Süleyman YAŞAR

Süleyman YAŞAR
Süleyman YAŞAR
Taraf GAZETESİ Tüm Yazıları
Bu yıl enflasyon yüzde 15’e ulaşabilir
1.01.2015
1547

 Önceki gün asgari ücret açıklandı. Yeni yılda asgari ücret ilk altı ay için net 949 liraikinci altı ay için net 1000 lira olacak. Hemen hatırlatalım, 2002 yılında asgari ücret net 184 lira tutarındaydı ve bu parayla 920 simit alınıyordu. Şimdi yeni asgari ücret 949 lira, ancak 632 simit alınabiliyor. Yani emekçiler son 13 yılda satın alma gücünü kaybetti. Anlayacağınız alın teriyle çalışan zorda kaldı.

Bu tespiti yaptıktan sonra şimdi konuyu bir de makro ekonomi mühendisliği açısından ele alalım.

Türkiye, enflasyonu düşürebilmek için enflasyon hedeflemesi rejimini uyguluyor. Bu rejimin başarıya ulaşabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekiyor.

Nedir bu koşullar?

Hemen cevaplayalım; enflasyon hedeflemesi rejiminde koşul, hedeflenen enflasyon ve ücret artışlarının tutarlı olmasıdır.

Buna göre ücretler esnek olmalı, enflasyona endekslenmemeli, ücret tespitinde geçmiş yılın enflasyonu dikkate alınmamalıSadece beklenen enflasyon dikkate alınarak ücretler belirlenmeli.İşte bu nedenle önceki gün açıklanan asgari ücret hedeflenen enflasyonla tutarlı değil.

Şöyle ki; 2015 yılında hedeflenen enflasyon Orta Vadeli Program’da yüzde 6,3 olarak öngörüldü. Oysa asgari ücret artışı yıllık bileşik faiz hesabıyla yüzde 12,6’ya denk geliyor. Yani ücret artışı hedeflenen enflasyonun neredeyse iki katına yaklaşıyor. Dolayısıyla üretici bu ücret artışını ya fiyatlara yansıtacak ya da işçi çıkartarak karşılamaya çalışacak. Bu durumda karşımıza, ya yüksek enflasyon ya da yüksek oranlı işsizlik çıkacak. Ama, bu arada petrol fiyatları geriliyor diyebilirsiniz. Doğru, fakat Türkiye’de dolaylı vergiler nedeniyle petrol fiyatlarındaki gerileme iç fiyatlara yansımıyor. Çünkü bütçe finansmanı enerji tüketimi üzerindeki dolaylı vergilerle yapılıyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi bu avantajdan faydalanamıyor.

O hâlde bu koşullarda enflasyon artışı kaçınılmaz oluyor. Durum böyle olunca bu defa faizler yukarı doğru gideceğinden paranın maliyeti çoğalacak. Yatırımlar azalacak. Dolayısıyla bu yıl yüksek enflasyon, düşük büyüme hızı ve yüksek işsizlikle karşı karşıya kalacağız.

 

***

 

Engin Ardıç, hesabı ödemeden nereye?

 

Namaz kılmaz, oruç tutmaz yaşı gelip geçtiği hâlde Hacca da gitmeyen, bu arada zekât da vermiyormuş, hem ateist hem İslamcı, Cem Uzan’ın Star gazetesinin 9 Kasım 2002 tarihli nüshasında dönemin siyasetçilerine orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, beşlik Bülent, tekerlek Abdüllatif gibi sıfatlar takan, herkesin karısına kızına taciz yazıları yazan paralel Engin Ardıç, hesabı ödemeden kaçmaya çalışıyor. Avusturya’da televizyon izlerken Gezi olaylarını görünce devrim olduğunu düşünüp çok korkmuş. Ve iltica planları yapmış.

Bu arada Engin’in çirkin saldırısına anladığı dilden cevap verince dün Neşe, benim eski arkadaşım, diyor. Madem eski arkadaşın Neşe, haysiyetli, cibilliyetli bir insan eski arkadaşı ağır bir ameliyat geçirip hastanede baygın yatarken ona saldırıp, belden aşağı vurur mu? Sonra bu nasıl gazetecilik, madem şüphen var ara hastaneyi sor. Sen gazeteci değil psikolojik harpçisin.

Niye, künyeden ismi çıkmışmış, diye soruyor bir de. Başında olmadığı gazeteye hastane yatağından ismini koyar mı insan? Herkes senin gibi özürlü kontenjanından çalışmıyor.

Bir de sen niye hep kadınlara saldırıyorsun? Derdin ne senin? Çocukluğunda annen ile problem yaşadın galiba. Sen bir psikiyatriste görün. Yine durup dururken saldırıyor, anladığı dilden cevabını alınca, ardından her zaman yaptığı gibi, bu konuyu kapatıyorum, diyor.

Bu kaçıncı kapatışın, sende ne kadar çok kapak var böyle.

Bak Engin, iltica edip öyle kolay kaçamazsın. Niye kaçamazsın? Çünkü Merve Kavakçı’nın hesabını da vermek zorundasın. Şimdi İslamcı rolünü oynuyorsun ama başörtüsü nedeniyle linç edilmeye çalışılan Merve Kavakçı hakkında o günlerde söylediklerinin hesabını vereceksin.

Bakın, o linç günlerinde Engin, Merve Kavakçı için şunları söylüyor; “Merve’nin çıplak ayaklarını görünce, dedim ki içimden, kim bilir kaç aksakallı muhterem gece rüyasında, onun çıplak ayaklarının hayalini kurup asılmıştır…” İşte bunları söyleyen Engin Ardıç şimdi İslamcı rolünde. Ve Hilafet peşinde koşuyor. Sataştığın kadınlardan Merve Kavakçı, fikirleri için mücadele eden cesur insan. O kadınlarda mangal gibi yürek var. Ama sende yürek selanik. Paralel Engin, nereye, hesabı ödemeden, nereye kaçıyorsun?

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar