Hüseyin GÜLERCE

Hüseyin GÜLERCE
Hüseyin GÜLERCE
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Siyah gözlüklerin sakladığı...
30.05.2012
2920

 Gündeme boğulmasaydık, iki amirale ait olduğu ileri sürülen sözlerle bu ülkede yer yerinden oynardı. İkisi de muvazzaf, yani halen görevde amiral. İkisi de Balyoz davasından tutuklu ve cezaevinde. İçeriden konuşuyorlar. Birinin adı Tuğamiral Fatih Ilgar, diğerinin adı Tuğamiral Cem Aziz Çakmak. İkisinin de fotoğraflarında, ekranda kalın çerçeveli siyah gözlükleri var.

 

Önce şunu belirteyim. Bu sözlerin dehşetini gizlemek ve meseleyi saptırmak için Ergenekon dostlarının bir taktiği var. Söylenenlere değil de, söylenilenlerin nasıl sızdırıldığını öne çıkartıp sulandırma, bulandırma yapıyorlar. Yani cinayeti değil, katili kim ele veriyor gibi, onu sorguluyorlar. Bir ikincisi de ses sahipleri, bu iddiaya hiç itiraz etmiyorlar. Bugüne kadar hiçbiri, "bu ses bana ait değil" demedi. Çünkü teknoloji, sesin kime ait olduğunu yüzde yüz belirliyor.

Amiraller ne diyor? Bir defa ikisi de sağlam kaynaklardan duyum aldıklarını söylüyor. Demek sağlam kaynaklar varlığını koruyor... İkisi de bir ya da iki yıl içinde cezaevinden çıkacaklarını anlatıyorlar. İkisi de intikam hazırlığından bahsediyor. Tuğamiral Ilgar, "Bu bir savaşsa savaş yapacağız. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar. Bu ülke ya ekonomik krizle ya bir iç savaşla kendine gelecek. Bu iki seçenekten bir tanesi kapımızı çalacak. Dönecek bu rüzgâr." diye konuşurken, Tuğamiral Çakmak, "Bu ülkeden kaçacaklar çoğu. Çok kişinin canı yanacak. Yani bunun rövanşında çok can yanacak. Bir sürü hesaplaşma olacak. Çoluğuna çocuğuna kadar..." diye konuşuyor.

Bu ne kin ve nefret böyle? İç savaştan bahsetmek, çoluk çocuk demeden katletmeyi düşünmek... Bu düşmanlığın temelinde ne var? Bu millete, halkın seçtiklerine nasıl böylesine bileniyorlar? Uzun tutukluk sürelerine evet ben de eleştiri getiriyorum. Uzayan yargılama süreci adaleti zedeliyor. Ama bir de böyleleri varsa... Bunlar hâlâ Silahlı Kuvvetler kademelerinde güçlerini, konumlarını muhafaza ediyorlarsa. Her an fırsat kolluyorlarsa... Her an bir darbe ihtimali söz konusuysa... Demek henüz sahili selamete çıkmış değiliz. Ki, benim bu köşede öteden beri söylemeye çalıştığım buydu. Vesayet rejimi, bütün demokratikleşme çabalarına rağmen gücünü ve varlığını koruyor. Ancak yüzde yirmi bir zafiyet söz konusu... İktidarın gevşemesini, hükümetin kendine son derece güvenerek boşluk vermesini bekliyorlar. Tuğamiral Çakmak da bilhassa bu konunun üzerinde duruyor. Şöyle diyor:

"Şimdi ben şuna inanıyorum. Bir insanın en zayıf olduğu zaman ne zamandır biliyor musun? Kendine çok güvendiği zaman. Biz de çok güvendik, ondan zayıftık. Şimdi de aynı hatayı onlar yapıyor. Rövanşta hata yapmayacağız. Bir sürü hesaplaşma olacak. İki sene çok, bir sene içinde... Eğer biz buradan bir çıkarsak, bu dışarıdakilerle çok ciddi bir hesaplaşma olacak. Çok ciddi hem de..."

