Leyla İPEKCİ
Yeni Türkiye elbet biraz da yeni sivil anayasayla kendi sağlamasını yapacaktır, ama yazılı antlaşmaların tahakkuku son kertede toplumsal hayattaki tavır ve davranışların 'yerli yerine' oturmasıyla da ilgilidir. Toplumsal barış, çoğulculuk, büyük bir medeniyet derken... Medeniyet inşasında ihtiyacımız olan canlı sözlerin farklı yansımalarını toplayabileceğimiz çok amaçlı bir merkez fikrinden bahsetmeye başlayabiliriz. Bir tür tevhid mahallinden söz ediyorum.
Bu topraklara izini düşürmüş ve halen mayalamaya devam eden velilerin, âriflerin, mutasavvıfların bize bıraktığı canlı eserlerin bugünün diliyle ve dünyasıyla yorumlanması, paylaşılması bugün hepimiz için acil bir ihtiyaç. Bu da daha yaygın ve kapsamlı biçimde edebiyattan mimariye, halk kültüründen musiki birikimimize hemen bütün 'malzeme'leri konu edinen bir enstitüyle mümkün olabilir. Peki bunun koşulları nelerdir, altyapısı nasıl oluşturulur?
Önce geçen yazımda başladığım mevzuyu biraz daha açayım. Güzellik insanda genişlik yaratır demiştim. Kâinat genişledikçe güzellik algımız da genişliyor. Kâinatta ne varsa hepsini içine sığdırmaya ehil olan kalbin kemâlinin de üst sınırı yok bu yüzden.
Peki hangi kalp ehil oluyor kâinatı içine sığdırmaya? Allah'ın tabiri caizse en güzel sanatını temsil eden kâmil insan kalbi. Önceki yazıda maksadım 'en güzel sûret'te yaratıldığı ayetle bildirilen kâmil insana ulaşabildiğimiz ölçüde bir 'nur medeniyeti' kurabileceğimizi ifade etmekti. Buradan bir medeniyet enstitüsü fikrinde kendi kemâlini bulacak hayale / tahayyüle doğru devam edeyim.
İbn Arabi Hazretleri kâmil insanın niteliklerini tarif ederken şöyle der: 'Cenâb-ı Hakk'ın yüce bir meleği vardır, ismine ruh derler. Başında sayısız saçlar vardır. Bütün melekler, yer ve gökler o meleğe nispetle bir insanın elindeki veya saçına takılmış bir inci tanesi gibidir. Cenâb-ı Hakk, emriyle bütün bu varlığı bir lokma etseydi; kâmil insan, boğazından bir nesne geçtiğini hissetmezdi. Melek veya felek kâmil insanın kalbine konulsaydı, var mıdır, yok mudur hissetmezdi. Nitekim Hazret-i Bayezid bu makama vâsıl olduğunda taliplerine şöyle buyurmuştur: Yüce arş, cisimler âlemini kuşatır. Milyon kere arş ve içinde olanlar, ârifin kalbinin köşelerinden bir köşeye konulsaydı, ârif onu hissetmezdi.'
Evrenin genişlemekte olduğu bugün kanıtlanmış bir bilimsel gerçek. Kâmil insanın kalp genişliğinin üst sınırı olmamasına varmak içinse Kudsî Hadis'deki; 'Yerlere ve göklere sığmam ama mümin kulumun kalbine sığarım' ifadesinde derinleşmemiz yeterli sanırım ama bu çok katmanlı bir derinleşme gerektiriyor bizler için. Hadisteki mümin kulun kâmil insan olduğundan hareketle, buradaki ilmî kanıt her nefsin kendi yolculuğundadır diyebiliriz kuşkusuz.
İbn Arabi Hazretleri şöyle devam ediyor: 'Bayezid'in haber verdiği, ârifin cisimler âlemi ile kıyaslandığında ortaya çıkan azametinin izahıdır. Ben de derim ki, sonu olmayan varlık ki, icat ettiği herhangi bir varlıkla kıyaslandığında icat eden Mutlak Varlık sınırsız ve sonsuzdur. Böyle olmakla beraber icat eden ayn, ârifin kalbine konsa ârif onu dahi hissetmezdi. Yani ârifin kalbi Mutlak Varlık'ı ihata edebilecek genişliğe sahiptir.'
İmdi mevzumuza dönelim. 'Allah güzeldir, güzeli sever' hadisinden bahsettiğim önceki yazımda söz konusu ettiğim yorumları biraz daha açarak şöyle diyebiliriz: Güzel'in en kâmil temsili insan-ı kâmildir. O halde, güzel sanatların bize ilham edeceği tüm güzellikler, kâmilde berraklaşan güzellik cevheri karşısında yetersiz kalacaktır.
Sözü artık baştaki emelime bağlayabilirim. Değil mi ki, bir medeniyetin inşasında kültür ve sanat o medeniyetin ruhunu oluşturan temel taşlardandır, onu oluşturacak ana malzeme 'güzel insan', yani kâmil insan yetiştirmekle mümkün. Kâmillerin insanlığın tüm hakikatini cem eden özellikleri, evrensel dili, 'güzel ahlak' ve edebi yer ve göklerin nurudur diyebiliriz. Onlar 'aşk şahidi' olduklarından diridirler ve sözleri canlı sözdür.
'En güzel başlangıç' ile 'en hayırlı son'u kendinde toplayan Hazreti Peygamber'in (sas) 'Beni gören O'nu gördü' ifadesindeki maksadı kavrayabilmemiz için: Her birimizde saklı olan nur-i Muhammedî cevheriyle bizi buluşturacak ve bizi hakikate ulaştıracak kâmil insanla 'bir' olmayı, evvel ve ahir'leri kendi nefsimizde cem etmeyi deneyimlememiz gerekiyor. Aşk ile.
Aşk 'güzel'den gelen ve güzel'e doğru çekilen insanlık serüveninde bir imkân ve aynı zamanda fıtrî bir zorunluluk. Hemedâni hazretlerinin dediği gibi, 'aşk herkes için farz.' Zira istikamet hepimiz için bir. 'O'ndan geldik ve yine O'na döneceğiz.'
Bu yolculukta yukarıda bahsettiğim tür bir 'nur medeniyeti'ni canlandırabilmek için yapabileceğimiz somut şeyler üzerine düşünmemiz lazım. Artık bundan sonraki yazımda meramımı açacağım noktaya varmış bulunuyorum. Yusuf Kaplan'ın geçtiğimiz günlerde bahsettiği medeniyet üniversitesine de bir yüzüyle bakan bu medeniyet enstitüsü fikrinden inşallah devam edeceğim.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018