Türkiye dün olduğu gibi ve bugün de Meclis'teki başkanlık seçimlerini izleyecek. Kulislerde Meclis Başkanı'nın kim olacağının koalisyon seçeneklerinde etkili olacağı konuşuluyor.

 Örneğin Deniz Baykal'ın seçilmesini AKP-CHP, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçilmesini AKP-MHP koalisyonu olarak okunabileceğini ifade ediliyor. Bence değil. Meclis Başkanı kim olursa olsun sonuç, koalisyon görüşmelerini etkilemeyecektir.

 ERDOĞAN’LA KOALİSYON MU?

 Çünkü koalisyon görüşmelerinde AKP’li olası koalisyon seçeneklerinin hepsinin gizli tarafı daima Erdoğan olacaktır. O yüzden CHP ya da MHP’nin olası AKP ile koalisyonda ortağı Davutoğlu'nun başkanı olduğu AKP değil AKP'deki vesayetini sürdüren Erdoğan olacaktır.

 Bunun içindir ki, AKP’li koalisyon seçeneklerinin hem kurulmasını hem de yürümesini imkansız kılan esas aktör Erdoğan olacaktır. Çünkü bu görüşmelerde gerek hükümet programında gerek Meclisteki yasama sürecinde esas gerilim kaynağı, muhalefet partileri ile Erdoğan’ın “kırmızı çizgileri” olacaktır.

 17-25 Aralık başta olmak üzere, Erdoğan’ın sembolik konumuna dönmesi, kırmızı çizgilerden sadece ikisidir.

 SIKIŞMIŞ TÜRKİYE

 Oysa Türkiye, gerek iç gerekse dış politikada ciddi sorunlarla karşı karşı karşıyadır. Sorumlusu son yıllardaki siyasal tercihleri ile Erdoğan ve kendi iradesini ona teslim eden AKP’dir. Bu yüzden Erdoğan'ın siyaseten belirleyici olduğu hiç bir koalisyon seçeneğinin Türkiye'nin yapısal hale gelen sorunlarını çözme olasılığı yoktur.

 Türkiye'nin içinde olduğu sorunlarını kabaca üç başlıkta toplamak mümkündür: Özgürlük, adalet ve eğitim. Bu üç konu, Türkiye'nin sadece bugünü için değil geleceği için de hayati önem taşımaktadır.

 YENİ BİR HİKAYE ZAMANI

 Türkiye’nin bugün artık yeni bir hikaye yazmaya ihtiyacı var. Bu hikayenin ana unsurları özgürlük, adalet ve eğitim olacak.

 Bunlar gelişmiş ve dünya ile rekabet edebilir Türkiye’nin temelidir. Sadece temel hak ve özgürlüklerin, Kürt sorununun çözülmesi ve demokratikleşme standardının yükselmesi için değil; Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının da, dünya ile rekabet edebilmesinin de temel şartlarıdır.

 Bu üç alanda da dünyada en kötü karnelere sahip ülkelerden birisidir Türkiye.

 Türkiye eğer yeni bir başarı hikayesi yazacaksa bunun üç temel hammaddesi özgürlük, adalet ve eğitim olacaktır.

 Bunun için de, kurulacak koalisyonun esas gündeminde bunlar önemli yer tutmak zorundadır. Erdoğan ve AKP’nin gündeminde Suriye'ye girme, erken seçim, Esat ve PYD'ye karşı IŞİD'i destekleme, eleştirel yaklaşan herkesi öteki,  hain ilan etme ya da paralel devletçi olarak suçlamak dışında başka ajandası var mı?

 Var diyen kursun o koalisyonu.