Bülent KORUCU

Baklava çalanlar içeri, milli iradeyi gasp edenler dışarı mı?
5.03.2013
2851

 Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davaları sonuçlanmaya başlayınca bir af lobisi ortaya çıktı. Ertuğrul Özkök, Tansu Çiller’in ağzından ‘hesaplaşma değil helalleşme’ çağrısı yaptı.

Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bir sevgi insanı olarak devreye girdi: “Herkesin birbirini affetmesi gerek, ülkenin bir sevgi seline ihtiyacı vardır. Bu siyasetin işidir, ülkenin geleceğini yapalım.” dedi. Balyoz sanığı Tuğamiral Fatih Ilgar, “KCK’lılar boşa yatıyor” çıkışıyla dikkat çekti. Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk beyaz sayfa açılması gerektiğini düşünenlerden. Ama o biraz daha teknik yaklaşıyor; açıkça söylemese de bir fiili imkânsızlık oluşabileceğini, yargının işin altından kalkamayacağını savunuyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Aysel Çelikel, Selçuk’a hak verdi: “Milyonlarca sayfa tutan iddianameler, mütalaalar, yargı kararları ve deliller, incelenecek, adil bir karar verilecek. Biraz mantık dışı gibi görünüyor. Eğer beyaz bir sayfa açmak istiyorsak KCK tutukluları da dahil olmak üzere Ergenekon’du, Balyoz’du, Poyrazköy’dü ne varsa genel bir af çıkarılması lazımdır.”

    Af lobisine en şaşırtıcı destek AK Parti MYK üyesi Osman Can’dan geldi. Şöyle diyordu Osman Bey: “Ama işin politik boyutu vardır. Bu davaların tamamı devlete karşı, anayasal düzene karşı olan davalar. Politik davalarda her zaman siyasal barışı sağlamak adına devletin tamam ben bunları affediyorum deme imkânı vardır. Yeni anayasada demokratikleşmeyi sağladığımız zaman, toplumsal barışın üzerine kurulu bir anayasayı ortaya koyduğumuz zaman, bir geçici madde ekleyelim. Ergenekon’du, Balyoz’du, KCK’ydı gibi davaları, doğrudan doğruya katil olanlar hariç olmak üzere, başlatılmış bu davaların tamamı ortadan kaldırılsın ve bir af ortaya çıkıversin.”

     Osman Can’ın teklif ettiği şey affın ötesinde. Afta suç ve ceza kesinleşir, burada yargılamaların yarıda bırakılması ve cezalandırmadan vazgeçilmesi söz konusu. Darbe suçu sivil mahkemelerde ilk defa tescil edilip kayıt altına alınacakken bundan sarf-ı nazar edilmesini makul kılacak hiç sebep yok. Talat Aydemir’in birinci darbesini görmezden gelmek gibi bir sonuç doğurabilir. Malum darbede suçüstü yakalanan Aydemir, İsmet İnönü tarafından ‘bir daha yapma’ denilerek serbest bırakılmış. Bir yıl sonra ikinci denemesinden ülke şans eseri kurtulmuştu. İlk denemede sıfır ceza, ikinciye idamla hukuk tarihine geçtik. Darbe tarihimizle ilgili en taze bilgiler ve tanıklıkların sahibi Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, kesinlikle pişmanlık hissiyle karşılaşmadıklarını belirtiyor. Nimet Hanım, tam tersine ‘bugün olsa aynısını yaparım’ havasının hâkimiyetinin altını çiziyor. Darbenin devlete değil, iradenin gerçek sahibi halka yönelik bir suç olduğu da gözden kaçırılmamalı.

    Af lobisinin teknik açmazları da var. Anayasa Mahkemesi daha önceki sınırlı afları ‘eşitlik ilkesine’ aykırı bularak genişletti. ‘Katillere af çıkarmıyoruz’ tezi bu açıdan doğru değil. 74 affına imza atan MSP, kapsam genişleyince zor durumda kalmıştı. Ayrıca tarife göre, şahsi sebeplerle cinayet işleyenlere af çıkmıyor, devlete karşı suç işlerken adam öldürenler, fikri içtima ile affediliyor. Devlete karşı suç işlerken icra ettiğiniz diğer eylemler, büyük suçun şemsiyesi altına giriyor. Onun özel durumu var ama terör örgütü lideri Abdullah Öcalan da devlete karşı işlenen suçtan 125. maddeden mahkûm olmuştu. Başbakan Erdoğan’ın ısrarla talep ettiği gibi kesin silah bırakmadan çıkacak bir af, PKK/KCK’nın tekrar inisiyatifi ele geçirmesine sebep olabilir. Aşamalı ve barışı garantiye aldıktan sonra düşünülecek enstrümanları ilk günden devreye sokmak, KCK’nın elini güçlendirebilir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar