İbrahim Kahveci
Acaba Rusya ile Türkiye arasında ticaretin seyri ne durumdadır?
2019 yılında Rusya dış ülkelere 424,6 milyar dolarlık mal satmıştır. Bu satışın ise 23,1 milyar doları Türkiye’ye gerçekleşmiş. Yani Rusya’nın mal satışında Türkiye pazarına bağlılık oranı yüzde 5,44 oranındadır.
Türkiye ise 2019 yılında toplam 210,1 milyar dolarlık mal satın almış. Satın aldığımız malların içinde Rusya’nın payı yüzde 11,0 oranındadır. Mal satışımızda ise Rusya pazarına bağlılık oranımız yüzde 2,3 düzeyindedir.
İsterseniz tablomuza iyice bir bakın, durumu esas orası gösteriyor.
Tablo şu sürece işaret ediyor: Uçak krizi öncesinde Rusya’dan ithalat oranımız yüzde 10,0 düzeyinden artık yüzde 11,0 düzeyine çıkmıştır.
Oysa ihracatımızda pay oranımız yüzde 4,5 düzeyinden yüzde 2,3 düzeyine gerilemiştir. Kısaca ithalatta gösterdiğimiz gelişmeyi maalesef ihracatta tam tersine çevirmişiz.
Burada bir not düşelim: Rusya’dan ithalatımız doğalgaz bağımlılığı içeriyor denilebilir. Ama durum tam öyle değil. Türkiye 2019 yılında doğalgaz ithalatını miktar bazında yüzde 10,1 düşürdü.
Mesela aralık 2019’da doğalgaz ithalatı yüzde 10,5 düşerken, Rusya’dan yapılan ithalat yüzde 16,7 düşürülmüştür. Bu tablo yılın bütünde de benzer seyretmiştir. Çünkü boru gazı yerine LNG ithalatı ikame edilmiştir.
Ama doğalgaz ithalatı hem miktar bazında, hem de fiyat bakımından hızla düşerken nasıl oluyor da biz Rusya’dan ithalatımızı artırarak sürdürüyoruz?
Yakın geçmişi hatırlayın. Rusya Türkiye’den domates alımını kotalar doldu diye sınırladı. Sınırda domates dolu yüzlerce TIR öylece bekledi ve domateslerin hepsi çürüdü. Ardından ise Rusya domates kotasını artırdığını açıkladı. Tabii ki çürüyen domatesler Türkiye’nin elinde çöpe gitti.
Bu politika aslında tüm ticaretimizde gözle görülür şekilde işledi.
Uçak krizi sonrası Putin-Erdoğan buluşmalarında Akkuyu Nükleer Santralinde -eski anlaşma harici- Rusya’ya nitelikli ve öncelikli yatırım teşviki ile ekstra yeni vergi muafiyetleri verdik. Zaten mevcut elektrik fiyatının 3-4 katı üzerinden orada üretilen elektriğin yarısını satın alma garantimiz ilk başta verilmişti. Bu ekstra vergi teşvikleri (yaklaşık 22 milyar dolar) ile beraber Akkuyu Nükleer Santrali giderimiz 70 milyar doları aşmış oluyor.

Biz Rusya tarafına ödemelerimizi artırdıkça, Rusya tarafından ülkemize bu yönde henüz yansımış bir ekstra durum tablolarda görülmemektedir.
Biz burada sadece ekonomik durumu veriyoruz elbette. Mesela 2,5 milyar dolara mal olduğu söylenen S-400 satın alımının fiyatını veriyoruz ama ülkemizin bu durum karşısında Batı ve müttefikleri ile yaşadığı siyasi maliyeti (ya da kazancı) hesaba katamıyoruz.
Hatta bir ara kaybettiğimiz F-35 projesine karşılık ikame Rus savaş uçağı alımını bile görüştüğümüz medyaya yansımıştı. Ya da Şangay 5’lisine girmeyi bile nasıl bir ticari tablo ile gündemimize aldığımızı hatırlamak bile istemeyiz.
Bütün bunları neden yeniden yazıyorum? İyi günlerde dostluğumuz daha da pekişsin diye Rusya tarafına verdiğimiz tavizlerin bugün bize ne tür bir dönüş yaptığını 36 şehit haberimiz ile görüyoruz.
Politikaları belirlerken bir uçtan diğer uca gitmek yerine dengeleyici ve ilerideki gelişmeleri de hesap edici bir kurumsal devlet aklına ne kadar ihtiyacımız olduğu aşikardır. Rusya’ya verdiğimiz paralar maalesef bize mermi olarak geri dönmeye başlamıştır. Bunu aslında son bir kaç aydır TV5’de ve KRT TV’de defalarca dile getirdim. Umarım bugünden sonra gerçekleri biraz daha idrak ederek ülkemiz kaynaklarının kullanımında daha akılcı davranışlar sergileyebiliriz.
YENİ DENGE: DURGUNLUK
BDDK verilerinden TL kredilerine bakıyoruz.
20 Aralık 2019: 1 trilyon 619 milyar lira.
21 Şubat 2020: 1 trilyon 714 milyar lira.
Aynı sürede tüketici süreçte tüketici kredileri ise 572 milyar liradan 606 milyar liraya yükseliyor.
Sadece iki ayda kredi genişlemesi (mevcut kredilerin geri ödemesine rağmen) yüzde 5,9’a çıkmış.
Fakat şimdi durum değişti. Uzun vadeli tahvil faizleri yüzde 10,0 düzeyinden yüzde 13,0’ü üzerine çıktı. Kısa vadelilerde de tak haneden 12,5’e geldik.
Gerçi henüz Merkez Bankası verilerine ne mevduat faizlerinde ne de TL kredilerinde bir artış yansımış değil. Hem mevduat faizinde (toplam TL mevduat faizi) %9,24 ila; hem de TL kredilerinde %13,68 ila 21 Şubat haftasında faiz düşüşü görülüyor.
Fakat bir notu ekleyelim: BDDK günlük verilerde TL mevduat toplamı 17 Şubat günü 1 trilyon 315 milyar liradan 25 Şubat gününe 1 trilyon 289 milyar liraya düşüş görülüyor.
Ya da durumu şu şekilde soralım: Banka mevduata tek hane faiz verirken, devletin borçlanma kağıtlarında faiz yüzde 13,0’lere gelmişken kim parasını mevduata yatırır? Mevduat, yani kaynaklar artmadan kredi genişlemesi ile para yaratma kabiliyeti nereye kadar sürebilir?
Özet mi?
Öyle ev araba gibi ucuz kredileye dayalı kısa dönemli bir şişme döneminin daha sonuna geliyoruz. Bakalım sonrası ne olacak?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
10.11.2025
4.11.2025
3.11.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
21.10.2025
20.10.2025