Namık ÇINAR
Kadıköy Balık Pazarı’nı pek severim.
O pürtelâş canlılık bana da geçer, yaşama sevincime durup dururken neşe katar.
Dün balıkçı tezgâhlarındaki lüferleri, palamutları görünce dayanamadım.
Deniz kıyısı meyhaneleri de güzeldir ama yalnızsam, geleni geçeni seyredeceğim buradakiler de hiç yabana atılacak gibi durmazlar.
Epeyidir gitmediğim “Hamsi”nin, ruhumu hoşnut hissedeceğim bir köşesinde buldum kendimi.
Zulamda sakladığım kefen parası bir “yüzlüğe” kıymanın galiba vakti gelmişti.
Hani insanın çocukken, sahip olsaydı büyük bir ressam olacakmış da sanki bu yüzden olamamış gibi ukdesini taşıdığı; öyle eften püften altılı ya da onikili değil de, en açığından en koyusuna kadar her rengi bolca tutulmuş otuzlu kırklı devasa suluboya kutuları vardır ya; işte meyhane mezeleri de tıpkı bunun gibi önce göz doyuracak çeşitlilikte ama tadımlık olmalıdır.
Az kuru, az pilav ister gibi, hepsinden gıdım gıdım söyledim:
Horoz husyesi iriliğinde fasulye pilâkisi,
peynir ezme,
acılı atom,
soya sosuna yatırılmış uskumru,
bol sirkeli çiroz,
ahtapot salatası,
lakerda,
dilimlenmiş kara turp,
beyaz peynir ve kavun…
Ertesi gün, niye hafif bir şarap tercih etmedim ki diyerek pişman olacağım bir de yirmilik rakı…
Eh, daha ne olsun!
Önümden akıp geçen insan selini seyre daldım.
Bir yere yetişeceklermiş gibi koşuşturan,
ama çoğunca avare avare veya dalgın,
ya da benim yaptığım gibi sağa sola merakla bakınan;
kimi gülecen, sevinçli, kaygısız…
yahut somurtkan ve kızgın…
kimi umutlu,
kimi umutsuz…
artık kotları yırtık pırtık olduğu için zenginle yoksulun birbirine karıştığı,
ama benizlerinin gene de ele verdiği,
insanlar… masum ve mazbut insanlar…
Bantta ise hüzzam bir şarkı!
“Uzun yıllar ötesinden…”
İlk kadehi bir limonata ferahlığıyla yuvarlayıverdim.
Ne ki, bilirsiniz, bu meretin huyudur; ikinci kadehten itibaren “n’olacak bu memleketin hâli” bir yerlerden çıkagelir, yalnızsanız bile sofrada sakiliği artık size o yapar.
Tam da on gün sonra kurtulmayı hayal etmenin arifesindeyken, onun siyasal atmosferinden ırak bir gün geçireyim demiştim ki, Erdoğan bu sefer yanına altın varaklı tahtını da almış, kalktı masamın başköşesine kuruluverdi.
İçse, belki hâlden anlar diyeceğim; lâkin ne gezer!
Hiç kafa dengim değil!
İster misin egemenliği seçimden sonra da sürsün diye hayıflanırken, içimi bir hüzün kaplamaya başlamasın mı!
Umutla yeis yer değiştirmekte.
Lokum gibi lakerda ha taş kesildi, ha kesilecek.
Uskumrunun tadı kaçmak üzere.
Cânım rakıya da zehir mi koydular, ne; ağzımda bir pas… bir pas…
Baksanıza, hiç gidecekmiş gibi görünmüyor.
Sakın gücenmeyin; Erdoğan, on yıllarcadır dışlanmış ve öfkesi hâlâ soğumamış bu halkın, Cumhuriyet elitine ve onun ideolojisine verdiği ceza ve ezadan başka bir şey değildir.
Ne ektiniz de biçesiniz ki?
Bu kadar eğitimsizlik, yoksulluk ve itilip kakılmışlıktan başka ne bekliyordunuz?
Devlet bordrosuna kapağı atarak yedi nesil hazineden geçinenler, yılkı niyetiyle yabana bırakılmış o kara kalabalıkların örtünmelerindeki ekonomik nedenselliği bile hiçbir zaman anlayamadılar.
Öylesi bir kültürden gelmedikleri ve beslenmedikleri hâlde “Cumhuriyet balosu edebiyatı” yapanların bilmediği keşke sadece vals olsa!
Dinin, kadını ferace ya da peştamalla sarıp sarmalamasının altında yatanın, yoksulluğun dayattığı koskoca bir cinsiyet sömürüsü olduğunu asla algılayamadılar.
Bu kültürde erkek, kalıplanmış “kundura” giyip daha sofistike biçki ve dikiş gerektirdiği için maliyetli olan “kaput” ve “gocuğa” sarınmayı bilmiş; ama “kaşık düşmanı” kadına gelince, kendisininkine benzer bir “manto” yerine, uzun yıllar içinde zemheri zürafası gibi titreyecek olduğu ucuz yeldirmesi altına, ayağa kaba bir cızlavet lastik, sırta da kendi öreceği şeker pembesi bir hırkayı müstahak görerek, kadın üzerinden masraf kısmayı din yoluyla meşrulaştırmıştır.
O mazlumların yaşadığı değil, bu gerçeği görememektir, asıl gericilik.
Halkı horlayanlar aynalarla hesaplaşmazlarsa, daha çoook Erdoğanlar gelip geçer.
Sonunda olan, gene hep bizim iki lokmalık ağız tadımıza olur.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016