Atilla YAYLA
Türkiye zaman zaman moda hâline gelen kavramlar etrafında tartışmayı seviyor. “Mahalle baskısı”, “İranlaşmak”, “Malezyalaşmak” gibi kavramlar son on sene boyunca ülke gündemini işgal etti. AK Parti’ye şeriat düzeni getirmeye çalışıyor diye kapatma davası açıldı. Cumhuriyet gazetesi “tehlikenin farkında mısınız?” sloganı ile dindarlaşan bir ülkeye karşı okuyucularını uyardı. Bazı medya organları ve akademisyenler, “şeriata doğru giden bir ülkenin kurtuluşu için Türk Silahlı Kuvvetleri’ni açıkça darbe yapmaya davet ettiler.” Yine aynı dönemlerde Binnaz Toprak ile “endişeli modern” kavramı hayatımıza girdi. Toplumun dindarlaştığını düşünenler bu kavrama sığınarak seküler hayat tarzının tehlikede olduğunu öne sürdüler. Volkan Ertit’in “Endişeli Muhafazakârlar Çağı” (Orient Yayınları, 2015) adlı kitabı ise, esas endişelilerin modernler değil, muhafazakârlar olduğunu iddia ediyor.
Bu eser refah düzeyinin arttığı toplumlarda sekülerleşmenin artacağı iddiası üzerine kurulu. Kitaba göre, Türkiye son 50 yılda daha modern ve zengin bir ülke hâline gelerek sekülerleşti. Ertit öncelikle Türkiye’deki sosyo-ekonomik dönüşümü rakamlarla ortaya koyuyor. Türkiye’de kadınlarda “beklenen yaşam süresi” 1940’larda 33 yıl iken, 2014’te 79 yıla yükseliyor. Okuryazarlık oranı 1980’de kadınlar için % 55 bugün % 87, erkeklerde de son 30 senede % 80’den % 97’ye çıkmış. Sanayi ve hizmet sektöründe 1955 yılında çalışanların oranı % 18 iken, bu oran 2014 yılında % 77’ye yükseliyor. Gıda ve Gıda Dışı Yoksulluk oranı % 27’den 2000’li yılların ilk 10 senesinde %18’e düşüyor. Zenginlerin toplam gelirden aldığı pay 1960 yılında %57 iken bu oran 2013 yılında % 46,6’ya düşüyor. Dayanıklı tüketim mallarına sahip olma oranı 1998’den itibaren sürekli artış içinde, hem de ev içi tüm mallar için. Motorlu taşıtların sayısı son on sene içinde % 75 artmış durumda. 2003 yılında her 100 gençten 14’ü üniversiteli olabiliyorken, bu oran her bugün 40-43 aralığına yükselmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak ortalama ilk evlenme yaşı da kadınlarda 24’e erkeklerde 27’ye yükseliyor. Kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı 1960’lı yıllarda 6 iken günümüzde eğitim seviyesinin yükselmesi ve kapitalizmin yaygınlaşması ile 2.26’ya düşüyor. Anne çocuk sağlığı her geçen gün daha iyi hâle geliyor. Sağlık personelinden doğum öncesi bakım alabilme oranı 1980’li yılların başında % 38 iken, bu oran 2013 yılında % 97’ye çıkıyor. 1970 yılında çocuk felci, boğmaca ve difteri rahatsızlıklarındaki olgu sayısı 9000’den, nüfus ikiye katlanmasına rağmen, günümüzde 250’ye düşüyor. Bu rahatsızlıklardan kaynaklı bebek ölümü ise 120’den 1’e iniyor. 1975 yılında her 100 bin doğumda 208 anne hayatını kaybediyorken bu oran 2011 yılında 15’e geriliyor. Her 1000 doğumda 1960’lı yıllarda 163 çocuk ölürken, bu rakam 2013 yılında 11’e düşüyor. Türkiye’de 1983 yılında başlayan özelleştirme çalışmaları 2003 yılına kadar sadece 8 milyar dolar iken AK Parti’nin sadece 2005 yılında gerçekleştirdiği özelleştirme 8 milyar dolar. Temel ihtiyaçlar noktasında fakir ve zengin arasındaki fark da azalıyor. Türkiye toplumunun genel refahının yükseldiğini bu istatistikî verilerle ortaya koyan Ertit, böyle bir dönüşümden geçen bir toplumun aynı zamanda sekülerleşeceğini iddia ediyor.
Ertit kitabın ikinci bölümünde yine akademik çalışmalarla Türkiye toplumunun sekülerleştiğini 11 madde üzerinden giderek okuyucuya sunuyor. Ertit’in iddiasına göre; 1) Yeni kuşaklar eski kuşaklardan daha az dindardır. 2) Eşcinselliğin görünürlüğünde belirgin bir artış gerçekleşmiştir. 3) Evlilik öncesi flört sayısında artış vardır. 4) Evlilik öncesi ya da evlilik dışı cinsellikte artış gerçekleşmiştir. 5) Doğaüstü güçlere olan inançlarda azalış gerçekleşmiştir. 6) Farklı inanç grupları arasındaki evlilikler artmıştır.7) Toplumda vücut hatlarını belli edecek kıyafetler tercih edilmeye başlamıştır. 8) Dinin toplumsal alandaki prestijinde ve gücünde azalış gerçekleşmiştir. 9) Medya dili sekülerleşmiştir. 10) Toplumsal tartışma dili daha seküler hâle gelmiştir. 11) “Kutsal”ların günlük pratiklere olan etkisi azalmıştır.
Ertit, bu 11 maddenin Türkiye’nin gerçekliği olduğunu geniş bir kaynak taraması ve kendi yaptığı alan çalışmaları ile ortaya koyuyor. Örneğin, iki kuşak arasındaki dindarlık farkını 2797 aile ile yapılmış bir doktora tezine dayandırıyor. Eşcinsellerin toplumun tüm kesimlerde daha kabul edilebilir hale geldiklerini söylerken, Hakan Yılmaz’ın “Türkiye’de Muhafazakârlık, Aile, Cinsellik ve Din” adlı çalışmasından yararlanıyor ama aynı zamanda 1990’larda yapılması mümkün olmayan Onur Yürüyüşü’nün 40.000 kişi ile 2014 yılında hem de Ramazan ayında gerçekleştiğini okuyucuya hatırlatıyor. Evlilik öncesi flört/cinsel birliktelik sayısında ortaya çıkan artışın yine akademik çalışmalar ışığında neden muhafazakârları tedirgin edecek noktaya ulaştığını anlatıyor. Ertit’e göre dindarlaşan toplumlarda farklı inanç grupları arasındaki evliliklerde azalış olması beklenirken, Türkiye mezhepler arası evlilik oranının gün geçtikçe arttığı bir ülke durumunda. Ertit, hem kadınlar hem de erkekler vücut hatlarının belli olacağı kıyafetleri daha çok tercih ederken, facebooktaki “ilişkisi var” modülünün sadece başı açık kızlar tarafından kullanılmadığına da işaret ediyor.
Tüm bu bilgiler ışığında, Ertit’in vurguladığı gibi, “eğer 2000’li yıllarda ille de birilerinin endişesinden bahsedilecekse, en azından şimdilik, endişeli modernlerin endişeli muhafazakârlardan rol çaldıklarını ifade etmek çok da yanlış olmayacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019