Mümtazer TÜRKÖNE
Bahçeli'nin kullanımı iki “r” ile yazılan “şerrefsiz” olmalı. Elfâz-ı galiza ve müstehcene kullanmadan karşınızdakini incitmek için zorlayabileceğiniz en son sınır bu iki “r”li kelime.
Şeref kelimesini, Fransızca'dan aldığımız “onur” veya eskiden Osmanlıların kullandığı “namus” kelimesi yerine kullanmıyor MHP lideri. Zaten kelimenin Türkçe'de hakaret anlamında kullanımı sorunlu, Arapça aslında kimse bu şekilde istimal etmeyi aklına getirmez. “Şerefli” deyince birine yüksek bir paye veriyorsunuz, “şerefsiz” deyince o üstünlüğü geri almış oluyorsunuz. Mânâyı ancak galat halinden çıkartabiliriz. MHP lideri Bahçeli, galiz kelimeler kullanmadan yumruk yumruğa kavgaya girişmeden önceki son kelimeyi kullandı. Sonrasında muhatabının konuşabileceği, hatta “lütfen geri al bu sözü, bana hakaret edemezsin” diyebileceği bir fırsat bile kalmıyor ortada.
MHP liderinin ağzından çıkan bu sözden sonra “siyasetin şerefi” etrafında uzun soluklu bir tartışmamız olacak gibi görünüyor. Sorun şurada: Bahçeli, bu sözü, siyasî hasmı olan ve seçimden sonra daha da sertleştiği HDP'ye veya temsilcilerine hitaben sarf etmiyor. MHP lideri, muhatabını, bu lafzı kullanmadan önce tam olarak tanımlıyor. Bunlar HDP'ye oy verenler içinde, sadece Erdoğan'dan rahatsız olan ve Demirtaş'ın “seni başkan yaptırmayacağız” sözünün peşine takılan emanet oylar. Bahçeli, bu kesimi “MHP'ye vermeyen, ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar... HDP'ye oy veren şerefsizler” olarak sınırlayarak, kendi potansiyel seçmen kitlesinden bahsettiğini vurgulamış oluyor. Genetik olarak HDP'li niteliği taşımayan, bu seçimde sırf Erdoğan'ı durdurmak için HDP'ye oy veren Cihangir cemaati olarak nitelenenler gibi insanlardan bahsediyor. Polemik genişleyince tanımlamanın içine HDP'liler de, PKK'lılar da dahil edildiler; ancak başlangıçta “şerefsiz” olanlar MHP dururken HDP'ye oy verenlerden ibaretti. Nitekim MHP liderinin danışmanının canlı yayında referans aldığı üç bin kişilik listenin, daha çok liberal ve solculardan oluştuğu anlaşılıyor.
“Şerrefsiz”den sonra akla mantığa uygun bir analizi sürdürmek çok zor. Yine de MHP liderinin potansiyel seçmen kitlesine hakaret ettiğini ve beklendiği üzere seçim tekrarlanırsa bu kesimin oyunu tam karşısında bloke ettiğini söylemek pek yanlış olmaz. Demek ki HDP, seçim tekrarlanırsa MHP'nin dışarıda bıraktığı bu kesim sayesinde 7 Haziran'da aldığı oyları muhafaza etme şansına sahip olacak.
Nitekim HDP'lilerin polemiğe dahil olurken kullandıkları üslup ve seçtikleri kelimeler, bu hesabın içinde olduklarını açık bir şekilde gösteriyor. Bahçeli'nin “şerrefsiz” hitabını ustalıkla kendi üzerlerine alınıyor ve MHP'yi “Saray etrafında kalkan oluşturmak”la itham ediyorlar. Bu karşılık HDP'lilerin öfke ve kızgınlıkla davranmadıklarını, tersine bu polemiği bile “seni başkan yaptırmayacağız”ın etkileyici bir malzemesine dönüştürdüklerini gösteriyor.
HDP bu kadar oyu, PKK ile yakınlığına, teröre destek konusundaki sabıkasına rağmen aldı. Hukuku boşaltmış, memleketi soyup soğana çevirirken ortalıkta sığınacak bir hak ve adalet alanı bırakmamış bir dikta gücü karşısında ne yapabilirsiniz? AK Parti Kürtlerin oyunu kaybetti. PKK terörüyle değil, yolsuzluk ve hırsızlık yüzünden Türkiye'nin bölünmeye sürüklendiğini ve çaresizliğin her meydan okuyanı bir İnce Memed kisvesine büründürdüğünü en önce MHP'nin anlaması gerekirdi. Yolsuzluk, hırsızlık ve bunları saklamak için altüst edilen hukuk düzeni insanları endişeye sevk etmese PKK şemsiyesi altında HDP bu kadar oyu alabilir miydi?
MHP liderinin başlattığı ve sürdürdüğü polemiğin, Saray'da yüzde 60'ın arasındaki çatlaklardan hareketle siyaseti tanzim planları yapan Erdoğan'ı çok mutlu ettiğini tahmin edebilmek çok zor olmamalı. Seçim yeniden yapılsa, sizce bu “şerrefsiz” polemiği ile MHP alacağı oya ve tabii siyasetin şerefine nasıl katkıda bulunur?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025