Kemal ÖZTÜRK
Her yıl Mayıs ayında, benim kanım kaynamaya başlar. İçimde bir depreşme, hafif bir stres ve yerinde duramama halleri baş gösterir. O zaman anlarım dağlara çıkma zamanım gelmiştir. Zaten yakın çevrem de hisseder bunu. ‘Senin dağlara çıkma zamanın geldi’ derler.
15 yıldır böyleyim. Likya Yolu benim hayatımın en güzel başlangıcıydı. O günden beri dağlara çıkmazsam ve o yolu yürümezsem huzur bulamıyorum.
Fethiye Antalya arasındaki 550 kilometrelik yolu bitirdim. Geçen yıl Marmaris bölgesine 800 kilometrelik Karia Yolu’na başladım. Bitirmek nasip olacak mı bakalım.
DOĞADA YÜRÜYÜŞ SADECE SPOR DEĞİLDİR
Başkalarını bilmem ama benim için bu yürüyüşler sadece bir spor ya da doğa aktivitesi değildir. Tek başıma çıktığım bu dağ yürüyüşleri aynı zamanda bir muhasebe, geçen yılı gözden geçirme, hayatımın akışını sorgulama, kişisel menkıbemi yeniden düşünme vaktidir.
Doğadan bir şey öğrenmek, yeni şeyler keşfetmek, Allah’ın yarattığı güzellikleri fark edip, ona şükretmek de diğer kazançlarım.
Bu yürüyüşler, beden ve ruh sağlığı için bulunmaz bir nimet benim için.
Günde 10-15 km yürümek, tepeden tırnağa terden ıslanmak, güç sarf etmek, doğanın zorluklarıyla mücadele etmek, bedensel olarak sizi tazeliyor.
Kanyonlar, uçurumlar, vadiler, yalıyarlar, nehirler, denizler görmek, orada yaşayan canlılarla baş başa kalmak, onlara dokunmak, yeni özelliklerini keşfetmek, bir çiçeğin yaprağındaki onlarca rengi fark etmek, insan aklını öylesine tazeliyor ve güçlendiriyor ki.
Yalnız başına bir dağın tepesinde kalmak, insana ait hiçbir iz’in, sesin ve işaretin olmadığı yerlerde yürümek ve sadece doğanın ve iç dünyanızın sesini dinlemek, size ayrı bir pencere açıyor. O pencereden baktığınızda, insanın ne kadar küçük, ne kadar güçsüz, ne kadar muhtaç bir varlık olduğunu anlıyorsunuz.
Susuz kalmak, aç kalmak, kaybolmak, korkmak, ölüm tehlikesi atlatmak… hepsi aciz ve güçsüz varlık olduğunuzu, Yaradan’a muhtaç olduğunuzu hissettirir.
Sonra tüm zorlukları aşmak, o engin dağları geçmek, yokuşları tırmanmak ve hayatta kalmak, sizin yanı zamanda doğanın en kuvvetli ve akıllı canlısı olduğunuzu gösterir.
Demek ki ne böbürleneceğim, ne de kendimi aşağılayacağım diyorsunuz.
İkisi arasında bir denge kurmak, bence asıl insanlık, asıl Müslümanlık burada.
İNSAN TOPRAKTAN UZAKLAŞTIKÇA HUZURSUZ OLUR
Bunca yürüyüşten sonra şunu anladım ki insan toprağa aittir. Ondan uzaklaştıkça huzursuz olur. Toprağın bir parçasıyız biz. Ağaç gibi. Ayaklarımız toprağa değmezse, elimiz toprağı hissetmezse kururuz.
Şehirlerde betonlar arasında süren yaşamımız tam olarak kuruyan bir ağaca benziyor. Mutsuz, çorak, neşesiz, cansız ve ölümcül.
Toprak bize can veriyor. Bir gelinciğe kırmızı rengini veren de, bir sincaba neşe veren de, kaplumbağaya sakinlik veren de, çiçeklere canlılık katan da topraktır.
İnsan toprağın beslediği tüm bu canlıların bir parçasıdır. Onlarla birlikte toprak ananın emzirdiği çocuklarından biridir.
Burada kuşların, arıların, sineklerin, tavşanların, eşeklerin, yaban atlarının, kertenkelenin, sincapların kardeşi olduğunuzu hissediyorsunuz. Onların düşmanı, hasmı, rakibi değil, onlarla aynı aileden olduğunuz gereceğini fark ediyorsunuz.
Toprak hepimizin anası olarak bizi adil bir şekilde besliyor.
DOĞA İNSANA TUZAK KURMAZ, İHANET ETMEZ
Bozburun dağlarında kurak tepelerde bir ağaç gördüğünüzde, sırtınızı ona yasladığınızda, bir dosta, bir kardeşe sırtınızı dayamış gibi hissediyorsunuz.
Biliyor musunuz dağlarda hiç hile, oyun, ihanet, ayak oyunu yoktur. Hiçbir canlı sizi kandırmak için uğraşmaz, sinsice size kötülük yapmaz. Ne gördüyseniz odur. Ne hissettiyseniz gerçek öyledir.
15 yıldır her türden dağda yürüdüm, bir tek gün dahi bir canlı bana saldırmadı, kötülük yapmadı, tuzak kurmadı.
Başka bir canlının yiyeceğini almaya kalkmadığınız sürece, yuvasına, yavrularına saldırmadığınız sürece hiçbir canlı size zarar vermez.
DOĞADA SİYASET ÖĞRENMEK
Buraların kuralı budur: Başkasının yaşamına saygılı ol.
Her yürüyüşte tazelendiğimi, güçlendiğimi, canlandığımı, sakinleştiğimi ve daha sağlıklı bir ruh ve bedene sahip olduğumu fark ediyorum.
Şimdi siyasetin en hareketli zamanında benden siyasi yorum bekleyenler oluyor. Onlara cevabım bu yazıdır.
Ben siyaseti de burada öğreniyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021