Atilla YAYLA
Çatışmacı toplum teorisinin ana kaynağı Marksizm'dir. Marx’a göre, tüm tarih sosyal sınıflar arasında bir mücadeledir. Sosyal sınıfların kendileri münhasıran ekonomik terimlerle, yani bireylerin ekonomik üretim araçlarıyla ilişkisi çerçevesinde tanımlanır. Kapitalist toplumda, burjuva üretim araçlarına, proleterya ise yalnızca emek gücüne sahiptir. Bu yüzden, iki sınıf, kaçınılmaz olarak, ancak devrimle çözülebilecek bir çatışmaya girecektir. Devrimden sonra kurulacak sınıfsız toplumda hukuk, özel mülkiyet, para ve iş bölümü gibi kurumlar, insanın egoist ve açgözlü özelliklerinden ziyade sosyal ve işbirlikçi özelliklerini yansıtan düzenlemeler tarafından aşılacaktır. İnsan ile toplum arasındaki ilişkinin Marksist tasvirinde, insanı onun çevresinden soyutlayan ve insana evrensel özellikler atfeden metodolojik bireycilik reddedilir. Marksizmde insanın onun sosyal çevresinin bir mahsulü olduğu ve bu sosyal çevrede bir değişikliğin insanda mutlaka bir değişiklik meydana getireceği iddia edilir.
Gayri-sosyalist sosyolojik teori toplumun sınıf yapısının ekonomik terimlerle doğru biçimde tasvir edilebileceği fikrini reddeder. Toplumdaki inanlar arasında birçok farklılık, özellikle grupları ekonomik düşüncelerden ve konumlardan bağımsız olarak bölen, statüyle ve meslek türleriyle alâkalı farklılıklar vardır. Dahası, sınıf ve sınıf çatışması üzerinde vurgunun münasebetsiz olduğu iddia edilir: Bir toplum, bireylerin âdil davranış ortak kuralları tarafından bir arada tutulduğu, bir işbirliği teşebbüsüdür. Gerçekten, devrimci sosyal değişikliğin Marx tarafından tasvir edilmiş sınıf çatışması kalıbına uymadığı tarihsel olarak doğrudur. Çoğu gayri sosyalist sosyal değişiklikte fikirlerin önemini vurgular; ironik şekilde, Marksizmin kendisi bu fikrin gelişmesine çok katkı yapmıştır.
Toplumun bireysel amaçların ötesinde ve üstünde amaçlara ve araçlara sahip olabileceği görüşünün sosyalist-olmayan eleştirisi çok mühimdir. Burada iki ana argüman vardır. Birincisi, böyle bir yorum, hatalı şekilde, bireyleri esrarengiz tarihsel güçlerin biçare kurbanları yapar. İkincisi, böyle bir toplum konsepti insan davranışlarındaki bireysel sorumluluğun altını oyar. Topluma antropomorfik bir varlık olarak, bir insan, ithamların ve eleştirilerin atfedilebileceği bir varlık olarak muamele eder. Bu yüzden, sosyalist düşüncede, suça, çoğu zaman, sorumlu bireylerin davranışlarının bir ürünü olmaktan ziyade, sosyal olarak sebep olunmuş gibi muamele edilir. Toplumun, bireylerin davranışlarından ayrı olarak anlaşılabileceği varsayımı çağdaş sosyal mühendislik çabalarının çoğunun altında yatan fikirdir.
Çağdaş bireyci liberal teoride, bir toplum, davranışları, doğrudan komutadan ziyade genel, tarafsız kuralların takibi tarafından koordine edilen bireyler temelinde anlaşılır. Bu toplum modeli, esas itibariyle bireyci olmasına rağmen, Benthamcı faydacılıktan, bir sosyal fayda fonksiyonunun bireysel tercihlerden hesaplanabileceğini reddetmesi yüzünden, çok farklıdır. Onun yerine, dolaylı faydacı anlamda, sosyal refah desantralize aktörlerin davranışlarından tesadüfen doğar. Bu fenomenin en önemli örnekleri piyasa mübadele süreçleri ve ortak hukuk sistemleridir. Bireysel davranıştan hâsıl olan avantajlar, genel olarak, modern karmaşık toplumlarda merkezî organların milyonlarca insanın davranışlarını koordine etmek için gerekli bilgiye asla sahip olamayacak olması gerçeğinden kaynaklanır. “Sosyal” bilginin çoğu “umumî” veya “ifade edilmemiş”, yani -pazardaki fiyatlar gibi- mütemadiyen değişmekte olan ve toplumun tüm üyeleri arasında dağılmış olan bilgidir. Âdil davranış kurallarını muhafaza etmenin ötesine geçen müdahaleler zimnî bilginin akışını engelleyecektir. Bu toplum görüşünün ana temsilcileri Popper, M. Polanyi ve Hayek’tir.
