Hakan AKSAY
Açık konuşalım.
Derin bir nefes aldık.
Bir ohhh çektik.
Başarılı bir seçim sınavı verdi Türkiye.
Her şeye rağmen...
Evet, her şeye rağmen...
Zorbalıklara, barajlara, yasadışı baskılara, hukuku ve ahlakı hiçe sayan uygulamalara, devlet gücüyle abanmalara ve bilumum adaletsizliklere, hatta fiziki saldırılara, kurşunlara, bombalara rağmen...
Başarılı bir seçim sınavı verdi Türkiye.
Birinci parti, ama yenildi
Korktuğumuz olmadı.
“Garip bir şeyler olur da AKP yine açık ara ipi göğüsler mi?”sorusu pek çoğumuzun kafasının içinde bir yere sinmiş kara bir gölge gibiydi.
Ama böyle bir sürpriz olmadı.
AKP oylarında ciddi bir düşüş yaşandı.
İktidar kendi kazdığı kuyuya yuvarlandı.
13 yıl sonra seçimlerden birinci parti olarak çıkmak, normal şartlarda bir “zafer” olabilirdi.
Ama çıtayı öyle vahşi bir yüksekliğe koydular ki...
Şimdi hezimete uğramış gibiler.
Bakın televizyona çıkan yandaş çehrelere: Yüzler kapkara, en azından sapsarı, ya da mosmor...
‘Yeter artık, zorlama!’
Başkanlık sistemi ne oldu?
Yandı bitti kül oldu!
400 milletvekili?
İnek içti dağa kaçtı!
Hükümet?
Şüpheli…
AKP hükümeti tek başına kurabilir mi?
Zor...
Kursa bile ayakları yere ne kadar sağlam basar?
Zemin çürük...
Yine de Cumhurbaşkanı zorlamasıyla AKP, iktidarını aynı vurdumduymazlık ve kibirle sürdürebilir mi?
Hayır.
Buraya kadar!
AKP’nin “hava durumunu kendi keyfine göre belirlediği şartlar”bu seçim sonuçlarıyla bitti.
Seçmen tam olarak “dur bakalım” demese bile, “ağır ol bakalım”dedi, o kesin!
Artık “uzlaşmalı, şartlı, hassas dengeli AKP hükümeti” mi olur?..
Koalisyon mu?..
Erken seçim mi?..
Ne olursa olsun, iktidar eskisi gibi inisiyatif sahibi ve özgüvenli davranamaz.
Umarım Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu anlamıştır.
Umarım seçmenin verdiği “Yeter, zorlama artık!” mesajını almıştır.
Ve umarım en karanlık çekmecede duran tehlikeli senaryolara başvurma çılgınlığına yönelmez.
HDP’nin tarihî başarısı
Çok büyük, çok zor, çok özel bir zafer kazandı HDP.
Düşünün bir, hatırlayın:
Önce “Neden bağımsız girip de 30 küsur milletvekilini garanti etmek yerine böyle bir riske girip parti olarak katılıyorsunuz?”eleştirisi başlamıştı.
Sonra “Erdoğan ile başkanlık için anlaştınız mı?” kuşkusu ve suçlaması...
Ardından “AKP ile koalisyon yapacaklar” salvoları geldi.
Bu tür saldırıların dışında daha beteri vardı.
Seçimlerde ne devlet yardımına, ne de öteki partiler kadar propaganda şansına sahip olan HDP’nin ofis ve temsilcilikleriyle mitinglerine saldırılar başladı.
“Devletin üst katları” bir yandan, valisi, kaymakamı, polisi öte yandan...
Tuzaklar, pusular tezgâhlandı.
Silahlar konuştu, bombalar patladı.
Birçok HDP’li öldü ve yaralandı.
Buna karşı ne yaptı HDP’liler?
Sabrettiler.
Olağanüstü bir sabırdı bu.
Adaletsizliğin ve zorbalığın bu kadarına dayanmak gerçekten çok zordu.
Bu çok zoru başardı HDP yönetimi ve üyeleri.
Onları yürekten kutluyorum.
AKP açısından ‘sonun başlangıcı’
HDP geleneksel Kürt oylarına daha önceleri AKP’yi desteklemiş birçok Kürdün oylarını ve “batılı” sosyalist, sosyal demokrat, sol oyları da ekledi.
Ve “her şeye rağmen” (şu saat itibarıyla) yüzde 13 civarında oy oranıyla son derece önemli bir sonuç elde etti.
Artık Kürt sorununun parlamentoda görüşülmesi ve barış içinde çözülmesi için imkânlar çok daha fazla.
Artık Meclis’te ciddi bir sol ağırlık var.
Artık iktidar karşısında genç, enerjik, zeki, esprili ve aktif bir muhalefet var.
Yani dengeler değişti...
Ve bundan sonra çok daha fazla değişebilir.
AKP’nin “eski Türkiye”si önemli bir darbe aldı.
Ve gerçek anlamda “yeni, demokratik ve barışçı Türkiye”nin kurulması için önemli bir eşik geçildi.
Yarın ne olacağını tam olarak bilmiyoruz.
Ama bugün iyi bir gün oldu.
7 Haziran, demokrasi ve özgürlükten yana güçler açısından zafer getirdi.
AKP açısından ise “sonun başlangıcı” oldu.
Seçim yazısının sonuna mutlaka eklemem gereken son cümlem şudur:
8 Haziran’daki Erdoğan, 6 Haziran’daki Erdoğan kadar güçlü değildir.
@AksayHakan
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025