Hilâl KAPLAN
Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Kürt meselesinin çözümü için bir araya gelmesi pek çok açıdan hayırlı oldu.
Artık, açılıma köstek olmakta MHP'ye rol kaptırmayan, 'gerekirse analar ağlar' münasebetsizliğindeki CHP yok.
Meclisteki ilk tarihî açılım toplantısında Ak Parti'yle aynı çatı altında olmaya bile tahammül edemeyerek kendi meclisini terk eden CHP de yok.
Çözüm için kendisi el uzatma ihtiyacı duyan ve etkin bir aktör olmak istediği her halinden sezilen yeni bir CHP var.
'Var' deyişim CHP'ye duyduğum sarsılmaz güvenden kaynaklanmıyor. Çünkü geçmişte 'yeni CHP' de kendi önerilerine pek çok kez ihanet etti. Örneğin 'akil insanlar komisyonu' önerisinin geçtiğimiz sene ilk defa gündeme gelmesinin ertesi günü meydana gelen bir PKK saldırısı sonrası Kılıçdaroğlu ne buyurmuştu: 'Bu, Ak Parti'nin açılım politikalarının bir eseridir.'
Yarın bir PKK saldırısı olduğundaysa muhtemelen MHP lideri onlara hitaben 'Bu, sizin açılım politikanız sonucudur' diyecek. Ama o tren çoktan kalktı bile. Zira artık meclisin marjinali MHP'dir.
Çünkü Kılıçdaroğlu, son girişimle beraber kendi partisini müzakere masasının bir köşesine oturtmuş oldu. Erdoğan'la gerçekleştirilen zirve artık CHP'nin geri döndürülemez, 'çalışan arkadaşlar'a havale edilemez bir noktaya geldiğini kanıtlar nitelikteydi. Bundan böyle MHP hariç, meclisteki partiler için 'son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar' mantığının hiçbir meşruiyetinin kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Metinde geçen 'silahsızlandırma' ifadesi Ak Parti'nin uzunca bir zamandır dillendirdiği 'silah bırakma' amacıyla örtüşünce ortaya çıkan sonuç budur.
MHP kısa vadede, masaya oturanları şeytanlaştırarak milliyetçi oylara oynamanın sonuç getirmeyeceğini görecek. Hatta bu çaresizlik meyvelerini vermeye başladı bile. Eskiden Öcalan, her hafta görüşe çıktığında 'İmralı, yol geçen hanı oldu' diyenler, bugün nerdeyse 'Öcalan'ı görmek isteriz' deme noktasına geldiyse, bu ancak çözümsüzlükte ısrarın verdiği acziyetin sonucudur.
Başbakan Erdoğan'ın dünkü grup toplantısı sırasında Kürt meselesinde 'Ak Parti ve CHP mutabakatı, toplumsal mutabakat anlamına gelir' sözleri de MHP'nin katılımının ön şart olarak aranmayacağı anlamına geliyor. Eğer çözümün meclis çatısı altında aranması gerektiğini söyleyerek meclise dönen BDP de sözünde durur ve bu ittifaka güç katarsa, belki Kürt meselesinin çözümü yönünde demokratik bir zemin oluşmaya başlayabilir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Turk-islam sentezinin coktugunu de nerden cikardin? AK Parti secmenlerinin yarisindan fazlasi Turk-islam sentezine yakin inanclara sahip. Erdogan da zaten bunu bildiginden, 16 bornozlu adami dikti sarayin merdivenlerine. Cozum sureci de oyalama taktigidir. Kurtler bugunlere buyuk bir mucadele vererek geldiler. Dogustan sahip olduklari haklarini kendi cabalariyla alacaklardir. Lutfedermis gibi cozum sureciymis, Kurtlerin nesi eksikmis, Kurtler Suriyede yanlis yapmis, Kobaniden bize neymis,vs butun bu safsatanin icinde gercek olan sey sudur: Hak verilmez, alinir.