CHP’nin ciddi bir muhalefet odağı olmadığı ve artık hiçbir zaman da olamayacağı geçen akşam Ekonomi Gazetecileri Derneği’nde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla bir kez daha tescil oldu. CHP liderinin ihracattan büyümeye oradan yoksulluğa ve bütçeye kadar söylediklerini bir kenara koyun, bunlar arasındaki tutarsızlık, çelişki ve iktisat bilimi açısından sefaleti görmezden gelin... Ancak “ aslında bizim bir ekonomi programımız var ama bunu siz içinize sindirin, anlayın diye kamuoyuna parça parça açıklayacağız” demek nasıl bir stratejinin ürünüdür bilmiyorum. Ama bu anlayışın CHP’nin genlerinde, onu doğuran Jakoben ideolojinin fıtratında olduğunu söyleyebiliriz.

CHP’nin ekonomi programını hâlâ niye açıklayamadığına Kılıçdaroğlu’nun verdiği yanıt aynen yukarıdaki gibidir. Muhalefet liderinin, üstelik konusunda uzman gazetecilerin olduğu özel bir toplantıda, böyle bir yaklaşımda bulunması onu, bugün sallanmakta olan Ortadoğu’daki Baas rejimlerinin -adeta- bir figürü yapıyor.

Geçen hafta Suriye’deydim. Bizi gezdiren rehbere soruyorum; şu an işsizlik ne kadar; el cevap: “İşsizlik yüzde 4, enflasyonda sıfır bizde, hiç borcumuz da yok.” Tabi rehberin bu resmi söyleme yakın cevap dışında bir şey söylemesini bekleyemezsiniz. Arabadan iner inmez etrafınızı saran çaresiz seyyar satıcıların her gün artmakta olduğu bir ülkede “bizde işsizlik yüzde 4” diyen rehber buna inanıyor mu bilmiyorum ama en azından o rejimde yaşamını sürdürmek zorunda olduğu için inanmak zorunda hissediyor kendisini. Ama şundan eminim; Esad rejimi, şimdi yerle bir olmakta olan bütün BAAS rejimleri gibi, bilgisiz ve bilinçsiz tebaası olarak gördüğü yurttaşlarının bu yalanlara halen

inandığını sanıyor.

İşte bugün Arap devrimlerinin tetiği tam buradan çekiliyor. Baas rejimleri vatandaşlarını, geçen yüzyıldaki gibi, kandıracağını zannetti. Ama Suriye’de, uydu antenlerden dünya kanallarını izleyenler, internetten siyasi gündemi takip eden hatta buna katılanlar ve kalkan vizeden sonra Gaziantep gibi sürekli gelişen bir merkezi kapı komşusu yapanlar, Esad rejiminin göremediğini görüyor. Halk, yoksulluktan kurtulmanın yanı sıra, belki ondan daha fazla, özgürlük istiyor. Ama bu gerçeği hâlâ 20. yüzyılda yaşayan Baas rejimleri görmediler, görmemeye de devam ettikleri için bir bir gidiyorlar. İşte CHP’nin durumu da aynen bu.

CHP ihracatçıya 150 milyar dolar taktı

Kılıçdaroğlu geçen ay TİM’e gelmişti. Orada, ‘tekstil sektörü bizim iktidarımızda net ihracatçı olacak’ deyiverdi. Sektör temsilcileri, nezaket gereği, onu basına kapalı oturumda düzelttiler.

Şimdi aynı Kılıçdaroğlu, tam TİM’in 2023 yılı 500 milyar hedefini açıklayacağı günden hemen önce ‘650 milyar dolar ihracat hedefimiz var’ diyor. (Bir kere 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefi öncelikle hükümetin değil TİM’in stratejisidir.) TİM’in 500 milyar dolarlık hedefi oldukça uzun, kapsamlı ve bilimsel bir çalışmanın sonucudur. Dün bunu TİM bir basın toplantısıyla açıkladı. TİM’in yaptığı çalışma, bütünlüklü bir sanayi stratejisinin ürünüdür. Bu sanayi stratejisi aslında geçen aylarda açıklanan Sanayi Strateji Belgesi ile de örtüşmektedir. Şimdi Kılıçdaroğlu, TİM’in aylarca uğraştığı ve bütün ihracatçı sektörlerin görüş, öneri ve anketleriyle, bilim insanlarının katkılarıyla ortaya çıkan bir sonuca “hadi canım siz kimsiniz, bu ülkenin ihracatçıları, sanayicileri... Biz, oturduk masa başında uydurduk işte. Size de tam 150 milyar dolar taktık” diyor. Bilmiyorum şimdi sallanmakta olan Beşar Esad bu kadar cüretkâr olabilir mi? CHP liderinin, Türkiye için yüzde 7, G.Doğu için yüzde 9.5’lik bir büyüme hızı iddiaları umarım yakında açıklayacağı programın bir sonucu olarak söylenmiş ve iktisat bilimi açısından model bazında kanıtlanmış rakamlardır.

Sonuç olarak CHP’den BAAS partisi taklidi yapmamasını, doğru dürüst demokratik bir muhalefet olmasını bekliyoruz. Ekonomide eleştirilecek, alternatif önerilecek o kadar çok şey var ki ama CHP bunları, 20. yüzyılın başında kaldığı için, görmüyor..