Roni MARGULIES
Haberlerde Ümit Özdağ’ı ne zaman görsem üniformalı olmamasına şaşırırım. Hem aile hem vücut hem kafa yapısı açısından tam anlamıyla askerî bir adam. Zaten internette bulduğum bir biyografisine göre, uzmanlık alanları “Güvenlik bilimleri, istihbarat bilimi [bunlara niye ‘bilim’ dendiğini ben de bilemiyorum ama öyle deniyor işte] ve düşük yoğunluklu çatışma” gibi askerî şeyler. Ayrıca, Milli Güvenlik ve Askeri Bilimler dergisinin de eş editörü. Kendi Ülkesinde Kuşatılan ve Bölünen Ordu: Türk Silahlı Kuvvetleri adlı kitabın yazarı. (Kitabın anafikri: “İki şeye ihtiyacımız var: Millî birlik ve güçlü bir ordu. Artık zaman Türk ordusu etrafındaki kuşatmayı kırma, milletin ve ordunun birliğini sağlama zamanıdır.”) Ama nedense asker olamamış. Olsaydı çok mutlu olurdu oysa, eminim.
Herkes için geçerli değil tabii bu. Örneğin siz, erkek okuyucularım, askere giderken derin ve coşkulu bir sevince kapıldınız mı? Otobüste tıraşlı kafanızla şıkır şıkır oynayıp “Vatanıma hizmet edeceğim nazlı yarim, le ley ley, le ley ley” diye türkü çığırdınız mı?
Ben şahsen Erzincan yolunda ne oynadım, ne de çığırdım. Çok tipik bir vatandaş olmadığımın bilincindeyim elbet. O kadar da kendimi bilmez değilim. Ama 58. Topçu Er Eğitim Tugayı’na teslim olurken çevremdeki tipik vatandaşların hiçbirinin yüzünde de “Oh be, bu günü de gördüm, şükür yaradana” ifadesini gördüğümü hatırlamıyorum.
Hiç tanımadığım ve beni istediği gibi yönetecek ve hiç sorgulayamayacağım bir takım insanlara hayatımı teslim etmek üzere olduğum için, tarifsiz bir panik yaşamaktaydım o gün; dolayısıyla çevremdekilerin yüzlerindeki ifadeyi iyi algılayamamış olabilirim. Ama vallahi hiçbiri çok da belirgin bir mutluluk sergilemiyordu.
Oysa Türkiye hukukunda “halkı askerlikten soğutma” diye bir suç var. Demek ki ben çakamamışım, halk askerliğe çok sıcak bakıyormuş ve soğutulması yasakmış!
Örneğin vicdanî nedenlerle askerlik yapmayı reddedenler, vicdanî redciler, Askerî Ceza Kanunu’nun 66. ve 88. maddeleri uyarınca “firar” ve “toplu asker karşısında veya hizmetten savuşmak için veya silahlı iken yapılan itaatsizlik” iddiasıyla yargılanır.
Vicdanî red hakkını savunan herkes de Türk Ceza Kanunu’nun 318. maddesini ihlal ederek “halkı askerlikten soğutma” suçunu işlemiş olur. Kanun şöyle: “Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.”
Bu hapis cezalarını belki de doğal karşılamak gerek. Türk’ün tarihinde asker özel bir yer tutar çünkü. Örneğin, Cumhuriyet tarihinin ilk resmî tarih ders kitabı olan Tarih adlı ve 1934 tarihli kitapta Türk’ün askerlikle ilişkisi şöyle anlatılır:
“Temeli haysiyet duygusu, vazife saygısı ve yurt sevgisi olan askerlik, maddî kuvvetlerden önce zekâ, azim, irade, kahramanlık ve fedakârlık gibi manevî kültür unsurlarına istinat eder. İyi asker, bu meziyetlere en fazla malik olan ve millî üstünlüğüne kat’iyetle emin bulunan eyi insandır. Bu itibar iledir ki, Türk en iyi askerdir.”
“Türkiye Cümhuriyeti Ordusu, Türk askerliğini muhteşem tarihindeki bütün şeref ve şanlar ile temsil eden asil ve yenilmez kudrettir. İdare, teşkilat ve teçhizatı mükemmeldir; kumandan ve nefer kıymeti noktasından dünyada rakipsiz birincidir.”
Askerlik yapmak, asker olmak, ‘asker millet’ olmak niye övünülecek bir şeydir? Türklerin Orta Asya’dan tüm dünyaya yayılıp medeniyet yaymaya başladığı günlerden beri savaşçı bir kavim olması, niye içimizde sıcak hisler uyandırmalıdır? Temel özelliği savaşçılık olan bir kalabalık nasıl medeniyet yayabilir? Savaşçılıkla medenîlik aynı şey midir?
Asker olmak, silah kullanmanın ve insan öldürmenin çeşitli yöntemlerini bilmek demektir. İyi asker olmak, bu yöntemleri iyi bilmek demektir. ‘Asker millet’, tüm üyeleri insan öldürmeyi iyi bilen bir millet anlamına gelir.
“Her Türk asker doğar” biraz abartılı bir ifadedir bence. Bir mitingde duyduğum “Her Türk bebek doğar” ifadesi daha doğrudur. İnsan öldürmenin yöntemleri doğumdan epey sonra öğrenilir çünkü.
Askerliği kutsamayı en iyi faşistler yapar. Örneğin, Ümit Özdağ’ı her gördüğümde aklıma gelen büyük Türk faşisti Nihal Atsız’ın eline kimse su dökemez bu konuda. Bakın neler demiş:
“Disiplin, körükörüne itaattır ve körükörüne itaatta en büyük yaratıcı şuur gizlidir. Bugünün yumuşamış insanları böyle bir şeyi yapamaz.. Fakat büyük devlet kurmak ve millet yaratmak isteyenlerin felsefesi de pörsük bir rûha dayanamaz.. Hayat savaştır. Ölümden korkanlar yaşamasın.. Toplumlar ölmesini bildikleri nisbette millettirler. Ölümden ancak hayvan ve hayvanlaşmış insan kaçar. Ölümlerin en güzeli ise, yurt ve şeref uğrunda ölümdür.”
Zaten hepimiz öleceğiz. Faşistlerin ölümüyle ilgili herhangi bir yorumda bulunmak istemem, ama geri kalanlarımız açısından rûhumuzun pörsümesi tehlikesini de göze alarak uzun, sağlıklı ve mutlu yaşamak daha iyi olmaz mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023