Hilâl KAPLAN
Hükümetin sunduğu ve geçtiğimiz günlerde Meclis'ten geçen 'MİT Yasası' ile son üç yıldır paralel devletin 'şamar oğlanı' haline gelen teşkilatın kurumsallaşması bağlamında önemli bir adım atıldı.
İstihbarat teşkilatılarının var olduğu, istihbarî operasyonlarla hükümetlerin bile yıkıldığı (CIA itiraf etmeseydi, Musaddık'ı Amerika'nın yıktığına hâlâ komplo teorisi diyen 'gerçekçi'ler vardı) bir dünyada, ülkelerin güçlü istihbarat teşkilatları olması zorunludur. Bunu 'demokrasi kaybı' olarak lanse edenlerin, aynı zamanda demokrasi beşiği olarak ABD, İngiltere, Almanya, vb. gibi istihbarat teşkilatlarının gücü malum ülkeleri örnek göstermeleri de, bir dosyada 2.280 kişiyi dinlediği anlaşılan 'paralel devlet'e çıt çıkarmamaları da ibretlik çelişkilerdir.
Çıkan yasanın en önemli özelliklerinden birisi de çözüm sürecini yasal bir çerçeveye oturtmasıdır. Yasaya eklenen 'milli güvenlik ve ülke menfaati için yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş ile tüm örgüt, oluşumlar ve kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek' fıkrası sayesinde, İmralı ve Kandil ile geçmişte yapılmış ve yapılacak olan görüşmeler MİT'in görev kapsamı içine alınıyor. Gülen'in BBC röportajında gösterdiği ve 7 Şubat MİT krizine gönderme yapan 'yargılanma' sopasını hatırlayanlar, bu maddenin önemini de kavrayacaktır.
Ayrıca yasada yer alan 'MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir' fıkrasıyla da sadece İmralı'da yapılan görüşmelerin değil, Kandil'de yapılan görüşmelerin de MİT'in görev alanında olduğu kesinleştiriliyor.
MİT Yasası'yla sağlanan yasal güvencenin, BDP'nin Meclis'e sunduğu 'Toplumsal Barış ve Müzakere Kanun Teklifi'nde talep eden çerçeveyi birebir karşılamadığı açık. Fakat mevcut düzenleme, BDP'nin taleplerini dikkate alan bir ilk adım olarak görülmeli diye düşünüyorum.
BDP'nin teklifindeki olumlu yönlere dikkat çeken ve kendi önerilerini sunan, barış süreçleri alanındaki yetkin isimlerden Akın Özçer, www.serbestiyet.com'da yayınlanan ilgili yazısını şöyle bitiriyordu:
'Ne var ki Meclis Başkanlığı'na sunulan yasa önerisi 'müzakere' ve 'taraf' gibi tam da tartışma konusu yapılabilecek, hatta çözüme karşı kesimlerce kullanılabilecek bazı kavramlar içeriyor (...) Türkiye'de benzeri bir müzakere süreci yürütmek bir yana, içinde 'müzakere' ve 'taraf' kavramların geçtiği bir yasanın tam da içinde bulunduğumuz bu kutuplaşma ortamında çıkarılması ve Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi halinde iptal edilmemesi olasılığı var mı?'
Siyasî meşruiyeti olan talepleri dile getirirken, siyasî imkân dengesini gözetmeyi de öneren haklı bir soru değil mi?
BDP'nin de, Başbakan Erdoğan'a 'Yüce Divan'ı gösteren güruha eklemlenmeden, hem bu soru hem de Öcalan'ın 17 Aralık sürecini neden 'darbe' olarak adlandırdığı üzerinde düşünmesi gerekmez mi?
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019