Ümit Fırat
Geçen hafta, 1914-1918 yılları arasında meydana gelen Birinci Dünya Savaşı’nın, aslında birkaç sene sonraki daha büyük bir savaşa hazırlık sayılabilecek bir mola da diyebileceğimiz bir ateşkesle sona ermesinin yüzüncü yıldönümü nedeniyle Paris’te düzenlenen anma töreni hakkında yazmıştım. Birkaç başlıkla da ateşkes sonrası meydana gelen hadiselere öylesine değinip geçmiştim.
09 Kasım 2018 günkü Birikim Dergisi’nin Haftalık sitesinde değerli dostum Taner Akçam, Türkiye’nin dünü ve bugününü, tek parti ve tek adam rejimlerinin inşasını mükemmel bir şekilde ele aldığı, ‘Erdoğan’ın İkinci Cumhuriyet'i ve Atatürk’ün Birinci Cumhuriyet'i: Kuvvetler Birliği, Suriye Politikaları ve Tarihle Yüzleşme’ başlıklı harika bir yazı yayınlandı.
Ben de Taner Akçam’ın Türkiye’de birbirine aykırı gibi görülmek istenilen iki ayrı dönemin nasıl da aynı kapıya çıktığı anlattığı noktasından hareketle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde ciddi bir model olduğunu düşündüğüm Stalinist rejimin yükseliş ve hâkimiyetini kolaylaştıran “Kirov’un Öldürülmesi” hadisesine yer vermek istedim.
Öncelikle şunu da belirteyim ki, Stalinist dikta, sadece Kirov’un öldürülmesi üzerinden bir fırsata dönüşüp inşa edilmedi ve Sovyetlerdeki rejimin analizi üzerine binlerce cilt eser yazıldı. Ama 84 yıl önce yaşanmış bir hadisenin ardından yaşananlarla günümüzde oldukça benzerlikler taşıyan ve Stalin’e bir lütuf gibi sunulan bu hadiseyi ve sonrasındaki gelişmeleri, günümüz politikalarını daha iyi analiz edebilmek için önemli buldum.
Stalin, kendi otorite ve yetkilerini artırması yönündeki en büyük engel olarak gördüğü Troçki’yi önce merkez komitesinden çıkarttırdı ve ardından da partiden ihraç ettirdi. Yetinmeyip Moskova’daki varlığından da rahatsızlık duyarak Kazakistan’ın başkenti Alma Ata’ya sürgüne gönderdi. Alma Ata’da 1 yılı dolduğunda, bu kez Sovyetler Birliği sınırlarından da çıkarılmasına hükmederek, Karadeniz’deki Odessa limanından İlyiçisimli bir gemiye bindirilerek İstanbul’a sürgüne gönderdi.
Ne var ki Stalin Troçki’yi Sovyet topraklarından uzaklaştırmakla rahatlamamıştı. Ciddi ölçüde yıpratıp etkisizleştirmiş olmasına rağmen, kendisinden çok daha entelektüel ve kıdemli olan çok sayıdaki eski Bolşevik, hala partide yer almaktaydı. Stalin için bunların varlığı, kendi tek adam iktidarı için tehdit sayılıyordu ve mutlaka bertaraf edilmeleri gerekiyordu.
1886 doğumlu Sergey Kirov, 1926’dan itibaren SBKP Merkez Komitesi ve Politbüro üyeliğinin yanı sıra Leningrad (Petersburg) bölgesi sekreterliği görevini de yürütüyordu. Stalin’e sadakatle bağlı olmakla birlikte, kendi çevresinde de oldukça sevilen ve çalışkan bir partili olarak biliniyordu. 1 Aralık 1934 günü, Leonid Nikolayev adlı genç bir muhalif komünist, Komünist Parti’nin Leningrad’daki merkezine girerek tabancasıyla Kirov’a ateş ederek öldürdü.
Yapılan uzun sorgulamalar sonucu Nikolayev’in herhangi bir örgütü ile bağlantısı bulunamadı. Ama hiçbir bağlantısı olmasa da böylesi bir durum, Stalin için tanrının büyük bir lütfuydu ve hedeflediği tasfiyeler için bulunmaz bir fırsat ortaya çıkarmıştı.
Haberin Kremlin’e bildirilmesi üzerine Stalin, hiçbir tartışma ve karara gerek görmeden, derhal parti genel sekreteri sıfatıyla kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan ve “Aralık Kanunu” olarak bilinen özel bir kararname hazırlattı. Ardından birtakım eklerle genişletilen bu kararnameye dayanılarak, Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı ve 1918-21 yılları arasında süren iç savaştaki kayıplarının toplamından da fazla insanın hayatına son verildi.
“Aralık Yasası” doğrultusunda Leningrad’da acilen kurulan mahkemede gizlice yargılanan güvenlik görevlileri derhal kurşuna dizildiler. Ardından Nikolayev ve boşandığı eski eşi, akli dengesi yerinde olmayan ikinci eşi, kız ve erkek kardeşleri, kuzeni, 2 baldızı ve 64 yaşındaki yarı okuryazar annesi dâhil olmak üzere 60 kişi daha yakalanarak derhal idam edildiler.
