Mehmet Y. Yılmaz
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u kazandığı aslına bakarsanız gece yarısı Anadolu Ajansı servis yapmayı kestiğinde belli olmuştu.
İlk veriler gelmeye başladığında Binali Yıldırım 200 bin oy civarında önde görünüyordu ama fark da her geçen saat kapanıyordu.
CHP’nin oy deposu olan ilçelerden seçim sonuçları geldikçe de İmamoğlu’nun öne geçeceği anlaşılmıştı.
Onun için seçim günü gece saat 02.00’de yazdığım yazıda bu ilçelerden gelecek oylar ile İmamoğlu’nun kazanacağını yazmıştım.
İmamoğlu’nun seçimi kazanacağının ortaya çıkmasından sonra T24 yayınını izleyen okuyuculardan çoğunlukla aynı soru geldi:
İktidar, seçim sonuçlarını değiştirecek bir numara yapabilir mi?
Yanıtım hep aynıydı: Eğer, CHP sandıklara sahip çıkarsa, hile yapmak neredeyse olanaksızdır.
Şimdi aynı şeyi AKP İstanbul İl Başkanı’na söylemek istiyorum:
Bildiğimiz kadarıyla AKP, seçimin en örgütlü partisiydi, her sandıkta görevlisi vardı ve zaten sandık kurulu başkanlarının devlet memuru olması, iktidar partisi lehine bir durum da yaratıyordu.
Onun için İl Başkanı’nın söylediği “bilmem kaç numaralı sandıkta Binali Bey’in 131 oyu, İmamoğlu’na yazıldı. Böyle çok örnek var” demesini de, “bu seçimde hiç görmediğimiz usulsüzlükler gördük” açıklamasını da ciddiye almıyorum.
Geçersiz oyların çoğunun AKP’lilere ait olduğu iddiasını ciddiye almadığım gibi.
Her sandıkta AKP görevlisi, her sandık bölgesinde AKP’li bir denetçi vardı. Sayım ve tutanakları birleştirme sırasında deyim yerindeyse kuş uçurtmadılar.
Ancak şunu söylemeliyim ki bu saatten sonra da emin olun her şey değişebilir.
YSK’nın, referandum sırasında oy verme işlemi sürerken, kanunda yazılı bir hükmü yok sayarak mühürsüz pusulaların da geçerli olabileceği kararı verdiğini unutmayalım.
Seçmen sayısını çok aşan sayıda pusula bastırıldığını da.
YSK Başkanı’nın açıklama yaparken CHP adayından “Ekrem İmamoğlu”, AKP adayından ise “Binali Bey” diye söz ettiğini de not edelim. Aralarındaki bu “samimiyet”, itirazlar sırasında işe yarar mı acaba?
Bana öyle geliyor ki ilk başta arayı fazla açmış olmanın rehavetine kapıldılar. Binali Yıldırım’ın da erken yaptığı “kazandım” açıklaması bu rehaveti körükledi.
Şimdi Reis’e hesap verme zamanı geldi, bin dereden su getirip, her sandığa itiraz ediyor olmalarının nedeni bu korku.
Seçim sonuçlarına itiraz ediyorlar ama şurası bir gerçek ki İstanbul’da az bir fark ile de olsa kaybedebileceklerini biliyorlardı.
Son iki gün Erdoğan’ın her şeyi bırakıp İstanbul’un neredeyse her köşesinde bir miting yapmasının nedeni buydu.
Balkon konuşmasını yaparken de İstanbul’u kaybettiğinin farkındaydı.
Onun için şimdi “geçersiz oylar bizim oylarımızdı” gerekçelerine bakmayın.
İstanbul’daki seçimlerde geçersiz oyların, katılım durumuna göre 250 binden az olmadığını eski seçim sonuçlarından biliyoruz.
İttifaklarla kafası karıştırılmış seçmenin bu seçimde hata yapma olasılığı hiç de az değil.
