Kemal CAN
Her mecburiyet ilişkisinde olacağı gibi ittifakta da, hem AKP'yi hem de MHP'yi zorlayan bir süreç yaşandığı ortada. Yerel seçimde ittifak yapılmayacağının açıklanmasının iki tarafta da yüksek memnuniyet yaratması bunu açık biçimde gösteriyor. Fakat bu rahatlamanın sonuçlara nasıl yansıyacağıyla ilgili belirsizlikler devam ediyor.
Devlet Bahçeli’nin 6 Kasım’da yaptığı grup konuşması, ittifak ilişkisinin yakın dönem nasıl seyredeceğine ilişkin merak edilenlere vereceği cevap açısından önemliydi. Kısa bir süre önce yerel seçimde ittifak yapmayacaklarını açıklayan ama sonrasında da Cumhur İttifakı’nın devam edeceğini ekleyen Bahçeli’nin, yeni dengeyi veya denge arayışını nasıl sürdüreceğinin işaretleri vardı bu konuşmada. İttifakta yeni bir dönemin başladığına ilişkin yapılan açıklamalar ve ardından yaşananlar, söylenenler bir araya getirilince – yakın bir zamanda yeni bir denklem kurulmaz ise – yürünecek yolu çizen bazı başlıklar belirginleşiyor.
Daha ilk andan itibaren çok net biçimde ortaya konulduğu gibi, blok siyasetinde bir değişiklik olmayacağı artık açık. MHP, muhalefet hattına geçmeden, yıpratıcı ataklar yapmadan ve başta Erdoğan olmak üzere hassas hedeflere dokunmadan “ayrı” durmaya çalışacak. Ekonomi, dış politika ve ideolojik alanlardaki farklar ve aradaki mesafe giderek altı daha fazla çizilerek gösterilecek. Alternatif açılımlar, siyasi manevra arayışları erken ifşa ve etiketleme ile kesilmeye çalışılacak. Özellikle milliyetçilik merkezli ideolojik patronluk somut meseleler üzerinden daha fazla hissettirilecek.
MHP’nin geçen hafta teşkilatlarına gönderdiği yerel seçim genelgesinde “ittifak hassasiyeti” dikkatlice işaret ediliyordu. “İttifakı gerekli kılan” şartları yeniden hatırlatırken, MHP’nin bu gerekçelerin asli unsuru olduğuna ilişkin vurgu da belirginleşiyordu. İttifakın kurulduğu dönemde, MHP’nin “erken teslimiyet” olarak yorumlanan yaklaşımı, çıkar ilişkisine dayanmayan veya pazarlık mahsulü olmayan bir “görev” olarak sunulmuştu. MHP, çok elverişli olan ve avantajlar getiren bu “siyasi havayı” sürdürmekten vazgeçmek istemiyor. Bunun da bazı kuralları var: İttifakı bozan taraf olmamak, pazarlık yapmıyor görüntüsü ve ittifak ruhuna bağlılık.
Ancak, MHP’nin giderek AKP’ye yapışmaya başlayan sorunlardan kendisini ayrıştırma konusunda çıtayı biraz daha yükselteceği anlaşılıyor. Bahçeli’nin konuşmasında ekonomik kriz tablosu hakkında doğrudan iktidarı hedef almadan söyledikleri bunun kanıtı. Ekonomik krizin gündelik hayata yansıması ile ilgili tasvirler yanında, ekonomi yönetiminin bir yıl içinde üçüncü kez enflasyon hedefi değiştirmesine işaret edilmesi bu açıdan not edilebilir. Ayrıca, ekonomik kriz şartlarında MHP’nin kimlerin çıkarlarını savunacağı, kimlerden yana olacağı konusunda da kapalı bir gönderme yapması, belirsizliklere dikkat çekmesi, süreç içinde çıkar ayrışmalarının kullanıma gireceğinin göstergesi sayılabilir.
Dış politika meselelerinde de iktidarla ortak hattı bozmadan, hatta AKP’yi de hatta tutmaya çalışarak, farkı belirginleştirme niyeti izleniyor. Bahçeli konuşmasında, Irak seçimlerinde Türkmen faktörü, Kıbrıs meselesi, ABD ile yumuşayan ilişkilere fazla güvenmeme gibi noktalara dikkatlice dokunmakla yetindi. Fakat, özellikle son günlerde sık sık gündeme getirilen “yeni bir çözüm süreci” ihtimaline koyduğu yüksek barajla, “kırmızı çizgi” belirleyeceğinin altını kalın çizdi. Bir bakıma, bağlı olmaya devam ettiği “ittifak ruhunun” açık sinir uçlarını gösterdi, risk alanlarını Erdoğan’a yeniden hatırlattı.
