Lale KEMAL
Polise ve valilere aşırı yetki veren, bu yolla yargı denetimini iyice zayıflatan dolayısıyla Türkiye’yi artan biçimde polis devletine çevirmenin bir diğer aracı haline getirilmek istenen iç güvenlik paketi, iktidar partisinin oy çokluğuyla geçen hafta Meclis İçişleri Komisyonu’ndan geçti.
Bu paketin bir diğer tartışmalı maddesi de Jandarma teşkilatının kısmen sivil iradeye bağlanması planı. Daha önce de yazmıştım, görevleri arasında polisle birlikte asayişin sağlanmasının da bulunduğu Jandarma teşkilatının, kısmen de olsa İçişleri Bakanlığı’na bağlanması planı, çok gecikmiş bir adım ama şimdiki niyetleri açısından bir hayli sorunlu. Zira, hükümetin, polis, yargı ve istihbarat teşkilatı üzerinden toplumu zapturapt altına almakta olduğu bir arka planla Jandarma’yı kendisine bağlama planını, sivilleşme adına olumlu bir adım olarak görmek mümkün değil.
Pakete göre, Jandarma Genel Komutanlığı (JGK) ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın (SGK), askeri görevleri dışındaki görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin olarak atama, değerlendirme ve disiplin konularında içişleri bakanı ve valileri yetkilendiren düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeyle, JGK ve SGK siyasi iradeye tam olarak bağlanmıyor, eskisinden farklı olarak asayiş görevleri sırasındaki jandarma faaliyetleri denetim altına alınmak isteniyor.
İç güvenlik paketi eğer yasalaşırsa, örneğin, ‘başsavcıların uhdesindeki yargısal faaliyetlerinin bir bölümünü üstlenecek, bakanlar kurulu yerine olağanüstü hal ilan etme yetkisine kavuşacak valilik makamını kim denetleyecek?’ sorusu akla geliyor. Paketle, süper yetkilerle donatılmış valiler üzerindeki denetim böylece zayıflatılırken Jandarma’nın asayiş faaliyetlerindeki denetimini bu makam nasıl sağlayacak?
Diğer yandan, mevcut durumda Jandarma’nın, geleneksel asayiş görevlerini polisle birlikte yapma ve askeri görevleri yerine getirme gibi iç içe girmiş çok fazla sorumluluğu bulunuyor. Sınır devriyesi yapmak ve PKK’ya karşı geniş çaplı operasyonlarda orduya destek vermek Jandarma’nın başlıca askeri görevleri arasında yer alıyor. Mesaisi bir hayli yoğun anlayacağınız.
Jandarma’nın faaliyetlerini yürütürken -ki önemli bir zafiyet noktası- personelinin büyük bir bölümünün profesyonel olmayan zorunlu askerlik hizmetini yapan acemi askerlerden oluşuyor olması. Jandarma subaylarının, askeri akademilerde ya da piyade alanında eğitim görmek yerine asayiş hizmetlerinde etkin bir şekilde eğitilmeleri de önem taşıyor.
Dolayısıyla, Jandarma teşkilatının sivilleşme adına üniforma renklerinin değişecek olması değil kilit konu.
Asıl konu, Jandarma’nın fonksiyonlarının birbirlerinden ayrılması ve asayişle doğrudan ilgisi olmayanların başka kurumlara devredilmesi. Örneğin, yaklaşık 910 kilometrelik Suriye sınırındaki güvenliği, ordu ve Jandarma’nın birlikte yerine getirmeleri yerine bu görev ordu birliklerine devredilebilir.
Jandarma teşkilatının yetkilerinin bir kısmının ordudan alınıp sivillere devredilmesi planının, silahlı kuvvetlerin, önemli bir personel gücünü elinde bulunduran bu güç üzerindeki kontrolü kaybediyor olmasından dolayı endişelendiğini biliyoruz. Ama zaten her yıl yaklaşık 100 binin üzerinde genç, yükümlü olarak Jandarma’ya katılıyor, bir hayli yüksek bir rakkam, endişeye gerek yok.
Hatırlatmakta yarar var, Jandarma’nın adı, JİTEM vasıtasıyla, 1990’lardaki yargısız infazlara karıştığı Ergenekon darbe teşebbüsü davasında yeniden gündeme geldi.
Ne yazık ki Türkiye’de polis ve jandarma güçleri hep muhalefeti bastırmak için kullanıldı ve tüm bulgular mevcut iktidarın da aynı amaçla bu güçleri kullanacağını gösteriyor. Jandarma’yı kısmen de olsa sivilleştirme projesinin, demokrasiyi tesis etmek anlamına gelmediği ortada. [email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016