Kemal CAN
Geçen yılın sonbaharında yaşanan -sahici gerekçeleri olan- ciddi sallantının ardından, Cumhur İttifakı olmadığı kadar sağlam ve korunaklı biçimde yeniden oluşturuldu. Tahkim edildi, kabuğu sağlamlaştırıldı. 31 Mart için süren pazarlıklar, teşkilatlarda ve tabanda var olan ve oluşan alerji, liderlerin “dirayetli tutumu” sayesinde minimum seviyeye çekildi. Erken ve yüksek ayarlarla -örneğin Samsun’da iki il başkanının değiştirilmesi pahasına- mevcut ve olası sızlanmalar sert biçimde bastırıldı, önleri kesildi. Bahçeli’nin gösterdiği olağandışı sayısal fedakarlıklar tablosunda, Erdoğan’ın “siyaseten olacak işler değil” dedikleri de, görülmemiş bir uyum içinde hayata geçirildi. Şimdi de, iki lider pazarlık için değil de, ittifak cephesindeki gediklere dönük önlemleri değerlendirmek için zaman zaman buluşuyor, konuşuyor. Mesela Iğdır gibi surda bırakılmış gedikler, Meral Akşener’in uyarısıyla veya sıkıştırmasıyla yeniden gündeme alınıyor. Gelen ilk araştırmalar ışığında sıkıntıları gidermek için çareler tasarlanıyor.
Seçime dönük operasyonun yanında -onun da bir parçası olarak- ittifakın söylem paralelliği ve farklı görüntü vermeme konusunda epey mesafe alındı. MHP ve Bahçeli’nin, ittifakın halkla ve medya ile ilişkiler tarafında da belirleyici bir ağırlık kazanmasından sonra, beka davasının muarızları genel bir kalabalık olmaktan çıkıp açık ve somut (ismen işaret edilen) hedeflere dönüşmeye başladı. İttifakın sosyal medya operasyonlarında milliyetçi-ülkücü etiketi daha yoğun kullanılmaya başlandı. Bahçeli’nin ekonomi, dış politika ve laiklik gibi konularda kendisini ve partisini iktidardan ayrıştıran çıkışları gözle görünür biçimde azalırken, iktidar ve ittifak adına doğrudan polemiklerin içine girme sıklığı çok arttı. Özellikle MHP’den gelen, gelmesi muhtemel milliyetçi hassasiyetlere halel getirebilecek durumlar hemen karşılık buluyor. Bizzat Erdoğan, İMF veya “ABD’nin Suriye oyalamaları” konusunda rahatlatıcı demeçler vererek müdahalede bulunuyor.
Bahçeli’nin “bütün parti çıkarları bir yana, beka bir yana” demesi, Erdoğan’ın mükemmel bir uyum içinde olduklarından bahsetmesi, içeriden ve dışarıdan gelecek her türlü nifak girişiminin önünü kesiyor. Temel politik meselelerdeki söylem ve seviye farkları da iyice silikleşmiş, özel olarak muğlaklaştırılmış durumda. Tepedeki bu yüksek uyumun aşağıya inildikçe, büyük bir hevesle kucaklanmadığı, seçmen ve teşkilat düzeyinde alerjinin -bazen artarak- devam ettiğine dair haber ve ölçümler ise hala önemli bir etki yaratmadan kenarda tutulabiliyor. Erdoğan açısından bakıldığında, ittifakı hızla geri çağırmasına neden olan siyasi aritmetik riskin devam etmesi, bu pozisyondaki ısrarını açıklıyor. Bahçeli’nin de “beka davası’ çerçevesi ve hatta yürütücülüğü konusundaki patronajı ele geçirmesi başka bir macera arayışını gereksiz hale getiriyor. Her tarafın ihtiyaçlarına verdiği karşılıkların verimliliği ve vazgeçilmezliği, ortaklığın yaratabileceği problemlerin kolay kontrol edilebilir görünmesi, ittifakı iyice perçinliyor.
