İbrahim Kahveci
Mahkûmiyet illa bir suç ve ceza karşılığı olmuyor. Mahkûmiyet illa bir dört duvar arası veya sınırlı bir mekân içinde de olmuyor.
Mahkûmiyet bazen yaşadığınız ortam olarak bizi bulabiliyor.
Mahkûmiyet bazen de yaşamak zorunda kalacağımız bir gelecek olarak şimdiden kesilen ceza oluveriyor.
Hatırlayın 1991 seçimlerini. O seçimler ülkenin 10 kayıp yılının mahkûmiyet kararı olmuştu aslında.
Ya da 2002 seçimleri...
Kara bulutların dağılmasında, bir nefes alınmasında özgürlüğe açılan pencere olmuştu.
Sonra o özgürlük günleri de bitti.
Sanki hayatımız aslında içerde de bazen dışarı çıkıp nefes alabiliyoruz. Ya da ne diyorlardı “açık cezaevinden izinli çıkış”.
Şimdi izin bitti... Yeniden içeri girme vakti.
Hiç kalıcı olarak kurtuluş ya da dışarıda hayat olmuyor.
Sanırım bu mahkûmiyet ağır bir yük. Hele de gelecek yükü çok daha ağır.
Biz karar verdik buna. Hep beraber karar verdik.
Açlığımıza karar verdik.
Yoksulluğumuza karar verdik.
Sefaletimize karar verdik.
İşsizliğimize karar verdik.
Kısaca kendi mahkumiyetimize karar verdik.
***
Bu da nedir böyle? Tam bir felaket senaryosu çiziyorum galiba.
Çok mu karamsarım, ne?
Bugün tarihi bir işsizlik, tarihi bir gelirsizlik yaşıyoruz. Ama MHP Genel Başkanı Sn Bahçeli “Türkiye ekonomisinin zorlu dalgalanmalara maharetle direnmesi, tedbirlerin zamanında alınması iç ve dış odakları çılgına çevirmektedir” diyor.
Yani açlıktan intiharlar edilen ülkeye dış mihraklar saldırıyor diyor. Açlıktan ayakta duracak hali kalmamış birine dış mihrakların vurmasına gerek mi var?
Yanlış yönetimden daha büyük mihrak mı olur?
Bu ülkede un var, yağ var, şeker var ama helva yapan bir tane aşçı çıkmıyor. Çıkan oluyor ama sonra yaptıkları helvayı kendileri yiyor.
Millete bir şey kalmıyor.
Bugün kara bulut var ama asıl kara günler gelecekte.
Mesela İSO Başkanı Erdal Bahçıvan diyor ki “Sorun kaynak çekmekte değil”. İyi ama gelen mi var ülkeye.
Hazine garantili proje ve kar varsa bütün -kapitalistler- gelir tabii. Bize bizim riskimizi de üstlenecek kalkınmacı yabancı sermaye lazım. Gerçi sıcak paracı yabancılar bile ülkeyi terk etti ama biz hala “yabancı gelir” diye bekliyoruz.
Demokrasimiz kaçıncı sırada.
Medya özgürlüğümüz kaçıncı sırada.
İnsani endekslerimiz kaçıncı sırada.
Bize kim niye gelsin? Dün Rusya ile S-400 maskesi kuruyorduk; bugün ABD ile maskeleşiyoruz. Olmayınca da “S-400’ü kurarız haa!” restini çekiyoruz..
Ne dünya bize güveniyor ne biz kendimize bakıyoruz.
Venezuela’da orta sınıf “İktidar ülkeyi referandumlarla uçuruma götürüyor. Darbeye de hayır...” derken kimse dinlemedi onları.
Şimdi açlığa mahkumlar,
Şimdi yoksulluğa mahkumlar,
Şimdi işsiz bir halde yaşıyorlar.
Mahkumiyetten kurtulmak için zamanında uyanmak gerekiyordu. Zamanında dinlemek gerekiyordu.
Daha yiye gideceğiz, her geçen aydan daha iyi olacağız, ülke kalkınacak, şahlanacak deyimlerinin ne kadar altının boş olduğunu 2016 sonrası gördük.
Şimdi umutla bekleyenler varsa diyorum
MAHKUMUZ
Bu kafa ve yönetim anlayışı ile dışarı çıkacak halimiz olmayacak.
Baksanıza krizden çıkışta bile aklımıza camilerden önce AVM’leri açmak geliyor. ‘Para’ bizim her şeyimiz... Yaşasın neo-liberalizm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025