Kremlin’den yapılan bir açıklamada, “Troçkist-Zinovyevist-Kamenev hizbi ile bağlantılı 119 beyaz gericinin Sovyetler Birliği işçilerine terör saldırılar hazırlığında olma” suçlamasıyla tutuklandıklarını ve bu nedenle Sovyet Yüksek Mahkemesi’nin askeri kurulunca yargılanacakları” bildirildi.
Asıl hedefteki kurbanlar ise, Stalin’in geçmişteki ve gelecekteki düşmanlarından oluşan büyük bir kitleydi. 1935 ilkbaharında, trenlere doldurulan onbinlerce parti üyesi ve aileleri Leningrad’dan Kuzey Sibirya’daki Gulag kamplarına sürüldüler. “Kirov’un Katilleri” olarak adlandırılan mahkûmlara, hapishanelerde ve sürgün yerlerinde her çeşit siyasi tartışma kesinlikle yasaklandı.
Cinayetten 22 yıl, Stalin’in ölümünden ise 4 yıl geçtikten sonra 1956 Şubat ayında yapılan SBKP 20’nci Kongresi’nin gizli oturumunda, dönemin Komünist Parti Genel Sekreteri Nikita Kruşçev, suikast için “Aralık Yasası”nın aslında Stalin’in suikast sonrasında siyasi düşmanlarına -sağcı veya solcu, eski veya yeni, gerçek veya şüpheli- karşı başlattığı büyük çaplı tasfiye için bir kılıf olarak hazırlandığı…” açıklamasında bulundu.
1930’lu yılların ikinci yarısına gelindiğinde, Komünist Parti eskisinden farklı bir üye profiline sahip olmuştu. Sovyetler Birliği’nde Stalin’in fiilen başkanlık ettiği, “halkın düşmanlarını tasfiye etme”, yurttaşları “Troçkist” ve parti karşıtı “bölücülerden” temizlemekle görevlendirilen Devlet Güvenlik Komitesi (KGB) ön plana çıkmıştı.
Kirov’un öldürülmesinden 2 ay sonra toplanan Sovyetlerin yedinci kongresinde alınan bir kararla, Stalin’in başkanlık ettiği bir komisyon kuruldu ve kendilerine yeni bir anayasa hazırlama görevi verildi. Kasım 1936’daki Sovyet kongresinde ise, Stalin’in “Dünyanın en demokratik anayasası” olarak ilan ettiği ünlü “Stalin Anayasası” kabul edildi. Stalinizmin en büyük infaz aygıtı olan ünlü Moskova Mahkemeleri de, bu yeni anayasa döneminde kurulup icraatlarını gerçekleştirdi.
Stalin’in eski partili yoldaşlarından Sverdlov, Lenin, Djerzinski, Tomski gibi ancak birkaç arkadaşı vaktinde ölmüş ve Gulag’dan kurtulma şansına sahip olmuştular. Eski bir Bolşevik aileden gelen eşi Nadejda Alliluyeva, tutuklama ve tasfiyelere tepki göstererek Kasım 1932’de intihar etti. Sovyetler Birliği yönetimine tamamen hâkim olduğu 1930’lu yıllardan, öldüğü 5 Mart 1953 tarihine kadar, ölüm cezasına mahkûm edilerek hemen infazına karar verilenlerin yanı sıra, Gulag Kamplarında hayatını kaybedenlerin sayıları KGB arşivlerine göre yaklaşık 10 milyon civarındaydı.
“Kimse yoksa sorun da yoktur” sözünü kendisine düstur edindi ve buna uygun bir politika uyguladı. Troçki’nin Sovyetlerde yaşamaya devam eden kardeşleri, yeğenleri, çocukları ve torunları dâhil ailesinden hiç kimse ölüm kamplarından kurtulamadı. 20 Ağustos 1940 tarihinde ise sürgündeki son yıllarını geçirdiği Meksika’da Stalin’in görevlendirdiği Ramon Mercader adlı bir ajan tarafından kafasına balta ile vurularak hayatına son verildi.
Son olarak ölümünden birkaç gün önce hasta yatağındayken kendisine konsültasyon yapan Sovyetler Birliği’nin en seçkin tıp doktorlarını, istirahat tavsiye ettikleri ve verdikleri ilaçlar nedeniyle kendisine karşı bir komplo hazırladıkları şüphesiyle tutuklatıp işkenceyle ellerinden ajan olduklarına dair itirafnameler aldırdı. Öyle bir korku salmıştı ki, kimse O’nun ölümüne inanmak istemedi. Kruşçev’in anlattığına göre cesedinin başında buz gibi olmuş nabzını tutan doktor, korkusundan ölmüş olduğunu söylemeye ve rapor etmeye dahi cesaret edememişti.
Kıssadan hisse…
İyi haftalar diliyorum.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
26.12.2018
18.12.2018
15.12.2018
29.11.2018
20.11.2018
14.11.2018
6.01.2018
30.10.2018
23.10.2018