Fehim TAŞTEKİN
Türkiye, F-35 yerine F-16 paketi gibi bir züğürt tesellisiyle ardı sıra Washington’ın yolunu tutan MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın temaslarıyla Amerikan stratejik çıkarlarına uyumlu sayfaya dönüyor. Kalın 4 Mart’tan itibaren CIA Başkanı William Burns ve diğer yetkililerle görüşmeler yaptı. Fidan da 7-8 Mart’ta Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma Toplantısı çerçevesinde temaslarda bulunacak.
Öncesinde brifing veren Amerikalı yetkililer son altı ayda iki ülke arasındaki toplantıların yapıcı geçtiğini ve ilişkilerde iyileşme olduğunu not etti. Amerikan tarafı Türkiye’yi yakın planda tutmanın nedenlerini gizlemiyor:
- Rusya ile hesaplaşma sürerken Türkiye'nin rolü önemli. Özellikle Avrupa'ya enerji tedarikinde, Rusya’ya alternatif gaz sevkiyatında.
- Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’da iş birliğinin geliştirilmesine ihtiyaç var.
- Çin ile Rusya'nın etkisine karşı koymak için pek çok fırsat bulunuyor.
- F-16 anlaşması NATO’nun güçlenmesine katkı sağlıyor.
- Türkiye, ABD için pek çok alanda değerli bir ortak.
NATO’nun genişleme stratejisindeki uygun adıma paralel olarak gelişen zeminde; “Çok geniş alandaki ilişkiler yeniden canlanıyor.”
Amerikalıların dediği bu.
Bu iyileşme ABD’nin İsrail’in Gazze’deki soykırım savaşına koşulsuz desteğini sürdürürken yaşanıyor. Filistin davasında hamaset deryası Erdoğan İsrail’in silahına demir, sanayisine elektrik, araçlarına yakıt, halkına gıda ve tekstil, ordusuna bilumum teçhizat temin etmeyi sürdürerek Amerikan ortaklığına bağlılığını gösterdi. Şimdi karşılık bekliyor.
***
Belli ki Gazze’deki durum ABD’nin bölgedeki konumunu erozyona uğratırken Türkiye’nin Amerikan ajandasına eklemlenmesi önemseniyor. Eli kulağında bir çekilme dışlansa da ABD, Suriye ve Irak’taki askeri varlığını gözden geçirmek zorunda kalırken Amerikan çıkarlarına gardiyanlık yapacak Türkiye’den daha münasip bir ortak bulamaz.
ABD açısından İran’ın dengelenmesi önemli bir öncelik. Sadece Suriye ve Irak’ta değil Güney Kafkasya’da İran’ı çevreleyecek ve Rusya’nın nüfuzunu geriletecek bir Türk rolü klasik Amerikan yaklaşımındaki yerini güncelliyor. Tahran da bunun farkında olarak bölgesel müttefiki Ermenistan’ı Erdoğan’ın düşlerini süsleyen Avrasya koridoru konusunda “Sakın ha” diye uyarıyor.
ABD yol alabilmek için Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdikleri destekten kaynaklanan uyumsuzluğu gidermeye çalışıyor. Kolay değil. Amerikalılar iki istikamette teşvikte bulunabilirler:
- Türkiye’nin içeride Kürt sorunu karşısındaki tercihini savaştan müzakereye çekerek Suriye’deki Kürtlere karşı düşmanlık siyasetinin değişmesini sağlamak. Fakat buna izin vermeyen inatçı bariyerin farkındalar.
- İkincisi SDG’yi Suriye ordusuna entegre edecek yani Fırat’ın doğusundaki özerk yapıyı koruyacak bir formülü gündemlerine alırken bunu Türkiye’nin de hazmetmesinin sağlanması. Ankara’da iktidarı şekillendiren mevcut siyasi parametreler bu yolu da açmıyor.
