Alper GÖRMÜŞ
Bizim zamanımızda devlet okullarında İngilizce öğrenme girişimi, ilk birkaç dersten sonra orada İngilizce öğrenilemeyeceğinin öğrenilmesiyle sonuçlanır, o fasıl ebediyen kapatılırdı. Şimdi biraz olsun farklıdır diye düşünüyorum; hiç değilse o hayattan soğutan küçük, renksiz, fotoğrafsız Gatenby kitabı yok artık.
İngilizce ortaokul bitirme sınavları birkaç gün sürerdi; biri kendi öğretmenin olmak üzere üç kişilik bir heyet karşısında, sözlü olarak icra edilirdi. Birinci gün, hocaların “aç bakalım herhangi bir yeri, hangi konu çıkarsa oku” dediğini ve soruları da o konudan sorduklarını öğrenen bir arkadaşım ‘zekice’ bir taktik geliştirmişti. Sınavdan önceki gece kitaptaki advertisements (reklamlar) konusunu ezberlemiş, sonra da o bölümü katlayarak kâh yatağının altına koymuş, kâh ütü marifetiyle ezmişti; öyle ki, kitabı elinde kapalı olarak tutarken, serbest bıraktığında karşısına otomatik olarak “advertisements” çıkıyordu. Bizimki elinde kitabı tutarak heyetin dizildiği masanın karşı tarafına geçmiş, oturmuş, İngilizce hocamız Oya hanımın “aç herhangi bir yeri” demesini beklemiş. Fakat hoca öyle dememiş, onu yerine “koy bakalım kitabı masanın üstüne” demiş. Bizimki bunu yapmamak için birkaç saçma bahane uydurmuş ama sonunda mecburen koymuş kitabı masaya ve “advertisements” kabak gibi açılıvermiş masanın üstünde.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıllık iktidarı boyunca biriktirdiği şaibeleri kapsayan bir kitap yazılsa ve masanın üstüne bırakılsa, yatağa, ütüye hiç ihtiyaç duymaksızın 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması ‘konusu’ kabak çiçeği gibi seriliverir gözler önüne.
Nitekim bir türlü kapanmıyor. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17-25 Aralık soruşturmaları hakkında yaptığı açıklamalar, konuyu bir kez daha kamuoyu gündemine taşıdı.
Bayraktar hazmı çok zor bir sürü şey söyledi.
“Benimle ilgili her şey doğru, öbürlerini bilmem” cümlesinin “bu soruşturmadaki her şey doğru” anlamına geldiği çok açık. Öyle olmasaydı, öbürlerinin ‘hırsızlığının’ sabit olduğunu söylemez, “Reis beni hırsızlarla aynı çuvala attı” demezdi.
Tabii “soruşturmadaki her şey doğru”nun varacağı yer de belli. Çünkü her şey demek her şey demektir ve o soruşturmada, kendi dosyasının atıldığı çuvalda olmayan başka dosyalar da vardı.
Muhalefetin “hem suçları ortaya döküyorsun, hem AK Parti’yi ve Erdoğan’ı savunmaya devam ediyorsun” eleştirileri haklı olabilir, fakat bunun, üzerine gelecek hücumları seyreltme amacı taşıdığı belli değil mi?
Fakat bence bu hikâyenin en önemli tarafı, hiç şaşırtıcı olmayan bir biçimde, iktidar kanadının bu olayı da susarak geçiştirme taktiğini benimsemiş olması.
Merkez Bankası’nın döviz rezervleri tartışması ile (“128 milyar dolar nerede?”) Sedat Peker’in videoları hadiselerindeki cevap verme hamlelerinin iyi sonuç vermediğini gören AK Parti yönetimi, sonrasında zorlanacağı her durumda konuyu “ademe terk etme” taktiğine sığındı.
Öğrenilmesi biraz zaman almış olsa da, bu kendi açılarından doğru bir taktikti.
Şimdi, Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından sonra da aynı “doğru” taktiği uygulayacakları anlaşılıyor.
Fakat şu da var: Bu “doğru” taktiğe elinizden başka bir şey gelmediği için sığınıyorsanız, oturup derin derin düşünmeniz gerekmez mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025