Her “mutlu beraberlik” tablosunun arkasında çapaklar oluyor; yüzeye çıkmayan, dışarıya yansımayan ama pişen, gelişen, bekleyen ve başka gelişmelere kapılar açacak potansiyeli olan gerilimler. Mesela, Binali Yıldırım’ın istifa etmeme kararına da, istifa etme vaadine de herkesten önce onay açıklaması yapma ihtiyacı duyan Bahçeli’nin, “AKP’nin getireceği meclis başkanı adayını destekleyeceğiz” sözlerine rağmen bazı isimlerle ilgili rezerv bildirmesinde olduğu gibi. Gelen haberlere göre, bu isimlerin çoğunun da artık iyice azalmış olan AKP’nin ilk dönem kadrolarından veya Milli Görüş geleneğinden isimler olması da, üzerinde düşünülmesi gereken bir veri. Yerel seçim ittifakında MHP’nin sayısal pazarlıklar kadar, aday profilleriyle de fazlasıyla ilgili olmasıyla uyumlu bir bilgi. Bazı “eski” AKP kadrolarının siyasi arayışlara gireceğine ilişkin dedikodular, İslamcılar arasındaki açık-örtük itişmeler, “ne oldu böyle bize” hayıflanmaları ve çok şiddetli bir cemaatler rekabetinin oluştuğu söylentileri iyice artmışken, bu bilgiler daha da ilginç hale geliyor.
***
MHP’nin teşkilat ve seçmen bazında, Türkiye’nin Trump’a yaptığına benzer biçimde “Erdoğan iyi ama çevresinde sorunlu unsurlar var” argümanını kullanması yeni değil ama dozunun iyice arttığı söyleniyor. Bahçeli, 24 Haziran seçimi öncesinde -üstelik seçime çok kısa bir süre kala hayli riskli olmasına rağmen- açıkça AKP içindeki “bazı odakları” hedef alan çok sert bir çıkış yapmıştı. Aslında, yerel seçim ittifakının gidip gelmesinde de, dolaylı olarak aynı odaklar işaret edilmişti. Şimdi, Erdoğan’ın tutumu kanıt gösterilerek, o odakların büyük ölçüde etkisizleştirildiği veya Erdoğan’ın onların etki alanından uzağa taşınabildiği iddiasına biraz daha abanılıyor. AKP ile ortaklığa ve iktidar çizgisine ayar vermede kullanılan af benzeri restleşmelerin geri çekilmesi de, alınan sonuçlarla izah ediliyor. İrice bir siyasi kütleyle yakın durmanın getireceği zararın beklenenden hafif atlatılması, iktidarın yoldan çıkma olasılığının azaldığı fikriyle buluşuyor. Aslında bunun bir başka özeti; ittifakın artık daha yalnızlaşmış bir Erdoğan ile sürdüğü ve devamının da böyle garantilenebileceği.
“Tek adamlık”, bir rejim ismi olarak pek uygun olmayabilir –zaten bunu karşılayan daha açıklayıcı isimler ve sıfatlar mevcut- ancak Erdoğan’ın siyasi pozisyonunu (macerasını) anlatmak için isabetli. Fazlasıyla anormal bir başkanlık modeliyle taçlandırılan zorlamanın yarattığı bir siyasi sonuç: “İktidarı kişiselleştirdikçe yalnızlaşan; güvenilirliği azalan desteğe mecbur bir liderlik”. Bu cümle 5 Ocak tarihli gazeteduvar yazısından.(Bkz. link) Fikri takip açısından bir ay daha geriye gidip 5 Aralık tarihli bir başka yazıdan bir alıntıyla devam edelim: “Bahçeli’nin penceresinden bakılınca, Cumhur İttifakı’nın ideolojik patronajının MHP’de olduğu konusunda bir tereddüt yok. Gezi’nin hesabının verileceğini, gözlerinin çözüm sürecini canlandırmaya kalkanların üzerinde olduğunu söylerken bu özgüvenle konuşuyor. (…) Erdoğan lideri olarak kalabilme karşılığında iktidarın da, tabanın da giderek daha azıyla yetinmek zorunda kalabilir.” (Bkz. link)
Meclisi atlayarak kararname alanı genişletilmeye hazırlanılan tek adam, güçlü yalnızlığının derinlerine doğru ilerlemeye devam ediyor. Hevesi mi, mecburiyetleri mi teşvik ediyor bilinmez ama hemen herkes bu yalnızlaşmayı destekliyor. CHP İstanbul adayının Beştepe ziyareti, Akşener’in “Cumhurbaşkanı’na laf söyletmeyiz” çıkışı dahil.
Yazarlar
-
Taha AkyolTürk-Rus-Çin ittifakı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayÇin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERBolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin içerideki ve dışarıdaki dinamikleri 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025