Etyen MAHÇUPYAN
Öncesindeki Esad görüşmesi ve açıklanan sonuçları ile birlikte düşünüldüğünde Soçi, Rusya’nın Suriye’de belirleyici aktör olduğunu tescil etti. Şiddetin azaltılması ve insani yardımların organizasyonu gibi yan konular ise ‘de facto’ İran’ın sahadaki rakipsiz gücünü sürdüreceğini ima ediyor. Çünkü bu işlevler ancak merkezi hükümetin işbirliği ile yapılabilir ve İran’ın Esad ile fazlasıyla yakın bir ilişkisi var. Nitekim Rusya açısından Esad değil, rejimin devamı kritik. Ancak İran sabırlı ve dirençli bir strateji ile Esad’sız bir rejim imkanına izin vermedi.
***
İran’ın bu sonucu elde etmesinde Sünni muhalefetin IŞİD ile geçişlilik taşıması ve kendi içinde dört parçaya ayrılmış olması etken oldu. Bugün Türkiye ile birlikte davranan muhalefet dışında, ABD-İngiltere-Fransa’ya bağlı olanlar, Mısır-Rusya eksenli odaklar ve kendi başına aktörleşen gruplar var. Bu ‘dağınıklık’ aşiret düzeni, mafyatik ilişkiler, ticaret ve askeri yeteneklere bağlı olarak her gün yeni koalisyonların önünü açıyor. Sonuçta nüfusun yüzde 70’ini oluşturan Sünni Araplar, siyasi güç açısından Esad’ın ve PYD’nin çok uzağında ve kavganın bariz yenileni durumundalar.
Türkiye ise Suriye’nin kazananları Esad ve PYD’ye karşı durup, yenik Sünni Arapların bir bölümünün desteğine sahip olarak bu noktaya kadar geldi. Türkiye yanlısı muhalefetin askeri açıdan da başarılı olmadığı dikkate alınırsa, aslında Türkiye’nin kendisine koyduğu sınırlamalar çerçevesinde epeyce yol kat ettiğini görmekte yarar var.
Bu arka plan önünde yapılan Soçi zirvesi, gidişatın Rusya’nın öngördüğü çizgide olacağını bir kez daha ortaya koydu. Suriye’deki tüm grupların katılımı ile düzenlenecek bir Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin (SUDK) kararı alındı. Buna kimlerin katılacağı belli olmamakla birlikte, eğer herkes katılmazsa buradan bir çözüm çıkmayacağı, Suriye üzerinde çalışanların ortak kanaati. Bir süre önce Podem’in yayınladığı araştırma da aynı tespiti yapıyor. Çünkü dışarıda bırakılacak grupları ilişkileri ile birlikte düşündüğünüzde, her aktörün barışı bozma kapasitesi var.
Dolayısıyla PYD’nin açık veya örtülü biçimde bu kongrede yer alacağını şimdiden öngörmek lazım. Türkiye bundan rahatsızlık duyuyor ve daha önemlisi PYD’nin tüm Kürtlerin sözcüsü haline gelmesini engellemek istiyorsa, şimdiden bir Kürt Kongresi için teşvik edici olmalı ve Kürtlerin SUDK’ye çoğulcu bir yapı içinde iştirak etmelerini sağlamalı.
Nitekim kongreye ‘bütün aktif tarafların’ katılımı önerisi Ruhani tarafından da tekrarlandı. Buradaki ‘aktif’ sözcüğü PYD’ye de işaret etmekte… Öte yandan Ruhani ‘hatta rejim taraftarı olan’ grupların da kongrede olacağını söylerken tabii ki kendisine bağlı onlarca Haşdi Şabi ve Hizbullah uzantısı örgütleri de kast etti.
***
Velhasıl Rusya, İran ve Esad arasında bizim dışımızda bir işbirliği olduğunu ve bütün bu süre zarfında onların bize değil, bizim onların pozisyonuna yaklaşmış olduğumuz gerçeğini akılda tutmak gerekiyor. O nedenle Türkiye’nin bu muhataplardan ‘karşılıklı hassasiyete saygı’ beklemesi konusunda son derece temkinli olmasında yarar var. PYD’nin Suriye’nin bütünlüğünü savunması halinde ise, Türkiye’nin elinde sadece ‘kendi’ hassasiyetinin kalacağı açık…
Suriye’de yeni anayasa ve özgür seçimlerin işlevsel olması federatif bir yapıya muhtaç... Esad’ın yönettiği bir merkezi hükümetin Suriye’yi yeniden istikrara kavuşturması ne ahlaki ne siyasi açıdan mümkün olmadığı gibi, ABD ve Rusya tarafından da istenmiyor.
Hükümet PYD konusunda bir B planının olmadığını savunarak meseleyi bir ‘ortaklar arası pazarlığa’ taşımayı düşünebilir ve PYD ile mukayese edildiğinde Türkiye’nin önemine güveniyor olabilir... Ne var ki Rusya cenahına fazla savrulması nedeniyle önüne konacak bir çözüme ‘rest’ diyecek hali yok. Özellikle Rusya’nın Suriye’den asker çekmeyi düşündüğü, ABD’nin ise asker artırdığı, yani bu iki gücün ‘yeni’ işbölümünde anlaşıyor gözüktükleri şu durumda...
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023