Kemal ÖZTÜRK
İsrail’in küstah açıklaması hepimize dokundu. Uzun süre kriz yaşadığı, ilişkilerini kestiği ülkeye karşı bu denli fütursuz, diplomasi dilinden uzak ve şımarıkça açıklama yapması aslında İsrail’in ruh halini yansıtıyor.
Burada bizim kendimizi gözden geçirmemiz gereken bir durum var. Ama önce İsrail’in tutumuna bakalım.
Açıklamanın bir kısmı şöyle:
“Erdoğan kendi ülkesinin sıkıntıları ve sorunları ile ilgilenmesi daha iyi olur. Osmanlı İmparatorluğu'nun günleri çoktan bitti. Yahudi halkının başkenti Kudüs’tür ve öyle de kalacaktır. Geçmiş yılların aksine, güvenlik, özgürlük, dini özgürlük ve tüm azınlıkların haklarına saygı göstermeyi taahhüt eden bir hükümet kentidir. Camdan evde yaşayan Erdoğan’ın başkalarının evine taş atmaması gerekir.”
Kudüs’ü yalnızlaştırmak, ‘Müslümansızlaştırmak’ ve Mescid’i Aksa’yı kapatmak için cüretkar eylemlerinden, İsrail’in kendini çok rahat hissettiği belliydi. Arkasına yine Amerika’yı almış, tüm dünyaya meydan okuyor.
CAMDAN EVLER, KALE GİBİ ÜLKELER
Beni en çok etkileyen ve üzen şey ise, ülkemizin camdan bir eve benzetilmesidir. Uzun süredir Türkiye’yi kırılgan ve her an yıkılmaya müsait bir ülke olarak gösteriyorlar. Bunu da İsrail başta, ABD ve Avrupa kamuoyu yapıyor.
İsrail bu açıklamayla bizim damarımıza bastı. Duygularımız kabardı. Öfkemiz arttı. Osmanlı dönemine olan saygımız ve özlemimiz öne çıktı. Duygusal konuşmalar yapıp, sloganlar atıp, öfke patlamaları yaşayabiliriz.
Bu durumu değiştirir mi? Hayır.
Neden ülkemiz camdan bir ev olsun ki? Bunu bir “Yahudi oyunu”, “İngiliz siyaseti” olarak tanımlayıp işin içinden sıyırılmak kolay. Zor olanı, özeleştiri yaparak, yanlışlarımızı düzelterek, İsrail’in ağzının payımı vermektir.
Camdan ev değil, kale gibi ülke olmak.
İsrail’in ağzının payını vermek budur.
KALE DUVARI GİBİ BİR TOPLUM
Kimse bizim yaşadığımız sıkıntıları, acıları, zorlukları anlamıyor diye hayıflanmak beyhude. Darbe geçirmiş bir ülkenin sorunlarını anlamayı, darbeyi örtülü destekleyen birilerinden beklemek hata.
Burada bir açmaza düşüyoruz işte. Onlar bizi anlamıyor ve eleştiriyor diye, yanlış uygulamalarımızı, hatalarımızı düzeltmemek olmaz. Onlar ne diyecek diye değil, biz nasıl kale gibi oluruz diye sormalıyız.
Kale gibi bir ülke, kale gibi kenetlenmiş toplumla olur.
15 Temmuz’dan sonra milletin birlik ve beraberliği konusunda sorunlar yaşıyoruz. Bu gerçeği ısrarla görmek istemeyenler, topu İsrail’e, Almanya’ya, Amerika’ya atıyor. Oysa onlar bir darbeyi destekleyebilir ama bizim birlik olmamızı engelleyemezler. Tıpkı 15 Temmuz gecesi gibi.
O zaman kale surları gibi sağlam bir toplum yapısı kurmak için ne yapıyoruz? Bu soruyu en başta iktidarın, sonra da muhalefetin ve sonra hepimizin tek tek kendine sorması gerekir.
HERKES ÖTEKİNİ SUÇLUYOR
Herkes karşıdakini suçlayarak, ötekileştirerek, düşman yaratarak kendi çevresini tahkim edeceğini düşünüyor. Kendi tabanını konsolide etmenin yolu bu mudur? Belki normal atmosfer basıncında evet. Ancak böyle dönemlerden geçen bir ülkede bunu yapmak, ülkeyi camdan bir eve çevirebilir. İsrail de buna güveniyor.
Bu ülkenin yaşadığı coğrafyada ayakta kalabilmek ancak kale gibi sağlam olmakla mümkündür. Her yanımızdan taş atılıyorsa, kurşun yağıyorsa, bomba patlıyorsa buna dayanıklı yapılar kurmak zorundayız. Bu da ancak kale duvarı gibi sağlam, kale kapısı gibi güçlü bir toplumla mümkün olur.
Toplumu ayrıştırmak bir yana, AK Parti kendi içindeki insanlarını küstürecek, dışlayacak, ötekileştirecek medya ve siyaset diline bile ses çıkarmıyor. Bunu gerçekten anlamıyorum, anlamlandıramıyorum.
Oysa ki, bu kriz zamanında muhalefeti, hasımlarını bile kucaklayacak, onları kaleyi savunma saflarına çekecek bir dil, bir siyaset ve bir yöntem uygulamamız gerekir.
İktidar çevrelerinin toplumun kılcal damarlarında yaşanan değişimi, huzursuzluğu gördüğünden emin değilim. Bu huzursuzluk AK Parti muhaliflerinde değil, ana damarı oluşturan kadrolarda bile görülüyor. Bunu fark etmemeleri ciddi eksiklik.
KALE GİBİ ÜLKE OLMAK İÇİN NE YAPIYORUZ?
Camdan evlerde oturmak istemiyoruz. Kale gibi sağlam bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bizim payımıza düşen şey nedir?
Susmak mı? Her yanlışı onaylamak mı? Her politik hatayı kabullenmek mi?
Ya da muhalefetin yaptığı gibi, AK Parti’nin her yaptığına ve söylediğine karşı çıkmak mı? Erdoğan muhalefeti yapacağım diye, İsrail’in bile eleştirilerini savunmak mı?
İkisi de değil.
Şu soruyu sorma cesareti olanlar bir adım öne çıksın:
Ülkede birlik ve beraberliğin kurulamamasında ben hangi hatayı yaptım?
Samimi olarak kale gibi bir ülke inşa etmek isteyenlerin, aklı selimle, vicdanla, akılla, strateji, bilgi ve iyi niyetle ortaya çıkması gerekir. Konuşmalıyız, tartışmalıyız.
Bunu geleceğimiz için yapmak zorundayız.
Yoksa camdan evlerde oturuyoruz zannıyla ülke saldırılardan kurtulamaz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021