Mustafa Karaalioğlu
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Hayatta da, siyasette de, uluslararası ilişkilerde de… ABD’nin sorumsuz ve bencil Başkanı’nın hem dünya liderliğini güçlendirmek ve hem de bunu bedavaya getirmek niyeti aşikar oldukça buna bir hatta birden fazla cevap geleceği belliydi.
Trump bir yandan uluslararası ticaretin canına okurken bir yandan işi o kadar ucuzlattı ki BM ve NATO aidatlarının hesabını yapmaya başladı. Müttefikleriyle ve muarızlarıyla en kârlı ve avantajlı ticareti yapıp üstüne NATO’dan çekilmekten, uluslararası konvansiyonlara para ödemeyi kesmekten söz edersen gün gelir en uyuşuk kıta bile yerinden doğrulup, “Ne oluyor yahu” der. Almanya ve Fransa da şimdi ortak Avrupa Ordusu fikrini tartışmaya açarak bunu yapıyor.
NATO ittifakının tadını kaçıran Trump yönetimi eliyle ABD oldu. Üstelik Trump barış zamanında o kadar dedikodu yaptı ki diğer üyeler için ABD’nin savaşta yapıp yapmayacakları endişe konusu oldu. Bu kadar tafra, böyle ciddi bir ittifak için fazlaydı…
Almanya Başbakanı Merkel Avrupa Birliği içinde askeri alanda önemli gelişmeler kaydedildiğini söylüyor ve oradan “Bir gün gerçek bir Avrupa ordusu oluşturma vizyonu üzerinde çalışmalıyız” noktasına varıyor. Kafasında bir model de oluşmuş belli ki. Zira devamında bu ordunun NATO içinde yer alabileceğini; yani AB’li NATO üyelerinin tek orduyla hareket edebileceğini söylüyor. Bu durumda belki bazı küçük ülkelerin NATO’da özel orduyla bulunmasına bile gerek kalmayacak, kimbilir!
***
Hem Macron’un hem Merkel’in ve hem de AB içindeki ordu taraftarlarının temel çıkış noktası ABD’nin ve bilhassa Trump ABD’sinin bencilleşen politikasıdır. Belli ki Merkel, Avrupa’nın kayıtsız şartsız başkalarına güvenebilecekleri zamanların bittiğini ve kendi kaderini kendi eline alma zamanı geldiğini bu bencilliğe karşı söylüyor.
Bunlar geleneksel olarak temkinli ve biraz fazla uyuşuk olan Avrupa için ileri sayılabilecek sözler. Esasen son konjonktür ve bilhassa Ortadoğu’da yaşanan krizlerdeki eylemsizliği nedeniyle Avrupa’nın bir orduya ihtiyacı vardır. Diplomasinin arkasında silahlı gücün bulunmadığı hallerde sonuç almakta nasıl güçlükler yaşandığını en iyi Avrupa biliyor. Öte yandan, Avrupa’nın eylemsizliği Türkiye gibi müttefiklerin gücünü de kırıyor ve mesela Rusya’nın hak etmediği bir avantaj sağlamasına yol açıyor. Avrupa sadece Suriye krizinde aktif olsaydı -ki bu büyük ölçüde Türkiye eliyle olacaktı- insani ve siyasi dram bu boyutlara ulaşmazdı. Şimdi içinden çıkılmaz hale gelen siyasi haritanın çizgileri de bu kadar karmaşıklaşmazdı.
Bir Avrupa Ordusu fikri tartışmaya değerdir. Gerçekleşecek olursa bu proje, Türkiye’siz de olamaz. Askeri, coğrafi ve stratejik açılardan Türkiye’nin varlığı bu orduyu etkinleştirir ve Haçlı ordusu yaftalamasını da önler. Öte yandan Avrupa, AB projesinde şu ana kadar eksik bıraktığı şeyi; yani çeşitliliği en azından bu alanda temin etmiş olur. Çünkü, ‘yaşlı kıta’nın bir ordudan önce çeşitliliğe ve işbirliğine ihtiyacı olduğu da açıktır. Kaldı ki Türkiye’siz bir ordu Rusya’nın alanını daraltmaz aksine Ankara-Moskova işbirliğini daha da kışkırtır.
Avrupa çeşitliliği düşünürken Türkiye de Avrupa Ordusu tartışmalarında taraf olmaktan çekinmemeli, fikir ve vizyon katarak bu sürecin parçası olmayı önemsemelidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025