Kemal CAN
- Seçimin sonuçları şaibe iddialarıyla açıklanabilir mi?
24 Haziran’da neredeyse bütün partiler olağanüstü sayılamayacak sonuçlar aldı ama öyle bir kombinasyon ve öyle bir toplam tablo ortaya çıktı ki, “normal sonuçlar” bile kimseyi tatmin etmiyor. Beklentilerden hayli farklı, bilinenlere çok yakın bu sonuçlar küçük farklarla bambaşka bir tablo çıkartabilir, sonuçların psikolojik algısı tamamen değişebilirdi. Bu yüzden şaibe iddiaları niceliksel etkisinden çok niteliksel ağırlığı ile tartışılıyor.
Çıkan sonuçlarda, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura, MHP’nin ve HDP’nin barajın altında kalması gibi olasılıklar, bir milyonun altında oy değişiklikleriyle mümkün görünüyor. Bu durum, partilerin destek trendini tamamen değiştirmese bile, sonuçları maniple etmeye yetecek küçük oy hareketlerini fazla önemli hale getiriyor. Ayrıca sonuçlar, parça parça olmasa da toplamı itibarıyla fazla kurgusal duruyor.
- Sonuçların en tartışmalı noktaları hangileri?
Listenin en başında en önemli sürpriz olarak işaret edilebilecek MHP oyları var. Ciddi bir oy kaybı beklenen MHP’nin 1 Kasım 2015 oy seviyesini korumuş olması şaibe iddialarına dayanak yapılıyor. Sandık taşıma, toplu oy kullandırma görüntüleri ile hem YSK’nin hem de muhalefet çevrelerinin çelişkili ifadeleri rakamsal tutarsızlıklar, seçim gecesi veri akışındaki normal dışılık şeklinde liste uzuyor.
Bütün sandık sonuçları ve tutanaklar karşılaştırılınca, kontrollü oy kaymalarının hangi noktalarda yoğunlaştığı ve sonucu ne kadar etkilemiş olduğu daha net görülecek. MHP’nin şaşırtıcı sonuçları meselesinde ise özellikle Emniyet bürokrasisinin bazı noktalarda iktidar iç dengesi açısından bir tercih gösterdiğine dair emareler mevcut ama sonucun tamamen bununla açıklanması biraz zor. Eğer bütün sonucu değiştirecek genişlikte bir manipülasyon yapıldıysa bunun daha derin komplikasyonları olacaktır.
- Seçime ilişkin komplo teorileri ne kadar gerçekçi?
Komplo teorisi, yapısı gereği genişlemeye eğilimlidir. Açıklayıcı olmak için, her tıkandığı noktada, komplonun kontrol ettiği alanı daha da genişletmek zorunda kalır. Dolayısıyla komployu inandırıcı bulmanın ölçüsü de, kendinizin bile komplonun parçası hatta tarafı olduğunuzu kabul etme noktasına kadar ilerler. Çünkü, komplo bu kadar büyükse, her şeyle ilgili ama sizinle ilgisiz olduğuna kendiniz dahil kimseyi inandıramazsınız.
Komplo teorilerinin zayıflığı veya anlaşılabilir olanla ilişkiyi bozan fonksiyonu dışında, çaresizlik hissini besleyen tehlikeleri de önemli. Ancak, komplo teorilerinin sorunları, hayatta komplolar olmadığı anlamına da gelmiyor. Elbette, bir sürü odak istedikleri sonuçları elde etmek için mühendislik faaliyetleri yürütüyor, komplolar kuruyor. Ve her şeyi belirleyebildikleri hissini yaratabildikleri ölçüde de başarılı oluyor.
- Şaibe iddiaları muhalefette bir yılgınlık yarattı mı?
Şaibe iddiaları kadar, bu konudaki tuhaf tutumlar da şüpheleri veya şüphe kışkırtmalarını haklı hale getiriyor. Özellikle, seçim öncesinde bu konuda yüksek bir duyarlılık yaratan, sonra da operasyonel başarısızlığına ek olarak son derece sorunlu bir tutum takınan muhalefet sözcüleri öncelikle kendi seçmenlerini hayal kırıklığına uğratmış oldu. Seçim gecesi sergilenen performans, seçim yenilgisinden daha ağır biçimde koca bir kampanyayı boşa çıkarmaya yetti.
Seçimle sonuç alınamayacağına ilişkin yaygınlaşan inanç, seçimlerin bütün sonuçlarıyla kurgulandığı iddiasındaki komplo teorileriyle çok çabuk buluştu. Seçimin, seçim yasaları ile güvenceye alınan imkânlarla kurgulanabilen kısmının, iktidar blokunun sayısal ihtiyacına ne kadar karşılık verdiği belki biraz daha tartışılacak ama muhalefet tarafındaki çaresizlik hissini geri getirdiği gerçek. Zor sağlanan özgüven, sayısal veriler büyük bir hezimet göstermese bile sonuçları karşılama biçimi itibarıyla büyük hasar aldı.
- Muhalefet sözcüleri ne yapabilirdi ve hâlâ ne yapabilirler?
Liderlik, sadece zafer kazanırken, komutanlık sadece saldırırken yapılan bir şey değil. Yenilirken de, çekilirken de birlikte davrandığınız insanlarla ilişkiyi sürdürmeniz gerekir. Muhalefet partileri bu anlamda büyük bir umut üreten “sandıklara birlikte sahip çıkacağız” iddiasını operasyonel olarak karşılayamamanın yanında, seçim gecesi değil sandıkları, kendilerini destekleyenleri de yalnız bırakmayı seçtiler. Galiba en yaralayıcı yenilgi de burada oldu. Tamir edilmezse, erkene gelebilecek yerel seçim için ciddi motivasyon sorunu oluşturabilecek kadar ağır bir yenilgi hissi bu.
Adil Seçim Platformu’nun özür dileyerek kenara çekilmek yerine, parçası haline geldiği şaibe iddiaları konusunda hâlâ yapabilecekleri var: Ellerindeki bütün tutanakları dijital veri halinde yayımlamak ve YSK’nin sandık bazlı sonuçlarıyla karşılaştırmak. Hatta, önceki seçimlerde ilgili seçim çevrelerinin sonuçlarıyla birlikte, normal veya anormal oy hareketlerini görünür hale getirmek. Elinde veri olmayan veya kontrol edemediği sandıklardaki durumun da ortaya konması gerek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024
3.09.2024
14.06.2024
20.04.2024