Akın ÖZÇER
“Bölgesel bir aktör olmaya soyunan Türkiye’nin bu hedefinde başarılı olabilmesi, kuşku yok ki, (…) Erivan’la ilişkilerinin normalleştirilmesine olduğu kadar, demokratik ülkelerdeki Ermeni diasporasını kucaklayabilecek bir politika üretilmesine bağlı bulunuyor. Böyle bir politikanın, aşırı milliyetçi ve şoven yaklaşımların egemen olduğu diasporadan çok, onun bir parçasını oluşturduğu ülke kamuoyunu muhatap alması, başka bir deyişle Türklerden başka kimsenin hoşuna gitmeyen milliyetçi söylemlerden kaçınması gerekiyor.” Bu paragrafı, 2010 Mart’ında Newsweek Türkiye’de yayımlanan “Ermeni diasporasına yönelik politikamız var mı? “ başlıklı bir yazımdan alıntıladım.
Yazıyı şu paragrafla noktalamıştım: “Ne var ki kamuoyu diplomasisine dayalı bu politikayı, Türkiye’yi demokratik bir hukuk devletine dönüştürecek siyasi reformlardan bağımsız şekilde yürütmek mümkün değil. Çünkü günümüz dünyasında bir ülkenin imajı, lobi şirketlerine ödediği parayla değil, demokratik kurumları, çağdaş değerlere inanan siyasetçileri ve kanaat önderleriyle ölçülüyor.“
Konuyla ilgili olarak, Taraf’ta bundan yaklaşık 20 ay sonra, Aralık 2011’de, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun büyükelçiler toplantısının açılış konuşmasında dile getirdiği “bizim diaspora” kavramına atıfla aynı başlığı taşıyan başka bir yazım yayımlanmıştı. Davutoğlu o konuşmasında, ABD’ye gittiğinde büyükelçilere ve başkonsoloslara “diaspora kavramını değiştireceğiz” talimatını verdiğini belirterek, “Anadolu topraklarından göçmüş her birey bizim diasporamızdır, dini ve mezhebi ne olursa olsun” demişti. Sonra, Türkiye’den gitmiş her Ermeni ile görüşmek ve “ortak geçmişimizin parıltılı yüzyıllarını konuşmaktan” söz etmiş ve “Ermeni dostlarımızın teker teker kalbini kazanacağız” diye sürdürmüştü konuşmasını.
“Bizim diaspora” kavramı doğru yolda atılmış bir adımdı kuşkusuz ama altının doldurulması şarttı. Bunun için de başta İttihat ve Terakki’nin tehcir politikasını savunmak veya dönemin savaş koşullarında mazur göstermekten vazgeçmek gerekiyordu elbette.
Söz konusu yazımı şu paragrafla bitirmiştim: “Türkiye, Davutoğlu’nun deyişiyle dünyadaki bizim diasporaya sahip çıkmak durumunda. Bu yaklaşımın doğal sonucu, daha önce çeşitli vesilelerle dile getirdiğim gibi, dedelerinden kalan kimlikleri ibraz eden herkese olağanüstü telsik yoluyla vatandaşlık vermek; vatandaş olanlara Osmanlı’dan kalan tapuları varsa mülklerini ve çağdaş devletin vatandaşlarına tanıdığı hakları iade etmek. Özetle sorunu, Osmanlı’nın ardılı Türkiye’nin vatandaşları ile arasındaki bir konuya indirgemek ve insan hak ve özgürlükleri temelinde çözümlemek gerekiyor.”
Erdoğan’ın Ermeni toplumuna taziye mesajı
Kabul etmek gerekir ki Başbakan Erdoğan’ın 24 Nisan vesilesiyle Ermeni vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için yayımladığı mesaj, diaspora için kuşkusuz cılız ama Türkiye açısından önemli bir açılımın işaretini veriyor. Yıllardır bir işe yaramadığı halde ısrarla İttihat ve Terakki’nin tehcir politikasını mazur gösterme temeline dayanan politikamız nedeniyle her ferdiyle artık tehcirin soykırım olduğunu özümsemiş bulunan Ermeni diasporasının Türkiye için bir ilk olan bu taziye mesajıyla tatmin olmaması doğal. Her ne kadar mesajda “Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir” gibi altı çizilmesi gereken bir cümle yer alsa ve tehcir politikası dolaylı yoldan eleştiriliyor olsa da…
Bununla birlikte, bu konuda yayımlanan eski bildirilerle karşılaştırıldığında, söylenen olumlu sözlerden çok söylenmeyen olumsuz ifadelerin daha önemli olduğunun altını çizmek gerekir. Ayrıca tehcirin yol açtığı gayri insani sonuçlardan duyulan derin üzüntünün yanı sıra bu konuda farklı söylemlerin empati ve hoş görüyle karşılanması gerektiği gibi ifade özgürlüğü açısından bir açılımdan söz edilebilir. Bu bağlamda Türkiye’nin “hukukun evrensel değerleriyle uyumlu her düşünceye olgunlukla yaklaşmaya devam edeceği” cümlesinin altını çizmekte yarar var.
Ana muhalefet partisinin Erdoğan’ın mesajına ilk tepkisi özünde olumlu oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Erdoğan’ın açıklamasında en dikkati çekici kavramın taziye kelimesi olduğunu, bunun bütün dinlerde var olan kutsal, saygı değer bir kavram olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “CHP olarak biz de 20. yüzyılın başlarındaki olaylarda hayatlarını kaybeden bütün insanların huzur içinde yatmasını dileriz. (…) O olaylarda, o günün koşullarında hayatlarını kaybetmiş insanların şimdi yaşayan nesilleri, torunları varsa onların da hepsinin üzüntüsünü, acılarını paylaşırız. Ermenilerin de paylaşırız, diğerlerinin de paylaşırız ama hiçbir ayrım yapmaksızın.” Loğoğlu bu konuda hükümetin geç kaldığını söyledi ama bunun inandırıcı olabilmesi için CHP’nin parti olarak böyle bir taziye mesajını daha önceki yıllar boyunca yayımlamış olması gerekiyordu.
Aslında CHP’nin Ermeni konusunda büyük bir politika değişikliğini savunduğunu söylemek o kadar kolay değil. Loğoğlu, bir süre önce “CHP olarak 2015 yılının bir kırılma ve çatışma noktası değil, taraflar arasında bir barış ve uzlaşı yılına dönüştürülmesi için çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Zaman birbiriyle barışan halkların zamanıdır” demiş olsa da, bunun özde değil, stratejide bir değişikliğe işaret ettiğini kabul etmek gerekir. Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un, beklenen kapsamlı açıklamasıyla bu gerçeği ortaya koyacağını ve bu vesileyle Erdoğan’ı devlet politikasından saptığı gerekçesiyle eleştireceğini tahmin ediyorum, umarım yanılırım.
MHP’nin tepkisine gelince, Genel Başkan Bahçeli’nin yazılı açıklaması Başbakan’ın yaptığı açılımın göründüğünden daha önemli olduğu izlenimi yaratıyor. Bahçeli “Tehcir Kararı’nın, 99 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı görevini yürüten bir zat tarafından gayr-i insani bulunması kesinlikle gayri milliliktir” diyor ve Başbakan Erdoğan’ı “milli değerlere sırt çevirircesine Erivan ağzıyla mesaj yayınlamakla” suçluyor. Kendisi ise tehcir kararının altına adeta imzasını atıyor: “Birinci Dünya Savaşı esnasında Ermeni çetelerinin yoğun ve acımasız saldırılarını kırmak, militan kaynaklarını kurutmak, Türk vatanının geleceğini kurtarmak maksadıyla Tehcir Kararı’nın alındığı tarihi bir vakadır.“ Bahçeli tehcir kararına sahip çıkınca geriye “bu kapsamda çeşitli sebeplerden dolayı; istenmeyen, hiç beklenmeyen, hiç hesapta olmayan kayıpların yaşandığı ve meydana geldiği de doğrudur” gibi bugüne kadar hep söyleye gelinen çözümden uzak sözler kalıyor.
Hesapta olmayan kayıpların telafisi
Tehcir kararına sahip ya da karşı çıkmanın hukuki sonucu aslında farklı değil. Hesapta olsun, olmasın kayıplar yaşanmışsa, hayatların iadesi de elde olmadığına göre, bu kayıpların başka bir şekilde telafi edilmesi gerekiyor. Bu, Osmanlı İmparatorluğu ile vatandaşları arasında bir konu olduğuna göre, İmparatorluğun devamı olan Türkiye’yi aynı temelde, devlet- vatandaş ilişkisi çerçevesinde ilgilendiriyor olması gerekirdi; bugün de ilgilendiriyor. O bakımdan ben ve benim gibi düşünenler, tehcire uğrayarak sınırlarımız dışında kalmış insanların ardıllarına vatandaşlık hakkı tanınmasının sorunun kaynağında, üçüncü bir tarafın dahli olmaksızın çözümü için gerekli olduğu kanaatindeyiz.
Anımsanacağı gibi, Ermeni konusunun çözümü bugüne kadar hep Ermenistan’la ikili ilişkiler çerçevesinde gündeme getiriliyordu. Bu bağlamda, Ermenistan’ın Türkiye’den toprak ve tazminat taleplerinden söz ediliyor ve sorun bir yerde çözümsüzlüğe mahkûm ediliyordu. Oysa tehcire uğrayan Ermeni vatandaşlarımızın mallarına el konulmuşsa, bu kişilerin ya da ardıllarının tazminat hakkı doğuyor ama bu haklar hiçbir şekilde başka bir devletin toprak ya da tazminat taleplerine temel oluşturmuyor.
Davutoğlu, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermeni diasporasına “bizim diaspora” diyorsa, bu sözcüğün havada kalmaması için, tehcirin 100. yıldönümünden önce, Osmanlı uyruğunda olan kişilerin ardıllarının vatandaşlık edinimini mümkün kılan, hatta kolaylaştıran bir yasa çıkarılmasına sıcak bakıyor olması gerekir. Kimse, üzerinden o kadar uzun bir süre geçtikten sonra böyle bir şeyin olmayacağını düşünmemeli; İspanya’nın 1492’de ülkeden kovulmuş Sefaradlar için çıkardığı yasal düzenleme bu konuda önemli bir esin kaynağı; hatta Rajoy hükümetinin vatandaşlığı neredeyse otomatik hale getiren yeni bir yasa tasarısı var. Mevcut yasadan farklı olarak artık İspanyol vatandaşlığını kazanacak Sefaradların bulundukları ülke vatandaşlığından çıkmaları gerekmeyecek. Çifte vatandaşlığı ikili anlaşmalara bağlamış olan bir ülke için bu devrim niteliğinde bir düzenleme kuşkusuz.
Konunun dışına çıkmamak için İspanya’nın Sefaradlara Vatandaşlık Yasasıhakkında daha fazla ayrıntıya girmiyorum. Türkiye’nin çifte vatandaşlık mevzuatı çok daha liberal olduğuna göre, benzer bir yasal düzenlemenin kolaylıkla yapılabileceğini ve tehcirle ilgili düşünceleri ne olursa olsun herkesçe kabul göreceğini düşünmek istiyorum.
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, Başbakan Erdoğan’ın yayımladığı 24 Nisan mesajınıbizim diasporaya yönelik önemli bir açılım olarak değerlendirmekte yarar var. Bu, Ermenistan’la ikili ilişkileri kapsayan bir açılım değil. Nitekim Erdoğan da bu doğrultuda ayrı bir açıklama yapmış bulunuyor. Bugün 99 yaşına giren bizim diaspora için Erdoğan’ın mesajı anlamlı bir doğum günü hediyesi oldu. Dört yıldır savuna geldiğim vatandaşlık yasası çıkarsa bir sonraki yıldönümünde sorunun çözümü yolunda önemli bir eşik geçilmiş olur kuşkusuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025