkede yok. Adalet Bakanı'na gelince, adliyenin sorunlarını bilmek ve buna göre siyaset üretmek durumunda olduğundan kurula katılabilir ancak oy hakkı olmamalı.
2000 yılı reform önerisinde Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac cumhurbaşkanının kurul başkanı olduğu bir sistemde yargının bağımsız olamayacağını belirterek yazılı hukukun değiştirilmesini istedi, başaramadı, kaldı. Nicholas Sarkozy de aynı görüşteydi, 2008'de bunu başardı ve bu görüş doğrultusunda değişiklikler yapıldı. İki ayrı kurul oluşturuldu. Hakimler Kurulu'nun başına Yargıtay Başkanı, Savcılar Kurulu'nun başına da Yargıtay Başsavcısı geçti. Kamuoyu demokrasisinin geliştiği Batı ülkelerinde ve elbette Fransa'da yargının yansızlığı ve dolayısıyla bağımsızlığı ilkeleri çok önemlidir. Öyle ki, Türkiye'de yaşanan olaylar oralarda ya hiç yaşanmamıştır ya da yaşandığında kamuoyu demokrasisi çok güçlü olduğu için siyasetçiler koltuklarını yitirmişlerdir. Bunların örnekleri çoktur. Fransa'da hem de bizzat siyasetçi cumhurbaşkanının girişimiyle böyle bir iyileştirmeye gerek görülmüştür. Uygulama da hep bu doğrultuda olmuştur. Sözgelimi Fransız yargıtayında başkan ve üye sayısı 6'dır. Bizim gibi 428 üye sayılı bir yargıtay bildiğimce zaten yeryüzünde yoktur. Uygulamadaki yozlaşma sürerse yakında bu sayı 1000'i bulur.
Fransa'ya dönelim... Fransa'da üye sayısında ölüm, emeklilik gibi bir nedenle boşalma olduğunda, yazılı hukuka göre boşalan sayının üç katı aday gösterilmek gerekir. Başkanlık sistemine göre cumhurbaşkanı bu üç kat adaydan birini seçer. Ancak uygulamada bu kurala yargıya güven ilkesi uyarınca hiç uyulmamıştır. Varsayalım ki bir tek üyelik boşaldı. Oradaki HSYK der ki, "Bütün Fransa'yı taradım ve bu göreve uygun sadece tek bir aday bulabildim."Bugüne dek hiçbir cumhurbaşkanı üç kat adayda ısrar etmemiş, yargı bağımsızlığı bilinciyle ve duyarlılığıyla yargıya güvenmiş ve o kişiyi atamıştır. Bu yöntem gelenekselleşmiştir. Bu bir...
Dahası var: İtalya'da Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun başkanı cumhurbaşkanıdır. Kurulun görüşmeleri herkese yani halka açıktır. Hakkında işlem yapılacak bir yargıç ya da savcı yahut da herhangi bir insan gider, oradaki tartışmayı dinler. Günışığında demokrasi anlayışının ve saydam yönetim ilkesinin sonucudur bu. Devletin yönettiği insanlardan gizlisi saklısı olmaz. Bu da iki...
Görüyorum ki Türkiye bu anlayışların çok çok gerisinde. Bunlar bize Mars kadar uzak. Çok acıdır ki bugün yapılmak istenen, bunların yüzde yüz tersidir. Türkiye'de hukuk bilinci ve hukuk asabiyesi ne yönetilenlerde ne de yönetenlerde gelişmiştir. Bu yetersizlik elbette hepimizin işini güçleştiriyor. Çok da üzücü.
Esenlikler,
Sami Selçuk."
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015