Yazının başlığındaki sorunun yanıtını şimdi verebilirim: CHP ve gönüllü kuruluşlar gözlerini iyi açarlarsa mümkün değil. Uyurlarsa, mümkün.
***
Boşuna reform filan beklemeyin
Şurası açık ki son derece eşitsiz bir seçim izledik.
Bir yandan Cumhurbaşkanı’nın bütün devlet olanaklarını seferber etmesi, diğer yandan medyanın muhalefete uyguladığı ambargo, harcanan bütçeler arasındaki uçuruma rağmen, iktidar partisi büyük kentleri kaybetti.
Kazandıklarını da kaybedebilirdi.
Büyük kentlerde iktidar blogunun, önceki seçimlere göre gerilemesi çok önemli bir gösterge.
Ortaya çıkıyor ki ekonomik krizin etkileri, bu kentlerde daha çok hissedilmiş.
İşsizlik ve özellikle dört gençten birinin işsiz olması, temel ihtiyaç maddeleri fiyatlarındaki aşırı artışlar bunda rol oynadı.
Türkiye gibi bir ülkede, metropollerin kaybı, ufukta bir seçim yenilgisinin belirdiğini de gösterir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu görmüyor olması da düşünülemez.
Şimdi önünde iki yol var: Seçimlere kadar geçecek 4,5 yıllık süreyi ekonominin temel sorunlarını çözmek için kullanabilir.
Ancak bunun özellikle dar gelirli kesim üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri göz ardı etmemek gerek.
“Acı ilaçları yutmak istemeyenlerin” toplumsal itirazlarına karşı da iyice sertleşeceğini söyleyebiliriz.
İkinci yolu izlemesi büyük olasılık.
4,5 yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmek için ilk iki yılını kemer sıkarak ve sertleşerek, son iki yılında ise popülist politikalara yüklenerek geçirecektir.
Bu seçimlerde gördü ki tencerenin boş olması, oy sandıklarında kendisini belli ediyor.
Onun için Erdoğan’dan “yapısal reformlar” bekleyen büyük sermayenin “hayal gördüğünü” söylemeliyim.
Erdoğan için birinci öncelik her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaktır.
Bunun için elinden geleni ardına koymayacaktır.
***
Başka bir gazetecilik mümkün
Seçim kampanyası sırasında, devlet parasıyla el değiştirmiş yandaş medyanın içler acısı halini bir kez daha gördük.
Durum seçim gecesinde de değişmedi.
Seçimde ne olup bittiğini anlamak isteyenler, geleneksel medyada aradıklarını bulamadılar.
Seçim gecesi T24’te büyük bir hareketlilik yaşandı.
Şirin Payzın canlı video yayınında seçim ve sonrasında olabilecek gelişmeleri konuklarıyla değerlendirdi.
Rıdvan Akar, canlı video yayınında sandıklardan gelen sonuçları, uzman konuklarıyla birlikte değerlendirerek sizlere ulaştırdı.
Hakan Aksay, seçim yasakları kalkana kadar canlı yayındaydı.
T24’ün genç ekibi, seçim gecesi gerçekleşen her gelişmeyi büyük bir hızla sitemizin ana ekranına yansıtmayı başardı.
Ve ortaya çıktı ki iktidar, istediği kadar mesleğimizi bizden çalmaya çalışsın, gazetecilik ve gazeteciler kendilerine yeni bir mecra bulabildiler.
Milyon dolarlar harcanan sözde haber kanalları, son derece kısıtlı olanaklarla gazetecilik yapmaya çalışan T24 karşısında deyim yerindeyse nal topladılar.
Bu seçim birçok yeni şeyin gerçekleştiği seçim oldu.
Bunlardan biri de geleneksel medyadan iktidar marifetiyle dışlanmış gazetecilerin, susturulamayacağını, sindirilemeyeceğinin görülmesiydi.
Evet, başka bir gazetecilik mümkün ve bizler burada durup halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025