Erol KATIRCIOĞLU
Günümüzün “demokrasi” rüzgârlarını kimileri “Batı’nın manipülasyonu” olarak değerlendirse de bu rüzgârların ezilen halkların ve yoksul ülkelerin topraklarında esmeye devam ediyor olması düşündürücü. Bu nedenle de Suriye’de olup bitenlerin mutlaka “manipüle” edilen yanları olsa da “muhaliflerin” taleplerinin daha fazla demokrasi olduğu da açık.
Bu durum bizim Kürtlerimiz için de böyle. Siz ne kadar biz “ezmedik, ezmiyoruz, o eskidenmiş”deseniz de kendini “ezilmiş” hisseden milyonlarca Kürt’ün varlığı, eninde sonunda bu ezilmişliklerden bir demokrasi talebi üretiyor. Her ne kadar bu demokrasi talebinin araçları kimi yerde hâlâ “silah” olmaya devam ediyor olsa da bu silahların asıl meselenin bir “demokrasi” meselesi olduğunu örtmemesi gerek.
Ama örtüyor.
Bugün hâlâ Kürt meselesini “terör” merceğinden görüyor olmak bir yana “PKK’yla mücadele, BDP’yle müzakere” formülü de aslında PKK’yi muhatap olarak gören bir anlayış. “Zor oyunu bozar” diye bakan bir devlet yönetiminin, karşısında aynı şekilde düşünen bir siyaset üreteceği anlaşılması çok da zor olmayan bir konu.
Geçenlerde BDP’nin Diyarbakır’da yapmak istediği mitinge izin verilmemiş olması ve sonrasında yaşananlar aslında aynı bakış açısının birbirleriyle karşılaşması değilse nedir ki? Yanlış da anlaşılmasın devletle Kürtler arasındaki ilişkiyi “simetrik” olarak gören biri değilim. O nedenle de Kürt siyasetinden çok daha fazla sorumluluğu devletin taşıdığına inananlardanım. Ama sorumlulukları farklı olsa da uyguladıkları siyasetin benzerliğinin sorunun çözülmesini geciktiren bir siyaset olduğunu da söylemek gerekiyor.
Nitekim konuyu benzer bir biçimde irdeleyen Etyen Mahçupyan da Zaman gazetesindeki yazısında benzer bir sonuca varıyor ve diyor ki. “Her iki taraf da aslında çözümden korkuyor... İşin esası bu. Dolayısıyla da siyasetten kaçıyorlar ve siyaset imkânını kendi elleriyle buduyorlar.”
Doğrusu benim de böyle düşünme eğilimim olmakla birlikte acaba bu bakış açısı sorunu yeterince anlatmış oluyor mu diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.
Soru şu: Bu siyasetsizlik gibi duran bildik duruşlar her iki taraf açısından da bir siyaset olarak okunamaz mı? Yani BDP’nin Diyarbakır mitingine izin verilmeyeceğini bildiği halde “kanuni” haklarını kullanarak miting yapmaya karar vermesi bir siyasetsizlik olarak okunabilir olsa da acaba öyle midir? Ya da aynı şekilde Hükümet’in BDP’nin yapacağı mitingi, “kanuni” bile olsa, bir gerekçe bularak yasaklamak istemesi siyasetsizlik olarak okunabilirse de acaba öyle midir?
Mesela eğer önümüzdeki günlerde “dinî” söylemleri olan en az iki yeni Kürt partisi kurulacaksa BDP’nin bu yeni kurulacak olan partilere ilişkin bir tutumu olmayacak mıdır? AKP’yi de katarsak bu partilerin BDP’nin seçmen kitlesi üzerinde daraltıcı etkisinin olacağı açık olduğuna göre BDP’nin bu duruma birtakım önlemler alması normal sayılmaz mı? Tabii bu durumda siyasetsizlik gibi görünse de Diyarbakır mitingini yapmak istemesi hem Kürt sorununu güncel tutan ve hem de diğer Kürt partilerine mesaj veren bir siyaset olarak okunamaz mı?
Aynı şekilde kendi cumhurbaşkanlığını ve partisinin geleceğini yüksek bir oy oranıyla garanti altına alıp da iktidar gücünü daha da artırmak isteyen bir başbakan böyle bir konsolidasyon için mesela “milliyetçi” oylara yönelmişse bu durumda BDP’nin “kanuni” olsa bile yapacağı mitinge izin vermemesi ve güç kullanması bu amaca ulaşmayı sağlayacak olan bir yaklaşım olamaz mı? Yine “siyasetsizlik” gibi görünse de bu durum bir “siyaset” olarak okunamaz mı?
Doğrusu ben yukarıda ifade ettiğim olasılıkların olasılık olmanın da ötesinde gerçek olduğunu düşünüyorum. Bugün Kürt sorunun çözümü için gerekli siyasetin hem Türk tarafında ve hem de Kürt tarafında oluşan yeni siyasi gelişmelerin etkisi altında “kilitlendiğini” düşünüyorum.
Böyle bir “kilitlenme”nin çözümü için ise sanırım iki yol var. Ya taraflar aralarındaki güveni aşmaya yardımcı olacak bir “üçüncü göz” oluştururlar ya da bir dış güç devreye girerek kendisi “üçüncü göz” olur.
Tercih nasıl olacak ve kimin olacak henüz belli değil.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025