Bahçeli’nin konuşmasında en yükseldiği bölüm ise, Andımız vesilesiyle ortaya çıkan “Türklük, Türkçülük” tartışmasıydı. Bahçeli, tartışmayı açan isim olmasına rağmen doğrudan Erdoğan’ı anmadan, “Türkçülük” konusundaki sınırı bir kez daha çizdi. Milliyetçilik konusundaki patronajını hatırlatan Bahçeli, bazı reflekslerin hem “ayaklar altına alınıp”, hem de kullanılmaya devam edilmesinin artık kolay olmayacağını anlattı. Seçenek aramak veya artırmak için siyasi – ideolojik manevralarda ittifakın sağlayacağı koruyuculuğun bazı sınırları olacağını gösterdi. Gerilim ve belki de yarışma alanının sınırlarını işaretledi.
AKP’nin ittifaksız yerel seçim serüvenindeki hareket tarzı konusunda şimdilik daha az veriye sahibiz. Çünkü Erdoğan, belki seçeneklerini geniş tutmak için, belki de henüz stratejisini tam oluşturmadığı için bu konuda açık bir tutum almıyor. 24 Haziran seçim kampanyasında hiç bahsetmeyerek yokmuş gibi yaptığı ittifak için, şimdi de yine fazla konuya girmeyerek varmış gibi davranmayı tercih ediyor. Ekonomik krizin olumsuz etkileri konusunda izlenen “yokmuş gibi yaparak bekleme” stratejisinin aldığı “başarılı sonucu” bu konuda da tekrarlama niyetinde olabilir. Parti teşkilatlarında yaşanan rahatlamanın erken bir kapışmaya dönüşmesinin istenmemesi de önemli bir faktör olabilir.
Her mecburiyet ilişkisinde olacağı gibi ittifakta da, hem AKP’yi hem de MHP’yi zorlayan bir süreç yaşandığı ortada. Yerel seçimde ittifak yapılmayacağının açıklanmasının iki tarafta da yüksek memnuniyet yaratması bunu açık biçimde gösteriyor. Fakat bu rahatlamanın sonuçlara nasıl yansıyacağıyla ilgili belirsizlikler devam ediyor. Erdoğan’ın sürekli kazanan parti iddiasıyla konuşmaya başlaması, galibiyet zorunluluğunu artırıyor. Binali Yıldırım’ın İstanbul için aday olup olmayacağı sorusuna, “zorda kalırsak neden olmasın?” diye cevap vermesi de bu yüzden. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirleri kaybetmemek AKP açısından kritik eşik. MHP’nin ise nokta hedef kazanmaktan daha çok, alacağı genel oy desteğiyle ilgili olacağı anlaşılıyor.
Birbirlerinin ayağına dolanmaya başlayan gerilimler ve alerjik reaksiyonların yanında, ileriye dönük stratejileri açısından da kopmadan ayrı tartılmak ittifak partileri açısından bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Şimdi her partinin kendisi açısından avantajlı olabileceğini hesapladığı bir pozisyonu oluşturmaya çalıştığını izliyoruz. AKP, bir miktar oy kaybını ve ittifak desteğinden yoksunluğun risklerini göze alarak, içine girdiği cendereyi biraz hafifletmeyi umuyor. Kazanma ihtimaline yönelen seçmen teveccühüne fazla güvenerek, MHP’nin zorladığı etkinliği sağlayacak bir güç devşiremeyeceğine inanıyor. MHP ise, bu yerel seçimde baraj sınırında dolaşmaktan alternatif olmaya doğru yol almaya, yeni denklemi böyle kurabilmeye, zayıflayan AKP’den kaçan oyların kendisine yöneleceğine fazla inanıyor. İki beklenti de, garantisi olmayan olasılıklara bağlı. Ve bu kadar yüksek belirsizlik varken kimse sert bir karşılaşmayı deneyen taraf olmak istemiyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTürk-Rus-Çin ittifakı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayÇin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERBolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin içerideki ve dışarıdaki dinamikleri 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025