Hadi ULUENGİN

Batı, Erdoğan, İbn Rüşd ve rüşt
20.12.2014
1754

 YOLUNUZ Endülüs Kurtuba’sına (Cordoba) düşerse şehir surların önünde İbn Rüşd, yani BatılılarınAverroes dediği Müslüman devin heykeline rastlayacaksınız.

Heykeli oraya koyu Katolik İspanyollar dikmiştir…

Öte yandan, tablo dünyayı gezdiği için ne zaman, nerede olacağı belirsizdir ama aynı İbn Rüşd’üGiorgione’nin “Üç Feylozof” adlı başyapıtında da temaşa edebilirsiniz.

Venedik Rönesansının ustası o Averroes’i sağındaAristo, solunda da muhtemelen Ficin olmak üzere tuvalin ortasına resmetmiştir.

***

SONRA, tıpkı Ankara’daki veya diğer İslam ülkelerindeki gibi Paris’teki büyük hastanelerden birisi de İbn Sina adını taşır.

Daha doğrusu, bu defa Frenkler tıp âlimine Avicenne dediği için o tabelayla anılır.

Damdan dama atlamak olacak ama konuyla ilgisi var, başka bir örnek daha vereyim:

Bir vakitler Fransa’nın en popüler dergisi olan “Le Petit Journal”in 24 Kasım 1895 tarihli sayısında arka kapak “Şark Olayları– Camiye Ermeni Saldırısı” başlığını taşıyor.

İslam ibadethanesine düzenlenmiş tasviri resim de bütün sayfayı kaplıyor.

Fakat eklemek gerekir: Aynı derginin 2 Mayıs 1909 tarihli nüshasında aksi yönde bir vahşet resmi kullanmış ve altında da “Türkiye’de Hıristiyan Katliamı” yazıyor.

***

YERİM olsa çok daha fazlasını sayabileceğim yukarıdaki örnekleri yine Cumhurbaşkanı’nın bir lâfından dolayı sıralamak ihtiyacını hissettim.

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan önceki hafta gerçekleşen İSEDAK toplantısında bu defa da “İnanın, Batılılar bizi sevmiyorlar” diye kelâm buyurdu… Hoppala!

Hoppala ama hayır, inanmıyorum! Zaten Batı’ya az biraz vâkıf olan birisini de inanmaya ikna etmeniz mümkün değildir devletlû ve kudretlû Reis-i Cumhur hazretleri…

***

DEĞİLDİR, zira sevgi nedir, sevmek nedir? Hele hele ülkeler ve medeniyetler arasında bunların ölçüsü ve kıstası nedir? Bu tür soruların cevabı büyük çetrefillik arz ediyor.

Fakat buna rağmen yine de Batı düşüncesi sözkonusu kavramı mümkün mertebe en nesnel, en tarafsız ve en gerçekçi kılan platformu oluşturuyor.

Çünkü aynı Batı düşüncesi hem içerik, hem de metodoloji olarak bizzat kendi kendini eleştirmek, hatta reddetmek imkânını meşru sayan bir bütün olarak ortaya çıkıyor.

Ve diğer hiçbir zihin ve fikir sistematiği böylesine hayati bir marja imkân tanımıyor.

***

BANA göre yukarıdaki düşüncenin kökenlerini Kadim Yunan’ı belirleyen ve kutsalı dahi sorgulamaktan çekinmeyen rasyonalite dürtüsüne; yani bir ölçüde, yazarı Homeros’muş veya değilmiş önemli değil,Ülis’e bin bir oyun oynayacak kadar kaprisli ve haris, dolayısıyla da insani Tanrıların hüküm sürdüğüOdiseus efsanesine kadar çıkartmak gerekiyor.

Zaten Kilise’nin ustalığı ve dehası da aslında o Yunan’la hiç ilgisi olmayan bir İseviliği daha sonra yukarıdaki rasyonaliteye eklemlemesinde yatıyor.

Ve buradan itibaren sevgi nesnelleştiği için de Katolik İspanyollar İslam İbn Rüşd’ün heykelini dikmekten, İtalyanlar ise onu Aristo’nun yanında resmetmekten korkmuyorlar.

Veya Fransız dergi kapağında “Ermeniler camiye saldırdı” demekten çekinmiyor.

Ama siz tüm yukarıdakilerini ıskalar ve o derginin “Türkiye’de Hıristiyan Katliamı” kapağını tek referans alırsanız tabii ki “inanın, Batı bizi sevmiyor” diye yakınırsınız.

Çünkü demek ki siz o sevginin rasyonalitesini İbn Rüşd’de de keşfetmiş ve bunu iftiharla teşhir etmiş Batı’nın rüştüne hâlâ erişememişsinizdir ki, dolayısıyla sizin o “inanın” yakarmanız da ancak ve ancak yine aynı rüşte ulaşamamış olanlar nezdinde itibar görebilir.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar