Fehim TAŞTEKİN
Türkiye’de esen rüzgâra bakarsanız Fırat Kalkanı adı verilen Cerablus operasyonu, Türk’ün Orta Doğu’da şahlanışı havasında devam ediyor. Kimin kiminle savaştığı ve yarın kimin kiminle saf tutacağının belli olmadığı bir coğrafyada yapılan Suriye seferi, kendi oyununu oynadığını düşünen Türkiye için ciddi tuzaklar barındırıyor.
Operasyonun ilk haftasında hedef İslam Devleti'nden (İD) Kürtlerin öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) kaydı. Direnmeden Cerablus’tan çekilen İD’in elinde onlarca yer dururken Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve müttefik gruplar, SDG’nin İD’den kurtardığı bölgelere doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son olarak 29 Ağustos’taki açıklamasında çizgiyi “Operasyonlar YPG tehdit olmaktan çıkana kadar sürecek” şeklinde çizdi.
Bu durum, CIA’in desteklediği grupların, Türk tankları eşliğinde Pentagon’un desteklediği gruplarla savaştığı bir denklemi ortaya çıkardı.
TSK ve sahadaki müttefik unsurlar, Menbic istikametinde, SDG’nin kontrol ettiği bölgeler önünde doğal bir hat gibi duran Secur Nehri’ne vardığında herkesin bir kez daha düşünmesi gereken kritik bir noktaya ulaşılmış oldu. Bu noktada, “Kürtler ve SDG’deki ortaklarıyla savaşa devam mı; yoksa hala Türkiye sınırlarına yaslanan İD ile savaş mı?” sorusunun yanıt bulması gerekiyor. Kaldı ki Türkiye bu operasyona Amerikan desteğini ve Rus olurunu İD’i sınırlarından uzaklaştırma hedefiyle aldı.
Manzarayı biraz daha netleştirmekte fayda var: TSK SDG hedeflerine yüklenirken İD, Gaziantep’in karşısındaki Cerablus’un batısında El Rai yakınlarına kadar Türkiye sınırlarında onlarca köyü elinde tutmaya devam ediyor. Yine İD, Kilis’in karşısında El Rai’nin batısında Türkiye sınırlarına birkaç kilometre uzaktan aşağıya doğru El Bab’a kadar uzanan bölgeyi de elinde tutuyor.
Türkiye Menbic’i Kürtlerden temizlemekte ısrar ederse ABD ile yeni bir gerilim sayfasının açılması muhtemel.
Zaten ilk uyarı Pentagon Sözcüsü Peter Cook’tan geldi: “Türk silahlı kuvvetleri, bazı muhalif gruplar ile Suriye Demokratik Güçleri arasındaki çatışmaları izliyoruz. Şunu açıkça ifade edebilirim ki bu çatışmaları kabul edilemez buluyoruz.” Cook “Güvenilir bir kuvvet olduğunu kanıtladı” dediği SDG’ye desteğin süreceğini de vurguladı.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter da “Türkiye’den IŞİD’le savaşa odaklanmasını ve SDG’yle sıcak bir temasa girmemesini istedik” dedi.
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, mevkidaşı Orgeneral Hulusi Akar’la telefonda bu konuyu görüştü. Carter da 6 Eylül’de Londra’da BM Barış Gücü toplantısı sırasında Savunma Bakanı Fikri Işık’la bir araya gelecek. Carter’ın “Fırat’ın doğusuna çekiliyorlar” dediği YPG, Türkiye’ye doğrudan cephe açan bir pozisyondan kaçındığı izlenimi veriyor. YPG Sözcüsü Redur Halil, Menbic’i özgürleştirdikten sonra tüm mevzileri Menbic Askeri Konseyi’ne teslim edip çekildiklerini açıkladı.
Bu, savaşın derinleşmesini önleme açısından zekice bir taktik. Ancak YPG’nin bu duruşu karşısında sahadaki gerilim artan oranda Türkiye ile Kürt, Arap, Türkmen ve Çerkes gibi yerel unsurlar barındıran SDG arasına kayıyor. Türkiye söyleminde YPG’yi hedeften çıkarmamış olsa da TSK’ye karşı meydan okumanın geldiği makam SDG. Bu da Türkiye’nin yerel unsurları da düşman edindiği anlamına geliyor.
Sürekli Türkmen kartını oynayan Türkiye’nin Cerablus çıkarmasına karşı görmeyi umacağı son şey bir Türkmen itirazı olabilir. Ne var ki Türkmenlerin kurduğu Selçuklu Tugayı, Türkiye’yi işgalci olarak niteleyecek kadar sert bir çıkışta bulundu.
Selçuklu Tugayı’nın açıklaması hamasetin tükendiği yere işaret ediyor:
“Cerablus’un DAİŞ (yani İD) çetelerinden temizlenmesi için Cerabluslulardan oluşan Cerablus Askeri Meclisi kuruldu. Ancak Türk istihbaratı DAİŞ ile pazarlık yapıp Cerablus’u terörist yapılarla ilişkide olan gruplara teslim etme konusunda anlaştı… Türk devletinin askeri meclise dönük saldırılarını kınıyoruz ve Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesini istiyoruz… İşgalci güçlerin yenilmesi için elimizden geleni yapacağımızı belirtiyoruz”.
ABD de SDG’nin arkasında durduğuna göre her şey şu soruda düğümleniyor: YPG’ye Fırat’ın doğusuna geçmesini tavsiye eden Amerikan yönetimi, Pentagon destekli grupların Türk motivasyonuyla CIA destekli gruplar tarafından dövülmesine ne kadar seyirci kalacak?
Eğer ABD bu grupların Menbic’e girmesine göz yumarsa Pentagon’un SDG ile ortaklığı önemli ölçüde itibar kaybeder ve yara alır. Kürtler de ABD ile nereye kadar yolculuk yapabileceklerine dair önlerindeki tabloyu daha net okuma fırsatı bulur.
Gerçi Kürtler Menbic’ten çekilmeleri yönündeki baskıdan dolayı ABD’ye kızgın olsalar da çok sayıda düşmanla çevrelendikleri bir yerde Amerikan güçleri ile hemen köprüleri atmak istemez. Bu konuda Türkiye’yi açığa düşürecek şekilde pragmatist manevralar yapmaları mümkün.
Ancak operasyonun Rojava’ya doğru genişlemesi halinde YPG dört yıldır izlediği kendini tutma siyasetini terk edip karşı koyabilir. Bu senaryo, Türkiye’yi de içine alan bir yangının habercisidir.
Peki, operasyon Menbic sınırlarında durup İD’e yönelirse ne olur? Bu durumda yine savaşla kavrulan sahanın tabiatı gereği Türkiye’yi bekleyen ciddi riskler beliriyor.
Türkiye’yi yönetenlerin reflekslerine bakıldığında resmen deklare edilen YPG ve İD’le mücadele dışında harekatın adı konulmamış bazı hedefleri var:
- Cerablus-Azez-Mare üçgeninde fiili tampon bölge oluşturmak.
- Tampon bölgede Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) uydu kentler inşa ettirip buralara Suriyeli sığınmacıları yerleştirmek.
- Halep’te sıkışan Esad karşıtı silahlı gruplara nefes aldıracak bir koridor açmak.
Türkiye destekli silahlı grupların fiili tampon bölgeyi ellerinde tutması kolay değil. Bu grupların yetenek ve kapasiteleri oldukça sınırlı. Ancak arkalarında TSK gibi bir ordu durduğu sürece ilerleyebilir ya da bir mevziyi tutabilirler.
Tampon bölgenin güvenliği TSK’nin sahadaki varlığını artırmak suretiyle sağlanacaksa bu seçenek, Türkiye’yi işgalci güç durumuna sokar. Hem sahada hem uluslararası alanda Türkiye’nin uğraşmak zorunda kalacağı bir dizi belayı beraberinde getirir. Suriye yönetiminin insanlığa karşı suç işlemekle itham ettiği Türkiye’yi BM Güvenlik Konseyi’ne şikâyet etmesi gecikmedi. Gerçi bu, Türkiye’nin sahada karşılaşacağı belalarla kıyaslandığında oldukça hafif bir baş ağrısı sayılır.
Suriye yönetimiyle koordinasyon olmadan sığınmacılar için şehir inşa etmek de TSK’nin işgalci statüsünü pekiştiren bir adım olur. Ayrıca sığınmacıları riskli bir alana yerleştirme girişimi yine insani ve hukuki bir takım tartışmaları beraberinde getirir.
Halep’e koridor ise önce Azez-Mare hattının güvenceye alınmasını, ardından El Bab’ın İD’den temizlenmesini gerektirir.
TSK operasyonu sınırlardan 50-60 kilometre mesafelere derinleştirdikten sonra bundan sonuç alıp alamayacağının garantisi yok. İD’in çok özel önem atfettiği Dabık ve güneyindeki El Bab’ı Cerablus’taki gibi direnmeden teslim etmesi beklenmiyor. Ayrıca operasyonun başarısı CIA’in dışladığı fakat sahanın güçlü unsurları olan Nusra Cephesi ve Ahrar El Şam gibi örgütlerle de ortaklığı gerektiriyor. Başka bir şey, El Bab’ın hemen güney ve güneybatısında Rusya, İran ve Hizbullah’ın desteğiyle Büyük Halep Savaşı’nı sürdüren Suriye ordusu var. Operasyonun derinlik kazanması TSK’yi bu güçlerle de karşı karşıya getirebilir. İş oraya varmadan Rusya'nın caydırıcı etkisini göstermesi muhtemel.
Ankara’nın ihtimal senaryoları nedir kimse bilmiyor. Genel kanaat hükümetin stratejik planlamalarla değil fırsatlar ve hissiyatlarla hareket ettiği yönünde.
Türkiye bu hamleyle belki TSK’nin 15 Temmuz darbe girimiyle yara alan imajını düzeltme, Rus uçağını düşürerek oyun dışı kaldığı Suriye’de denkleme geri dönme, Esad’a karşı desteklediği grupları en azından pazarlık masasında tutabilme, İD ile savaştığı izlenimi verme ve sürekli çiğnenen kırmızı çizgileriyle ilgili kararlılığını gösterme açısından belli kazanımlar elde etmiş olabilir ama bu oyunu tek başına oynama cihetine gittiği takdirde iş değişir. O zaman sadece müttefiki ABD değil 15 Temmuz travmasıyla yanında bulduğu Rusya ve İran’ı da karşısında görebilir.
Sonuçta Türkiye hiçbir gücün askerlerini sürmek istemediği bir cepheye dalmış oldu. Suriye hamlesi, dikkatsiz ve hesapsız hamleler yüzünden Türkiye’yi hızlıca içine çeken bir bataklığa dönüştürülebilir. (Al Monitor)
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025