Bu hesaplaşma fırsatının nasıl doğacağını amiral açıkça söylüyor: "Fırsat, hükümet zaafa uğrarsa doğar... Demokrat cephe birbirine düşerse doğar... İktidara demokratikleşme hamlelerinde, referandumda destek verenlerle, AK Parti birbirine düşürülürse doğar..." Son aylardaki fitne gayretlerine de bir de bu gözle bakınız. Belli medya, sürekli iktidarı, darbe davalarına destek verenleri suçluyor: "İntikam duygusuyla hareket etmeyin, rövanşist duyguları bırakın" diyor. Ama asıl kin ve nefretle intikam peşinde olanlara hiç laf ettiklerini duydunuz mu? Ergenekon dostlarının çabalarına da bir de bu gözle bakınız. Hâlâ darbe teşebbüsü davaları itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Hâlâ bilgi kirliliği, savcı ve yargıçları karalama, hedef gösterme, mahkemeleri baro taktikleriyle engelleme hamleleri devam ediyor. Demokratikleşme cephesi yılgınlığa, yorgunluğa, gevşekliğe zorlanıyor.

Vesayet rejimini, onların payandalarını, güç merkezlerini, kozmik adamlarını, kurdukları asırlık yapıyı kimse hafife almasın. Kalın çerçeveli siyah gözlüklerin sakladığı kin ve nefreti, intikam hazırlığını kimse unutmasın...

 

 

[email protected]  

30 Mayıs 2012, Çarşamba

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (3)
  • Hrac Madooglu

    Hrac Madooglu

    6.05.2013 04:09

    Bu yaziyi okuduktan sonra vardigim kani, yazarin "Ermeniler bir bardak soguk su icip 1915i unutsun cunku Soykirimi TC Devletine kabul ettirmek icin verdikleri ugras kendilerine cok seyler kaybettiriyor" gorusunde olmasi. Hrant da "zehirli kan" benzetmesini yaparken buna benzer bir gorusu ifade etmisti. Burda gercek dunyayla bagdasmayan bir idealizm var. Soykirim cok yakin gecmiste olan ve acisini derimizin ustunde hissettigimiz bir felaket. Tarihin akisi icinde 100 yil cok kisa bir zaman. Ben yasta olanlar tanidi, dinledi, birlikte yasadi bu felaketi yasayanlarla. Soykirim Ermeni kimliginin buyukce bir parcasi ise bunda suc Ermenilerin degil, hala yuzu kizarmadan tarihi yalan-yalnis-eksik anlatarak ahlaksiz bir politika guden TC Devletinindir. Son birkac ayda bu ulkede olup bitenlere de "devrim" demek icin cok erken. Vakit kazanmak icin, dostlar alisveriste gorsun diye yapilmadigi ne malum? Kaldi ki soykirimin Ermenilerin guncel hayatini ve Ermeni kulturunu olumsuz sekilde etkiledigi gorusu de abartili...

  • hikmet  muti

    hikmet muti

    5.05.2013 13:28

    Erginciğim,Akyıldızım,..ya sen okuduğunu anlamadın yada üstün hegomanik dikte etme hastalığın depreşdi....biraz saygı ve empati....Mahçupyan içdünyasına yolculuk yaparken,kemalciler de yoksayma uyanıklığını geliştirsinlerdemiyor...biraz vicdan,biraz empati....eminim becerbilirsiniz....

  • Ergin  AKYILDIZ

    Ergin AKYILDIZ

    5.05.2013 10:07

    Son yıllarda okuduğum EN BARIŞÇIL VE DOĞRU YAZILARDAN BİRİ.HATTA "TEK" i DAHADA ILIMLI YAKLAŞIMLAR ÜRETİLEBİLİR VE HEM ERMENİSTAN HEM DE TÜRKİYE İÇİN GEÇMİŞİ KOLTUK ALTNDAKİ KİTAPTA SAKLAYIP GELECEK ADINA HALKINA MUTLULUK VERECEK BARIŞÇIL YAKLAŞIMLARI SERGİLEMEK GEREKİR.UNUTULMAMALIDIR Kİ HİÇBİR MİLLET BİR TOHUM GİBİ İLK FIŞKIRDIĞI YERDE UZUN YILLAR YAŞAYAMAMIŞTIR.HEPİMİZİ BİRİLERİ YADA BİRŞEYLER BİLDİĞİMİZ İLK YERLEŞİM YERİMİZDEN KOPARMIŞTIR.BİZDEN KİM ÖZÜR DİLEYECEK DİYE HAYATIMIZI KARARTMAYA GEREK YOK ARTIK.GEÇMİŞ HERKES İÇİN ÖLMÜŞTÜR,HATIRA SINA SAYGI YETERLİDİR.AMA GİTGİDE ZORLAŞAN DÜNYAMIZ DA HALKLARIN GELECEKLERİNİ HAZIRLAMADA KARŞILIKLI SAYGIYA VE GEÇMİŞİ BİR KENARA BIRA KARAK DAYANIŞMAYA İHTİYACI VARDIR.

Yazarlar