Mithat SANCAR
Çatışmalar sürüyor, şiddet artıyor, gerilim yükseliyor. İşlerin daha kötüye gideceğine dair sinyallerde de çoğalma var. PKK’nin eylemlerini yoğunlaştırması ve Başbakan’ın buna tepki olarak yaptığı sert konuşma, bu sinyallerin en önemlileri.
Bütün bunlar, barışçıl çözüme yönelik bir “müzakere süreci”nin işlediği ve giderek derinleştiği sanılan bir dönemde oluyor. Müzakere süreci denince de, akla hemen Öcalan’la devlet heyeti arasında gerçekleşen görüşmeler geliyor. Öcalan, “tarihî bir anlaşma”nın eşiğine gelindiğini açıklamasına ve hükümet de bunu açıkça yalanlamamasına rağmen, çok kısa sayılabilecek bir zaman zarfında bu hava dağılıyor; yerini tam tersi bir atmosfere bırakıyor. Öcalan, hem örgütüne hem de devlete/hükümete ağır ithamlarda bulunarak devreden çıktığını söylüyor; devlet/hükümet de, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini engelleyerek, onu şimdilik fiilen devre dışı bırakıyor.
Bu tabloyla ilk kez karşılaşıyor değiliz. Daha önce de, başka şekillerde olsa bile, benzer savrulmalara defalarca tanık olduk.
Sarkacın savaş ile barış arasında böylesine hızlı ve sarsıcı biçimde savrulmasının çok çeşitli sebepleri var. Bunlardan bir tanesi ve fakat bana göre en önemlisi, “müzakere” kavramında yatıyor.
Bir kere, “müzakere” denen şeyin esasının ve boyutlarının yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Kürt sorunu gibi, güçlü ve etkili bir silahlı örgütün var olduğu etnik temelli çatışmalarda, silahların ebediyen susmasını sağlamak, en hayati meseledir. Dünya tecrübeleri, bunun için başvurulabilecek yöntemlerin iki ana grupta toplandığını gösteriyor. Biri zor ve şiddet; diğer ise müzakere!
Silahlı örgütü zor ve şiddetle “tasfiye etme”nin en radikal örneğini Sri Lanka oluşturuyor. Bu örnekte devlet, Tamil Kaplanları’nı toptan imha etmek için bütün savaş imkânlarını kullandı. Görünüşte başarılı da oldu; zira örgütün binlerce silahlı militanını öldürdü, savaş gücünü neredeyse sıfırladı.
“Sri Lanka modeli”, aslında bu tür sorunlar yaşayan devletlerin hepsinin gizli ya da açık “ideali”dir. Ancak ilk defa bu ülkede açıkça denendi. Bu yöntemin başka ülkelerde bu çapta denenmemesinin başlıca sebebi, siyasal ve toplumsal maliyetinin çok ağır, geri tepme ihtimalinin de epeyce yüksek olmasıdır.
Peki, bunları göze alan Sri Lanka devleti, arzuladığı sonuca gerçekten ulaştı mı? Uluslararası literatüre yansıyan araştırmalara ve tartışmalara bakıldığında, buna olumlu cevap vermek mümkün görünmüyor. En fazla devletin “geçici bir zaferi”nden söz edilebileceği yönünde yaygın bir kanaat mevcut. Sri Lanka’daki durumu, mezarlığa dönüşmüş, bin yıllık nefretin ve kinin tohumlarının ekildiği toprakların ölümcül sessizliği olarak nitelemek mümkün.
Şimdi Sri Lanka’yı Türkiye’ye model olarak önerenler bir bir veya topluca sahne alıyorlar. Bunlara, ucundan kıyısından kulak kabartanlar, önce Sri Lanka’yı iyi incelesinler, sonra da Türkiye’ye daha dikkatli baksınlar! Akıl ve vicdan sahibi olanların, görecekleri tablodan ürpereceklerine inanıyorum, daha doğrusu inanmak istiyorum.
Silahlı örgütü zor ve şiddetle tasfiye etme yönteminin bir başka ünlü örneği İsrail’dir. İsrail devleti, 1970’lerde FKÖ’ye, sonrasında Hamas’a karşı her türlü kirli savaş aracıyla imha yöntemine başvurdu, bunu hâlâ sürdürüyor. Söz konusu örgütlerin liderlerine ve kadrolarına suikastlar düzenlemek, bu araçlar arasında önemli yer tutuyor.
Bu yöntem de, benzer sorunlar yaşayan devletlerin “idealleri”nden sayılır. Türkiye’de de öteden beri bunun heyecanla gündeme getirildiğini biliyoruz. Bu yöntemde veya İsrail’in politikalarında bir çıkış yolu arayanlara söyleyecek fazla bir şey yok! Sadece İsrail’in ne kadar başarılı olduğuna baksınlar ve İsrail gibi bir devlete sahip olmak isteyip istemediklerini kendilerine sorsunlar, yeter!
Bu iki uç ve ünlü (daha doğrusu meşum) örnek, silahları susturmak için başka yollar aramak gerektiği konusunda çarpıcı dersler içeriyor. Bu “başka yolları” deneyen olumlu/başarılı örnekleri de katarsak, “müzakere”nin önemini daha iyi kavrayabiliriz.
Burada müzakere derken, silahları susturmak için silahlı örgütle doğrudan ve/dolaylı görüşmeleri de içeren çok katmanlı bir faaliyeti kast ettiğimi belirteyim. Temeldeki sorunun çözümüne yönelik müzakerenin bununla bire bir örtüşmediğini de ekleyeyim Bu mevzunun ayrıntılarını başka bir yazıya bırakarak, şimdilik şu kadarını söyleyeyim:
Silahların kesin ve kalıcı bir şekilde susmasını, yani teknik tabirle örgütün silahsızlandırılmasını hedefleyen bir müzakere sürecinin gerçekten başladığından söz edebilmek için, örgütün de devletin de istedikleri sonuca silahla varamayacaklarını kabul etmeleri gerekiyor. Sanki Türkiye’de bu noktada bir mutabakat varmış gibi görünüyor. Zira bu savaşın nihai bir galibinin olamayacağına inandığını söyleyen çok geniş bir çevre var. Lakin burada gözden kaçırılmaması gereken ince bir çizgi var. Öyle anlaşılıyor ki, her iki taraf da, silahla hiçbir şey elde edemeyeceklerini kabul etme noktasından uzaktalar. Yani her iki tarafta da, silahla bir şeyler elde edilebileceğine dair inanç henüz kırılmış değil. Savaşla barış arasındaki savrulmalarımızın en önemli sebebi de bence budur! Bu durumun muhtemel sonuçlarını ve bu açmazdan kurtulmanın imkânlarını tartışmaya devam edeceğiz, hep birlikte...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014