Süleyman YAŞAR
Bildiğiniz gibi bu yılın ilk altı ayında ihracat her ay geriledi. Ve yıl hedefi 173 milyar dolar olan ihracat 150 milyar dolara düştü. Tabii ihracat yapamayınca büyüme hızı da geriledi. Büyüme hızı gerileyince bu defa kişi başına gelir 10 bin 823 dolardan 10 bin 200 dolara düştü. Yani vatandaş fakirleşmeye başladı.
Bu arada Nisan 2014’ten beri gerileyen tüketici güven endeksi 7 Haziran seçimlerinin ardından AKP hükümetinin düşmesi üzerine Haziran ayında yükseldi. Ama milli iradeyi yansıtmayan düşük hükümet iktidarını sürdürmeye devam edince bu defa Temmuz ayında tüketici güven endeksi yüzde 2,7 oranında azalarak 64,7’ye geriledi. Bu arada genel ekonomik durum beklentisi yüzde 5,8 azaldı. Bunun anlamı şu; tüketici, gelecek 12 ayda düşük AKP hükümeti işbaşında kalırsa ekonominin daha da kötüleşeceğini düşünüyor. Bir de unutmadan hemen belirtelim; Hazine’nin en son yayınladığı verilere göre 30 Haziran 2015 itibariyle yıl başında 621,4 milyar lira olan kamu borç stoku 650,9 milyar liraya yükseldi. Anlayacağınız ekonominin büyümesi dururken devlet borçları çoğaldı. Bu da hayra alâmet değil.
DAVUTOĞLU PAN İSLAMİST
Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza…
Anlattık, çünkü Türkiye ekonomisinin durgunluğa girmesinde ve kişi başına gelirin azalmasında izlenen dış politikanın etkisi büyük oldu. Çünkü 1911-1918 arasında Osmanlı’nın kaybettiği topraklar üzerinde tekrar hegemonya kurmayı tasarlayan Pan İslamist siyaset ve onun fikir tasarımını dile getiren Başbakan Davutoğlu’nun görüşleri gerçeklerle örtüşmedi. Yani evdeki hesap çarşıya uymadı. Davutoğlu’nun eski asistanı Dr. Behlül Özkan’ın değerlendirmesine göre “Davutoğlu’nun stratejik tasarımı şöyle; Orta Doğu’da otoriter rejimler çökecek ve bunun yerine İhvan benzeri İslami grupların iktidarında yeni bir Orta Doğu kurulacak. Lideri de Türkiye olacak. Davutoğlu, Osmanlı sonrası Orta Doğu’da kurulan bütün devletlerin yapay olduğunu düşünüyor. Davutoğlu kendi tasarımı Orta Doğu modelinde Avrupa Birliği modeli post ulus-devleti idealize etmiyor. Tam tersine ulus-devletin gerisine gidiyor. Yani İslami düşünceye gidiyor. 200 yıl öncesine gidiyor. İslam birliği üzerinden yeni düzen istiyor. Yine Davutoğlu; Misak-ı Milli sınırları içerisinde kalırsa, Batı yanlısı politikalarında ısrar ederse, etrafını domino eden bir hegemonya kurmazsa Türkiye’nin yıkılacağını düşünüyor. Ve 1945 öncesi otoriter ve devleti ön plana çıkartan siyasal hayatı bir güç mücadelesi olarak gören Makyavelci bir düşünceye sahip.
DAVUTOĞLU ÖZAL’I BATICI TANZİMAT PAŞASI OLARAK GÖRÜR
Yine Davutoğlu Batı’yı içi boş bir uygarlık olarak görüyor. Özal’ı Tanzimat paşasına benzetiyor. Batıcı olmakla eleştiriyor. Davutoğlu, Abdülhamit İslamcılığını idealize ediyor ama yanlış okuyor. Abdülhamit dönemi İslamcılığı defansif bir İslamcılık ve Osmanlının bütünlüğünü korumaya yönelik. Oysa Davutoğlu defansif değil yayılmacı. Türkiye’yi Orta Doğu’da merkez olarak konumlayıp Orta Doğu’da yeni birliktelik düşünüyor. Hatta buna Bosna ve Arnavutluk’u da katıyor. Ve tasarladığı Pan İslamist dünyası Sünni inanışın hegomonik olduğu düzen oluyor.”
BİLENE ANLATAN HOCA, BİLMEYENE ANLATAN HOCA
İşte Davutoğlu’un stratejik derinliğinin tasarımı bu. Ama bu tasarım uygulamada yürümedi. Bildiğiniz gibi iki tür hoca vardır. Bilene ders anlatan ve bilmeyene ders anlatan hoca olarak ayrılır. Uygulama tecrübesi olmayanlara yani bilmeyenlere, bu tasarımı anlatınca çok ilginç gelebilir. Ama bu tasarımı bilene anlatamazsınız. Çünkü dosyayı bilen eski bir bürokrat AKP’nin kurucularından emekli büyükelçi Yaşar Yakış bu tasarımın tutmayacağını baştan belirtti. Ve haklı çıktı.
SONUNDA İÇİ BOŞ UYGARLIK DEDİĞİ BATI VE ABD İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Tabii sonunda hegemonya tasarımı tutmayınca Davutoğlu gitti yine ABD ve içi boş bir uygarlık dediği Batı ile işbirliği yaparak radikal Sünni İslamcı bir grupla savaşmak zorunda kaldı.
Bu arada birden bire savaşın sesi duyulunca zaten son 24 ayda dünyanın en kırılgan para birimi hâline gelen Türk Lirası iki günde yüzde 5 oranında değer kaybetti. Yabancı yatırımcılar Türk varlıklarını elden çıkarttılar.
Anlayacağınız ekonomi stratejik derinlikte boğuldu.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016