Aydın ENGİN
Sadece 21 gün içinde hem siyaseti, hem hukuku., hem Türkçeyi "pejmürde etmek" marifet olsa gerek. Kişiye onur kazandırmaz biliyorum, ama marifet de gözden kaçmasın. Konuları artık saçmalık sınırına yaklaşmış Guinness Rekorlar Kitabı'na girse yeridir ve yakışır ve kolay kolay kırılmaz
En kısa sürede anadilini, siyaseti ve hukuku pejmürde etme rekoru!..
Türkçeden başlayalım.
Dilimizde "pejmürde etmek" diye bir fiil olabilir mi ?
Genç meslektaşlarımızın "giriş yapmak, çıkış yapmak" gibi Tarzan cümlelerine, pistte durmuş kapılarını açmış, yolcuları indirmekte olan uçak görüntüsünün üstüne "Havalimanına iniş yaptığını söyleyebiliriz" gibi dil ayıplarına alıştık ama üniversite bitirmiş, tabeladan ibaret bir parti olsa da Demokrat Parti'nin genel başkanlığını bile yapmış, ardından AKP gemisine atlayıp bakanlık yapmış ve yapmakta olan bir siyasetçinin "pejmürde etmek" gibi bir cümle kurabilmesi ancak "eğitimle mümkün" olsa gerek. Ortaokul birinci sınıfta kompozisyon dersinde böyle bir dil zırvası yapan öğrenciye "Sen ilkokul 5'i bir daha oku da öyle gel buraya" denir; denmese bile dense yeridir.
Diyelim dili sürçmüş ya da anadilini iyi beceremiyor, ama söylemek istediği anlaşılıyor.
Peki anlaşılan ne ?
Pejmürde üstü başı dökülen, giysileri eski püskü, aşırı yıpranmış, solmuş, tazeliğini yitirmiş demek.
Eee, Ekrem İmamoğlu'nun üstündekilere devlet adına el koyup, onların yerine eski püskü, yırtık pırtık bir ceket, kıçı yamalı pantolon, tabanı delik ayakkabılar filan mı giydirilecek ? Böylece İmamoğlu pejmürde mi edilecek?..
Yani soylu İçişleri Bakanımız Türkçeyi fena halde pejmürde etti.
Bize de çaresiz gülüp geçmek düştü...
* * *
Ancak halkın oyları ile seçilmiş belediye başkanlarını herhangi bir yargı kararı olmaksızın "terörle iltisaklı" ilan edip, görevden alıp yerlerine birer devlet memuru, yani birer emir kulu yerleştirilmesine gülüp geçemeyiz...
Dün CNN ekranlarında, AKP iskelesine halat bağlayıp, meslek ilkelerine veda edip kendini güvenceye almış bir gazeteci ile söyleşirken pişkin pişkin soruyor:
- Bir belediye başkanı teröre bulaştığında, yolsuzluk yaptığında seçildikleri için işlem yapmayalım mı?
Sorusunu kendi cevaplıyor:
- Yasalarda bu kanun net bir şekilde belirtilmiştir. Teröre bulaşan belediye başkanlarına yapılan işlemlerin hepsi anayasaya uygun.
"Yasalarda bu kanun..." gibi yine bir Türkçe cinayetine takılmayalım. Ama şunu sormaktan da geri kalmayalım:
- Eyyy sayın bakan, biz kanunlardan yani yasalardan söz etmiyoruz. Hukuktan söz ediyoruz. Siz ve Reisiniz dilediği gibi kanun çıkarabilir ama bu kanun hukukun temel ilkelerini yok sayıyor da olabilir. Nitekim öyle de. Hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarını görevden alma olanağı veren kanun değişikliğini epey önce yaptınız. İyi de o kanun hukukun ırzına geçiyor farkında mısınız?
Yani seçilmiş, hem de ezici bir çoğunlukla seçilmiş üç belediye başkanını, yargı kararı ile herhangi bir suçları saptanmamışken görevden alıp hukuku pejmürde ettiniz...
* * *
Soylu bakan İBB seçimlerinin ilk turunda da, ardından devlet (yargı değil devlet) zoru ile yaptırılan ikinci turunda da özel olarak ağırlığını koydu; konuştu, koşuştu, bağırdı, çağırdı. Sonunda tıpkı Reisi gibi o da 13 bin farka fit olmadığı için 800 bin fark yiyip oturdu kaldı.
Bu sadece bir seçim kaybı, bir itibar yitimi, moral bozucu bir etken değil, Reisi ve partisi ve o partinin eteklerine yapışıp yağmadan pay kapan asalaklar için ağır, kabullenilmesi neredeyse imkansız bir parasal kaynak kuruması demek.
O yüzden bu kadar gözleri kara, bu kadar pervasızca hukuku da, demokrasinin temel ilkelerini de, siyasetin geleneklerini de çiğniyorlar.
Yani her gün, her fırsatta, fırsat yoksa fırsat yaratılarak siyaset pejmürde ediliyor.
Dipten gelen dalgayı artık kendileri de farkettiler. Panikleri ondan. Ama alabilecekleri bir önlem, kurabilecekleri bir tuzak, bulabilecekleri bir engel yok.
Çünkü dipten gelen dalga siyasetin tepesindeki seçkinler arası itiş kakışın ötesine geçti, geçiyor.
Sahiden pejmürde olanlar kendilerini "pejmürde edenleri" gitgide daha açık seçik farkediyorlar.
Dipten gelen dalga dediğim de bu...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021