Ahmet TAŞGETİREN
Adam bostana girmiş, elindeki çuvala kavunları dolduruyor. Bu arada bostanın sahibi çıkagelmiş. Adamın başına dikilmiş. Adam bostan sahibini görünce afallamış, durum hiç iyi değil, sorgulayan gözlere bakıp, bir cevap bulması lazım.
- Aşırı rüzgar vardı, onun beni uçurmasından korktum, bu kavunun köküne tutunarak uçmaktan kurtulmaya çalışıyorum.
Bostan sahibi;
- Onu anladık, demiş, peki ama bu çuvaldakiler ne?
Adam bocalamış.
- Ben de tam onu düşünüyordum, demiş.
.....
- Tiyatro, dedi F.G. 15 Temmuz için. Tayyip Erdoğan bizi yemeyi kararlaştırdı, darbeyi kurguladı ve hemen peşinden tasfiyeyi başlattı.
- Ya o hayatını kaybedenler?
- Onları da gözden çıkardı tiyatroyu yazanlar!!!
F.G, bunu bütün tabana anlattı. Hayret taban onu kullanmaya başladı.
Taban tıpkı bunun gibi AK Parti’nin tepeden tabana mut’a’ya bulaştığına da inanmıştı. Tahran, bir kadın ayarlayıp işi bitiriyordu.
İnandı buna taban!
Peki ya bu görüntüler ne?
Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve bilmem kimler.
Ne arıyorlar Akıncı Üssü’nde?
Neden girip çıkıyorlar odalara? O üsteki askerlerle ilişkileri ne?
Tarla bakmaya gelmişler öyle mi?
Amerika’ya da tarla bakmaya mı gittiler yoksa Adil Öksüz ve Kemal Batmaz birlikte?
15 Temmuz’dan iki gün önce Akıncılar Üssü civarında tarla bakmak için mi geldiler Amerika’dan birlikte?
Ah acayip taban! Ah aldatılmaya hazır kitle!
Ve ah, bu kitlenin zihin dünyası üzerinde hoyratça tepinen Kumpasçılar.
Ne garip, bu tiyatro söylemine Avrupa’da, Amerika’da inananlar da çıktı.
Ama şu görüntüler FETÖ’yü, 15 Temmuz darbe girişimindeki rolünde çok net olarak ele veriyor.
Şimdi FETÖ’nün Adil Öksüz’le Gülen’in ilgisinin bulunmadığına... Adil Öksüz’le Kemal Batmaz ve ötekilerin ilgisinin bulunmadığına... Akıncılar Üssü’ndeki görüntülerin gerçeği yansıtmadığına... O görüntüler gerçekse bile bunların darbe ile alakasının bulunmadığına... Adı geçen her şüphelinin oralara tarla bakmaya gittiğine... İnandırması lazım.
Tabii başka şeyler...
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı derdest edenlerin ona “Seni Gülen’le görüştürelim” dediğine dair ifadelerin gerçeği yansıtmadığına...
İtirafçı subayların birini bile F.G’nin tanımadığına...
Neye şaşırıyorum biliyor musunuz?
Birincisi, bu yapıyla bir şekilde irtibatlı olan kimselerin, bunca yalana inanıyor olmasına...
Düşünüyorum ki, bir kimsede bir tek yalan görürsünüz ve kararınızı verirsiniz. Böylesine yalan olmaz, dersiniz. Bu yalanı söyleyen her şeyi yapar dersiniz. Tayyip Erdoğan’a ya da Davutoğlu’na, Abdullah Gül’e, Hakan Fidan’a mut’a izafe edildiğini gördüğünüzde uyanmalısınız.
“Ahmet Taşgetiren daha çok para aldı da karşımıza geçti” denildiğini gördüğünüzde yalan maskesi düşmeli, azıcık Taşgetiren’i tanıyanlar nezdinde. Yooo, her şeye inanıyorsunuz, bu nasıl bir akıl, nasıl bir duygu ve muhakeme?
Ben bazı şeyleri gördüğümde “Bu kişi Allah’a ve ahirete inanıyor mu?” diye soruyorum. Bu, mesela biraz Allah’a ve Ahirete inanmanın çerçevesini bilen birisi için çok önemli bir ölçüdür. Adam yalanı su gibi içiyorsa, bu, Ahiret’teki hesabı dikkate almıyor anlamına gelir.
Ne diyorsunuz, “Ben bunların binde birini tanımıyorum” sözünün gerçekle ilgisi var mı? Bunu nasıl söyler söyleyen Ahiret’i gündemine alarak?
Şaşırdığım ikinci şey, böyle, Adil Öksüz’lü bilmem kimli adamlarla darbe gibi bir çılgınlığa kalkışmaktır. Adil Öksüz ve kuyruğuna takılmış generaller... Filmini çekseniz Kemal Sunal’ınkiler kadar traji-komik yapı çıkar ortaya.
Işık Koşaner, darbe girişiminin askeri planlama açısından kalitesi üzerine ne diyor bakın:
“...gazetelere yansıyan bölümüyle değerlendirdiğimde, hatalı, zayıf, askeri planla alakası olmayan, “kurmay emeği” yok denecek kadar az olan, üstün körü planlanmış ve amacının ne olduğu belli olmayan bir girişim...”
Taban, ey taban, sefaleti görüyor musunuz?
Tam da bunun için mi girmiştiniz böyle bir yola, varınızı yoğunuzu ortaya koymuştunuz?
Gülen yuvarlandı tepeden aşağıya. Hayat imtihandır. Son nefese kadar düzgün yürümek lazım.
Gel, diyorum, gel ve asıl sana inanan insanlara hesap ver. Tam da bu bataklığa mı çağırmıştın onları?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025