Markar ESAYAN
Gerçekten de milli bir dayanışmanın sergilenmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin sonrası Türkiye için çok ferah olacak, bunu da ekleyelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhtarlar Toplantısı’nda yaptığı çağrı, Türkiye’ye dönük çoklu tehditler karşısında milli bir duruşun çok gerekli olan ifadesiydi. Çünkü bunu halk Şehitler Tepesi’nde zaten hayata geçirmişti.
Unutmayalım ki, bu süreç, 1. Dünya Savaşı’nda yarım kalmış planların/haritaların tamamlanması adına, ancak değişen dünya şartlarında terör örgütleri, finans kapital ve onun güdümündeki algı merkezleri üzerinden gayrı resmi bir savaş ilanıyla süregidiyor.
İki dünya savaşından sonra oluşan çift kutuplu sömürü dengesi, SSCB’nin yıkılması, Arap Baharları ve Türkiye gibi ülkelerin öne çıkmasıyla bozuldu. Bu dengenin bozulmasıyla oluşan boşluk, özellikle Ortadoğu’nun kontrolü açısından terör örgütleriyle doldurulmaya çalışılıyor.
Bu nedenle, iyi ve kötü terör örgü tleri sınıflandırılmasına gidiliyor. Öyle ki, PKK’ya silah sağlamanın meşruiyeti, DEAŞ’a karşı verdiği sözde mücadeleyle sağlanmaya çalışılıyor. Batı medyası ve kurumları seferberlik halinde bu örgütleri terör örgütü listesinden çıkarma operasyonu yapıyorlar. DEAŞ’ın bir maymuncuk işlevi görmek üzere kurulduğu veya önünün açıldığı belli oldu.
Pek çok ülke, Ortadoğu’da etkin olmak adına rekabet ediyor. Bu noktada Türkiye, merkez ülke olarak kontrol edilmek isteniyor. FETÖ, PKK ve DEAŞ şeytan üçgenine alınmak istenen Türkiye, bu aktörlerden en az birisine teslim olmadığı, bağımsız politikalar geliştirdiği için herkesin aynı anda hedefi olmuş durumda.
Türkiye’nin birkaç parçaya bölünmesiyle bu kontrol bir yüz yıl daha sağlanmak isteniyor. 15 Temmuz bunun adına yapılan bir işgal denemesiydi. Bu işgal denemesi başarılı olsaydı, terör örgütleri uydu devletlere dönüşecek, dünyaca hemen tanınacak ve misyon tamamlanacaktı.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı topraklarının paylaşmak üzere dönemin büyük devletleri nasıl buralara üşüşmüşse, şu anda da üşüşmüş durumdalar. Tek fark terör örgütlerinin ön planda olması.
Türkiye’nin bekasını önemseyenlerin, herkesin aynı anda ok attığı Erdoğan’ı sahiplenmesi çok önemli. Erdoğan’ın sahiplenilmesi, Türkiye’nin sahiplenilmesi ile özdeş hale gelmiş durumda. Ülkenin liderliğini bu derece siyasi hesap üzerinde, son derece zeki ve cesur hamlelerle savunan Erdoğan’a karşı anlamsız bir mücadele sürdürmek, ülkenin altını oymak ile aynı anlama geliyor.
Bu seferberlik halini siyasi hesaplara alet etmemek gerekir. Seferberliği Cumhurbaşkanlığı sistemini erteletmek adına argümanlaştırmaya çalışanlar çok hatalı bir yoldalar. Bu sistem değişikliği verdiğimiz beka mücadelesinin en önemli gereklerinden birisi. Ülkenin hızlı, etkin ve milli bir yönetim sistemine kavuşması Erdoğan’a değil, çocuklarımıza gerekli olan bir kazanım olacak.
Sultan Abdülhamid’i dış ülkeler yıkamadı. Onu “kendi çocuklarına” yem ettirdiler. Böylelikle son fren mekanizması kayboldu ve ülke nihai yok oluşun kıyısına geldi. Bunun bedelini bugünkü Suriyeliler gibi, tüm Osmanlı tabaları ödediler. Kurtuluş Savaşı’nda milli seferberlik hali ile Atatürk etrafında dindarlar, Kürtler dâhil tüm kesimler birlik olmasaydı, Türkiye kurulamayacaktı.
Bugün de yapılması gereken budur.
Hasılı, hedef alınması gereken Erdoğan değil, ülkemizin özvarlığına savaş açanlardır. Cumhurbaşkanlığı sistemi kutuplaştırma amacıyla bildik çevrelerce kullanılmazsa, bu ülkenin birleşmesine vesile olacak.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019