Etyen MAHÇUPYAN
Geçen hafta Dani Rodrik'e gönderme yaptığım yazı internete konduktan birkaç saat sonra Rodrik'in ‘Balyoz davası ve gerçekler' adlı blogunda bir cevap yayımlandı.
Görev bilinci ile davranan Rodrik benim yanlışlarımı düzeltmek üzere doğal olarak vakit kaybetmek istememiş. Yazının girişinde tedbir mahiyetinde vurgulanan üç önerme var: 1) 2003 yılındaki Birinci Ordu seminerinde Balyoz planı tartışılmadı. Benzerlikler var ama bunlar belgeleri üreten sahtekarlarca yapılmış olabilir. 2) Doğan, üstlerine yalan söylemedi. Kendisine emredilenin dışında bir versiyon uyguladı ama bunu önceden üstlerine bildirdi. 3) Seminerde ‘darbe' lafı yok ve kimin iktidara geleceği de söylenmiyor. Bu tür bilgiler CD'lerde mevcut.
Rodrik, kayınpederini koruyabileceğini sandığı bir çerçeve oluşturmak istiyor. Seminerdeki ses kayıtlarını veri alıp belgeleri önemsizleştiriyor ama bunun yeterli koruma sağlamayacağını bildiği için de bir yandan söz konusu belgelerin oraya komplocular tarafından konulabileceğini söylüyor, diğer yandan da üstlerini Doğan'ın suçuna ortak etmeye çalışıyor. Tabii belgelerin komplocular tarafından üretilme ‘ihtimalinin' aynı belgelerin Doğan ve arkadaşları tarafından üretilmediğini kanıtlamayacağının üzerinde durmuyor. Ayrıca eğer seminerde herhangi bir suç unsuru yoksa, niçin Doğan'ın üstlerince engellenmek istendiği, Doğan'ın neden o seminer içeriğinde ısrarcı olduğu, üstlerine gerçekten de seminerdeki içeriği aynen iletip iletmediği gibi konulara da girmiyor. Bu tutumu anlayışla karşılamamız lazım… Ne de olsa birini gerçeklerden uzaklaştırma isteğiniz ön planda ise, ‘gerçekleri' ortaya çıkarma hevesiniz pek kalmıyor.
Rodrik'in yazısı daha sonra benim yazımın çeşitli cümlelerine karşı üretilmiş argümanlar sergilemekte. Ama önce bir düzeltme yapalım: Rodrik'e göre Genelkurmay Balyoz belgelerinin bazılarının kendi arşivinde de olduğunu kabul etmiş ama bunlar darbe ile ilintili olmayanlarmış. Oysa Genelkurmay, Balyoz belgelerinin ‘tümünün' kendi uhdesinde olmadığını söyledi ve Balyoz darbesinin parçası olan bazı planların da yine arşivde olmadığını isim vererek belirtti. Ne var ki isim vermediklerinin arşivde olabileceğini de böylece kabul etmiş oldu ve özellikle Gölcük'teki gizli bölmenin sorumlusu olan binbaşıya ait belgeleri de reddetmedi. Ne yazık ki Rodrik'in Genelkurmay'ın basit bir açıklamasını bile doğru okumaktan aciz olduğunu varsaymamız için saygın bir nedenimiz yok…
Gelelim Rodrik'in muhakemesine… Birbirine bağlı üç önerme ile karşı karşıyayız: 1) Savunmanın itiraz ettiği sahte CD'lerdeki belgeler otantik CD'lerde de mevcut ama bunları sahte CD'lere komplocular koymuş olabilir. 2) Gölcük'teki belgeler güvenlik açısından çok zayıf bir yerde, karşı istihbarat servisinin depo alanında bulundu. Birçok belge dışarı sızabildiğine göre, bazı belgelerin içeri sızdırılmış olması da mümkün. 3) Gölcük'te bulunan 5 No'lu hard disk bir şifre ile korunmuş değil. Bazı belgelerde şifre var ama darbe belgelerinde yok. Dolayısıyla diske ulaşabilen herkes içine istediği her türlü belgeyi koyabilir.
Yani Rodrik'e göre asker o kadar kötü bir güvenlik sistemine ve disiplinsiz, aymaz bir yapıya sahip ki, isteyen herkes ordunun belgeleri üzerinde tahrifat yapabilir. Mademki ‘yapabilir' o halde yapmış olduklarını varsayabiliriz. Mademki bunu varsayabiliyoruz, o halde Çetin Doğan suçsuzdur. İyi hoş da, böyle bir tahrifat yapıldığını varsaysak bile, nasıl olup da hiçbir askerî yetkili bunları fark etmiyor? Hiçbiri o dokümanların tekine bile bakmıyor mu? Yoksa bakıyorlar ama gördüklerini garipsemiyorlar mı? Rodrik muhakemesinin talep ettiği mantığın peşinden gitmediği gibi, hayalî bir suçlunun var olabileceği ihtimaline fazlasıyla yaslanmak zorunda kalıyor.
Öte yandan darbe belgeleri komplocular tarafından üretildiyse, genelde rastlanan zaman ve mekân çelişkilerini nasıl açıklayabiliriz? Rodrik'in buna son derece insanî, hoşgörülü bir cevabı var. Bunları “apaçık bir biçimde insanî hata sonucu ortaya çıkmış olan bağımsız durumlar” olarak tanımlamış (“isolated instances that obviously crept in as a result of human error). Üstelik bu cümleyi sürekli bir güncellemenin olmadığını kanıtlamak için kullanmış. Yani sürekli güncelleme olamaz ‘çünkü' çelişkilerin insanî hata olduğu açık. Peki, 2003 belgelerindeki çelişkiler askerlerin insanî hatası ise 2009'da yazıldığı söylenen ‘sahte belgelerdeki' çelişkilerin askerlerin hatası olmadığını nasıl savunabilirsiniz? Bu durumda 11 No'lu CD'lerdeki çelişkilerden hareketle bir komplonun varlığını öne sürmek ne derece tutarlı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023