Markar ESAYAN
Bugün AK Parti’nin kuruluşunun 16. Yıldönümü… Öncellikle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında tüm AK Parti camiasını, seçmenlerimizle birlikte kutluyorum. Bu harekete can vermiş, katkıda bulunmuş lakin ebediyete göçmüş herkese de Allah’tan rahmet diliyorum.
AK Parti, Türkiye’nin siyasi hayatına damgasını vuran bir fenomen. Hatta, etkileri ülke sınırlarını da aşmış durumda. Bugün birtakım ülkelerin Türkiye’ye yönelik geliştirdiği olumsuz tutumun kendisi de, Erdoğan fobisinin nedeni de AK Parti’nin kayıtsız kalınamayacak etkisi.
16 yıl boyunca, tüm belaltı saldırılara karşın, ülkeyi belirli bir gelişim rotasında tutmak, hedefler koymak, o hedeflere ulaşmak, türlü darbelere karşı siyasal sistemin, millet iradesinin güçlenmesini sağlamak, beşeri planda bir tür mucize gibiydi. Bu arada, Sayın Erdoğan’ın da, AK Parti’nin de yaslandığı tek güç, milletten aldığı meşru siyasal destek oldu. Hatta, yönetmek mesuliyetini aldığı devletin içinde de FETÖ gibi derin yapılar vardı. Öte yandan, PKK, DHKP-C ve DEAŞ gibi türlü terör örgütleri Türkiye’nin üzerine gönderiliyordu.
Sadece Türkiye’nin değil, küresel müesses nizamı da karşısına alarak yol kat eden bir partinin sadece millet iradesine güvenmesi, 15 Temmuz gecesi Erdoğan’ın söylediği gibi “Milletten başka güç tanımaması” öyle kolay açıklanır bir durum değil. Girdiği her seçimi, kaçınılmaz olan iktidar yıpranması ve yeni nesillerin doğal arayışlarına rağmen kazanmak da öyle. Bu yüzden AK Parti hareketi fenomen olma özelliğini hak ediyor.
Devleti, dar kadro hareketlerinin değil, milletin devleti yapmaya dönük her atılım, bu olağandışı başarıyı getiren yol taşları oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kayıtsız şartsız millet iradesini kerteriz alan tavizsiz tutumu, millet tarafından her zaman fark ve takdir edildi. Erdoğan’ın başarısının altında yatan şey, organik yeni nesil bir siyasetçi olmasıydı. Sırtını millet dışındaki iktidar odaklarına dayamak yerine, milletinin ne istediğine dönük tercihleri, ayakta kalmak şartıyla her zaman başarıyı getiriyordu.
Bu meselenin bu kadar basit bir açıklaması vardı: “Millete git, onun taleplerini doğru oku ve o talepleri yerine getirmek için elinden geleni yap.” Formül buydu…
Böyle olduğunda, Erdoğan ve AK Parti’yi ancak iki şey devirebilirdi. İlki, vesayetçilerin alıştığı türden bir darbe olabilirdi. Bu 12 Eylül gibi konvansiyonel bir darbe de olabilirdi, 28 Şubat gibi postmodern darbe de… Esasen, her türlü darbe tipini de denediler. Ayışığı, Sarkız’lardan başlayıp, 28 Nisan e-muhtıralarından geçen, kapatma davalarından, ekonomik abluka denemelerine varan, sonra birden aks değiştirip 2013 Gezi kriziyle farklı metotlara yönelen birçok darbe girişiminden AK Parti sağsalim çıkmasını bildi.
Bir diğer yol da, yine millet iradesini tek güç olarak belleyen ama siyasi olarak milleti peşinden sürükleyecek bir başka siyasi rakibin ortaya çıkmasıydı. Türkiye’nin siyasi yelpazesine baktığınızda, bu ancak CHP’nin işgal ettiği kanalda olabilirdi. Ancak, CHP ilk yöntemi deneyenlerin müdahalesine uğradı ve bugünkü acınası hallere kadar geldi.
Bugün 16 yılı geride bırakan ve hâlâ Türkiye’yi heyecanlandırmayı başaran, ülkenin geleceğinde varolacağı anlaşılan bir merkez partisi olarak AK Parti, belki de asıl verimli olacağı çağının başında. Çünkü, artık yeni bir hükümet sistemimiz var ve darbeler başarısız oldu. CHP’nin kışkırttığı kutuplaşmayı aşabildiği, üst kimliği onarabildiği, yeni nesilleri kucaklayabildiği oranda liderliği kaptırabileceği bir aktör bulunmuyor. Bunlarda başarısız olması durumunda da, bir başka aktöre değil, kendisine yenilmiş olacak. Bu da sorumluluğu daha ağır hale getiriyor.
Ama Türkiye’nin böyle bir lüksü yok ve AK Parti bunu çok iyi biliyor.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019