***
Erdoğan’ın tercihi Kürtler Şam’la uzlaşmadan önce Esad’la el sıkışmak. Şam da SDG’nin özerk statüsünü koruyarak orduya eklenmesini Amerikan hesabına ‘Truva Atı’ olarak görüyor. Rusya’nın kurduğu, İran’ın da sonradan eklendiği dörtlü masa, Erdoğan, Suriye’den çekilme şartına yanaşmadığı için tıkandı. Fakat aşamalı çekilme takvimiyle Şam yolunu açma seçeneği üzerinde durulduğu, bu minvalde Erdoğan’ın Kahire’ye yaptığı ‘tarihi takla’ ziyaretinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el Sisi’den arabuluculuk istediği öne sürülüyor. İddiaya göre TSK’nin kontrolündeki bölgelerin aşamalı olarak teslim edilmesi ve Türkiye sahasının muhaliflere kullandırılmaması konusunda Sisi temin edildi. İddiayı Mısırlı kaynaklardan aktaran Aydınlık yazarı Mehmet Yuva. Benzer bir rol Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve BAE Başkanı Muhammed bin Zayid’den bekleniyor.
Beri tarafta Türkiye tarafında Fırat’ın doğusunda IŞİD’lilerin tutulduğu hapishane ve kamplardaki kontrolün Türk ordusuna bırakılması yönündeki önerisiyle Kürt-Amerikan ortaklığını bitirme fikri yeniden ısıtılıyor. Erdoğan’ın Amerikalılara IŞİD’e karşı Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile değil Türkiye ve ÖSO ile gidilmesi önerisini anımsatıyor. Erdoğan bu teklifle eski ABD Başkanı Donald Trump’tan “Tamam Suriye senindir” sözünü koparmış ve Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmıştı. Fakat bu hamlenin önünü kesen yine ABD ve Rusya olmuştu. Bu süreçte SDG de Rusya ile girdiği müzakere ile sınır bölgeye Suriye ordusunun dönmesinin önünü açmıştı. Şimdi 2019’dakinden farklı bir denklem var. Fırat’ın doğusunu Türkiye’ye bırakma önermesinin muhatabı sadece Amerikalılar değil.
***
Hükümete yakın kaynaklar yakın zamanda Türkiye heyetinin Şam’da yürüttüğü temaslardan hareketle Erdoğan ile Esad'ın Moskova’da bir araya gelebileceği iddiasını döndürüyor. Fakat Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Antalya Diplomasi Forumu’nda bölgedeki gelişmeler ışığında adım atmanın imkansızlığına işaret etti. Bu iddialar şimdiye dek çok tüketildiği için bir niyet veya temenni babından ele alınabilir.
Muhtemel ki Ankara, ABD’nin Kürt çözümünü masasında bulmadan kendi yolunda buz kırmak istiyor ve Moskova’daki görüşmelerde karşılık bulamamış önerileri tekrarlıyor. Şam’ın çekilme önkoşulunu garantör ülkelerin de dahil olduğu yazılı bir taahhütle yumuşattığı söylense de Erdoğan’ın buna karşı tutumunun değişip değişmediği belirsiz. Net olan şey; Erdoğan 30-40 km derinliğinde güvenli bölge oluşturma planını sadece Suriye değil Irak’ı da içerecek şekilde tüm güney sınırlarında hayata geçirme ısrarını sürdürüyor.
Sisi’nin çekilmeyi garanti etmeyen bir kucaklaşmayı Esad’a kabul ettirmesi abartılı bir beklenti. Sisi’nin en fazla huzursuz olduğu şey Türk askerinin Arap coğrafyasında ayağına yer açmasıydı. Onlar için Libya ve Suriye’den çekilmiş bir Türkiye ‘makbul’ olandır.
***
Irak tarafına dönersek; Şii milislerin Amerikan üslerine artan saldırıları Irak’ı ABD ve İran arasında hesaplaşma arenasına çevirirken Başbakan Muhammed Şiya el Sudani, el mahkum Amerikalılara “İşiniz bitti, artık çekilebilirsiniz” dedi. Gerçi Iraklı kaynaklar Sudani’nin içerdeki baskıları savuşturmak için yalandan pazarlığa girdiğini düşünüyor. Hatta Sudani’nin Amerikalılarla özel görüşmede ABD güçlerinin kalmasını istediği öne sürülüyor.
Bir ihtimal senaryosu olarak Irak’taki askeri misyonu yeniden tanımlayacak bir çerçeve anlaşması üzerinde ilerleme sağlanırsa ABD, bölgesel ortaklarının boşluğu dolduracak katkılarına bakmak durumunda. Bu noktada Türkiye’den alası yok. 2003’teki işgal sonrası Türkiye’nin Kürtlere el veren, Sünni Araplara hamilik eden ve İran’a mesafeli Şii Arap unsurlara yakınlık gösteren rolü de bu tür bir beklenti üzerinden gelişmişti. Bu rol de zaten ters gitti. Irak’taki siyasi aktörlerin çatışan tercihleri nedeniyle tası tarağı toplamaları düşük bir ihtimal olsa da ABD ola ki 2011’deki gibi muharip güçlerini çekerse Suriye’de asker tutması imkânsız hale gelir. Bütün ihtimal senaryolarında Türkiye’ye birtakım roller biçmemeleri ihtimal dışı.
ABD’nin son Şam Büyükelçisi Robert Ford, El Mecelle’deki yazısında ABD’nin Irak ve Suriye'deki askeri varlığının geleceğinin belirsizlik olduğunu söylüyor. Ford, Erbil Havalimanı’ndaki lojistik merkezin, Suriye'deki Amerikan askeri varlığının sürdürülmesi açısından hayati olduğunu hatırlatarak “Irak, ABD askerlerini, Erbil'den çıkarmaya karar verirse, bu aynı zamanda ABD’nin Suriye'den çekilmesi anlamına gelecek” diyor. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland, 28 Ocak'ta Ankara'daki temasları sırasında ABD'nin Suriye'den ayrılma gibi bir planının olmadığını ama Pentagon'un olası tahliye planlarını oluşturmaya başladığını söylemişti. Ford çekilmeye dair lojistik hazırlıklarla bunun için gereken siyasi kararı ayırmak gerektiğini de vurguluyor. Amerikalı yetkililerin Suriye’deki ortaklarına burada sonsuza kadar kalmayacağını söylediklerini de aktarıyor. Savunma Bakan Yardımcısı Dana Stroul’ın aralıkta görevi bırakmasını da “ABD ordusunun Suriye'deki rolünün başlıca savunucularından birinin ortadan kalkması anlamına geliyor” diye yorumluyor. “ABD nihayetinde Suriye'den ayrıldığında, SDG büyük stratejik ikilemlerle karşı karşıya gelecek. Buna karşın Türkiye'nin YPG’ye karşı süregelen politikasının değişmesi pek mümkün görünmüyor” deyip ekliyor:
“ABD, Suriye'den ayrıldıktan sonra bir yanda YPG-SDG, diğer yanda Rusya ve Suriye hükümeti arasında kapsamlı bir anlaşmaya varılması gerekecek. Ancak böyle bir anlaşma, beraberinde çetrefilli üç zorluğu getirecek. Birincisi, Haseke ve Deyr el Zor’da güvenliğin geleceği. Zira Suriye ordusu, Suriye'nin doğusunu kontrol edebilecek personele sahip değil. Suriye ordusunun IŞİD’i kontrol altına almak için YPG ve SDG’ye ihtiyacı var. Ancak bu durumda Şam’ın YPG ve SDG ile anlaşması gerekecek. İkincisi petrol gelirlerinin geleceği. Üçüncüsü yerel yönetim meselesi; Haseke ve Deyr el Zor üzerinde merkezi otoritenin kabul edilmesi… Biden'ın, Irak ve Suriye'de giderek daha riskli hale gelen bir askeri misyonu sürdürmek için İran'la daha büyük bir savaşa girmek isteyeceğine ihtimal verilmiyor… Biden, mecbur olmadığı halde Suriye’den ve Irak'tan çekildiği için Kongre'de sert şekilde eleştirilecek… Başkanlık seçimlerinden sonra ister Biden kalsın ister Trump yeniden seçilsin, göreve gelecek olan başkan geri çekilme için daha fazla siyasi alana sahip olacak.”