Popper’ın “açık toplum”’unda ve Hayek’in “büyük toplum”unda anahtar tasvirî özellik anonimliktir. Karmaşık endüstriyel toplumların üyeleri birbirlerini bilmezler. Bu yüzden, onlar, eğer davranışları etkili şekilde koordine edilecekse, kendilerini soyut kuralların disiplinine teslim etmek zorundadırlar. Modern toplum, genel olarak, statüden ziyade sözleşmeye dayanır ve modern toplumun akışkanlığı ve hareketliliği sabit hiyerarşilerin, katı kastların ve sınıfların namevcudiyetine bağlıdır. Ancak, birçok insan, bu soyut özellikleri tatsız bulur ve daha az değişken ve âdil davranış genel kurallarından ziyade din ve âdet tarafından bir arada tutulan “kapalı” veya ilkel toplumların yakınlığına sempati duyar. Popper, tarihî olarak vuku bulan krizlerin ve devrimlerin birçoğunu kapalı toplumdan açık topluma geçişe refakat eden travmaların sonuçları olarak yorumlar.
Hayek’in sosyal felsefesinde, “sosyal” adâlet doktrini Büyük Toplum’un istikrarına önemli bir tehdit olarak görülür. Klasik liberal teoride, adâlet genel ve gayri-ayrımcı kurallar altında bireysel davranışla alâkalıdır; yalnızca böyle kuralları ihlal eden bireysel davranış âdil veya gayri âdil diye değerlendirilebilir. Gelir dağılımı bakımından “hak ediş” veya “ihtiyaç” gibi kurallar adâletle alâkasızdır. Ücretler, sadece, emek hizmetlerinin, gayri şahsî piyasa mübadele sürecinde ifşa edilmiş olan değerini yansıtır. Gelir dağıtımını pazarın kararından ayrılacak şekilde değiştirmeye yönelik her teşebbüs emek kaynaklarının yanlış tahsisine ve nihayetinde özgür ve açık bir toplumun totaliteryen bir topluma dönüşmesine yol açacaktır. Bununla beraber, bugün, Hayek’in sosyal adaletle totaliterizm arasında kurduğu bağın biraz abartılı olduğunu söylememize imkân verecek kadar çok tecrübeye sahibiz.
Liberal ve muhafazakâr toplum kavramları birçok ortak tarafa sahiptir. Her ikisi de, herhangi bir özgül “amaç-durum”un veya rasyonel olarak dizayn edilmiş bir kalıbın kendiliğinden inkişaf etmekte olan organizmaya empoze edilmesini reddeden bir tavır sergiler. Muhafazakâr düşüncede bu en iyi M. Oakeshott’un “sivil birlik” fikrinde örneklendirilir. Bu, farklı amaçları ve hedefleri takip eden bireylerin, kendileri hiçbir amaca veya hedefe sahip olmayan kanunlar tarafından bir arada tutulduğu bir düzen biçimidir. Bu tür kanunlar bireylerin değişik davranışları içinde takip edeceği formu koyar; Oakeshott’un tasviriyle, bu kurallar “zarfa ait”tir, mazrufa değil. Yirminci Yüzyıl’ın rasyonalist hatası ideal sosyal planların bireyler ve toplumlar üzerinde her sosyal ve/veya tarihî tecrübeden müstakil olarak uygulamaya konabileceği faraziyesidir.
Bu hayli soyut anlatımdan çıkartılabilecek başlıca sonuçlar şunlardır:
1. Toplumlarda kendiliğinden doğan bir düzen vardır.
2. Devlet ile toplum arasında bir ayrım yapılmalıdır. Toplum kendiliğindendir; devlet düzeni ise siyasal zora dayanır.
3. Sosyal düzen ile siyasal düzeni çakıştırmaya yönelik teşebbüsler değişik derecelerde totaliterizme, özgürlük kaybına yol açar.
4. Özgürlükçü bir siyasî düzene sahip “açık”, “büyük” toplumda kanunların bireyler için özgül amaçları yoktur.
5. Özgür bir toplumda bireyler farklı, çelişik, yarışan amaç ve değer skalalarını takip edebilirler.
6. İyi toplum, herkesin amaçlarda ve değerlerde tamamen ortak olduğu toplum değildir; barışçıl ortak yaşayış kurallarının geliştiği ve bireylerin bu kurallara saygı göstermeye istekli ve gayretli olduğu toplumdur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019