Yani çekilme bugün olmasa da seçimden sonra kaçınılmaz hale gelebilir.
***
Her halükarda Suriye ve Irak ısınıyor. Gazze’de ateşkes sağlanırsa gündemin buraya kayacağı anlaşılıyor. Suriye dosyasını yönetmiş Sedat Önal’ın Washington Büyükelçiliği’ne, Ahmet Yıldız’ın da BM Daimi Temsilciliği’ne atanması gündemin odağına işaret ediyor.
Artık Suriye ve Irak’ı tek bir haritada masaya yatıran Ankara, Washington’la pazarlığa oturmadan önce Bağdat ve Erbil’deki temaslarla güvenlik-ekonomi odaklı ulaşım koridoru ve teröre karşı iş birliği stratejisini pişirmeye çalıştı. Mantıken İran’ın Irak ve Suriye’de önünü kesecek projelere ABD’nin de destek olması beklenir. Tabii ABD burada koridorun Kürdistan’ın konumunu ne kadar zayıflatacağı sorusuyla da ilgilenme gereği duyabilir. Ankara ile Suriye’deki gerilimden kurtulmanın yolunu bulurlarsa her halükârda Erbil’le iyi ilişkilerini muhafaza eden bir Türkiye’nin bölgede rolünü artırması ABD’yi kasmaz. Bilakis Washington öteden beri Türkiye’yi Rusya ve İran’ı dengeleyecek, Şam üzerinde baskıyı sürdürecek ve Suriye tarafında İsrail’in güvenliğini temin edecek bir denklemde görmek istiyor. Türkiye’nin Suriye’deki varlığına da hep bu zaviyeden baktılar.
ABD’nin Irak ve Suriye’den çekilme olasılığı Türkiye’nin Kürtlerle ilgili pozisyonunun değişmesi ve bölgede uyumlu roller üstlenmesi seçenekleriyle bağlantılı olarak şekillenebilir.
Beri tarafta Irak’ta üsler ve askeri operasyonlar Türkiye’nin Bağdat’taki siyasi aktörleri nezdindeki konumuna zarar veriyor. Bağdat’ta yabancı güçlerin çekilmesi yönünde yükselen hassasiyetin hedefinde ABD’den sonra Türkiye yer alıyor. Buna mukabil burada farklı bir değerlendirmenin devreye girdiğini görüyoruz: Türkiye’nin operasyon baskısı merkezi güçlere Kürdistan bölgesinde kontrol kanalları açma fırsatı yaratıyor. Ankara-Bağdat diyaloğunun yönü iş birliğine doğru evriliyor.
***
Geçen ay önce MİT Başkanı Kalın, ardından Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak’ın Bağdat ve Erbil’de yürüttüğü temaslar, sonra Haşd el Şaabi Heyeti Başkanı Falih el Feyyad ve Irak Ulusal Güvenlik Konseyi Müsteşarı Kasım el Araci’nin Ankara’da ağırlanması sıcak bir bahar ve yaza işaret ediyor.
Erdoğan 4 Mart’taki konuşmasında "Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. Bu yazın meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız” diyerek kapsamlı bir harekâtın sinyalini verdi. Irak tarafındaki operasyonlarda ABD ile sorun yaşanmasa da Washington’la yakaladıkları yeni ivmeyi Suriye tarafında bir rızaya dönüştürme beklentisi artıyor.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025