Markar ESAYAN

Başbakan’ın iki önemli hatası
7.03.2013
4117

 Başbakan Erdoğan’ın kendini olduğu gibi gösteren “gerçek” bir insan olduğu konusunda epey genel sayılabilecek bir konsensüs var. Halkın bunu büyük sempatiyle karşıladığı da sıkça dillendiriliyor. Ben de bu fikre katılıyorum. Tabii bir özelliğin getirileri olduğu kadar bir maliyeti de vardır. Herhalde kişinin kendisini iyi yönetebilmesinin en önemli kriteri de, olumlu ve olumsuz yönlerini iyi kontrol edebilmektir.

Türkiye gerçekten çok sıkışık, çok hassas bir dönemden geçiyor. PKK’nın silah bırakması hayati bir önem arz ediyor ve hükümet bu yakıcı konuda geçmiş hükümetlerin almadığı kadar büyük bir riski üstlenmiş durumda. Hükümet tabii ki bu sorun üzerine bu kadar cesaretle gitmenin gücünü ülkenin 10 yıldır içinde bulunduğu değişim sürecinden, toplumun sorunun çözülmesini şiddetle istemesinden ve zamanın ruhundan alıyor. Ancak, oy, hatta iktidarı kaybetme riskini göze alarak çözüm yönünde irade göstermenin değeri de azımsanmamalı. Bunu takdir etmek için AK Parti’li olmak gerekmiyor. Vicdanlı olmak yeterli.


Medyayla kavga ve başkanlık

Başbakan bence bu süreçte iki önemli hata yapıyor. İlki medya ile girdiği kavga. Medya tarafından yeteri kadar desteklenmediğini, hatta çözümü istemeyenlerin medya üzerinden kendisine operasyon yaptığını düşünüyor. Milliyet’i ve Hasan Cemal’i hedef alan sert sözleri bunu gösteriyor. Anlaşılmama, takdir görmemenin getirdiği öfke yanında, alınan riskin büyüklüğü ile doğru orantılı bir şekilde herkesin itirazsız kendisiyle aynı fikirde olmasını bekliyor.

Peki, kimin samimi eleştiri, kimin ise bir odağın tetikçiliğini yaptığını nasıl ayırt edeceksiniz?

Başbakan grupta yaptığı konuşmada “milli yayıncılık” çağrısı yapıyor. Milliyet’in yaptığı yayıncılığın ise gayrı milli olduğunu söyleyerek, aslında MHP’nin partisine çözüm süreciyle ilgili yaptığı insafsız “hainlik” suçlamasını daha üslupluca bir gazeteye yansıtıyor. Sonra ne oluyor? Bu konuşmalardan hemen sonra Milliyet’in patronu, durumdan vazife çıkararak yazarları işten atmaya kalkıyor. Ertesi gün ise Taraf dışında kimse korkudan gün boyu ortalığı birbirine katan bu haberi göremiyor. Milliyet dâhil.

Bu asla onaylanacak bir durum olmadığı gibi, en büyük zararı Türkiye’ye ve çözüm sürecine vermekte. Başbakan konuşmasında belirttiğinin aksine, asla yazarlarla kendisini eşit görmemeli, “Onlar yazıyorsa ben de cevabını veririm, bu benim hakkımdır” dememeli. Güçlü bir liderin ağzının içine bakan gazete patronlarının olduğu bir ülkede, insanların işlerini kaybetmelerinden dolayı sorumluluğu başkasına devredemezsiniz. Dünyaya da, kimseye de bunu anlatamazsınız.


Karmaşa değil, sadeleştirme şart

Diğer önemli hata ise, Türkiye’nin en büyük sorunu olan PKK şiddetini çözerken, bu süreci başkanlık tartışmalarıyla gölgelemektir. Ben başkanlık sistemine kategorik olarak karşı olanlardan değilim. Bu ayrı bir yazı konusu. Ama Türkiye’nin gündemine Başbakan’ın arzusuyla sokulan bir konunun, yeni anayasa ve çözüm sürecinin tam göbeğine oturtulması, barışı istemeyenlerin en büyük kozuna dönüşecektir. Tersinden de, başkanlık sistemine haklı argümanlarla karşı olanlar sanki çözüm sürecine karşıymış gibi anlaşılacak, başkanlık sistemi asla sağlıklı bir ortamda tartışılamayacak, tepeden inme, demokrasi dışı müdahale olarak görülecektir.

Lafı dolandırmaktan hoşlanmam. Başbakan ve hükümetin çözüm sürecindeki aldığı riski ve inisiyatifi çok önemsiyorum. Tutanakların yayımlanması değil ama, sızma mantığının da kuşkulu olduğunu düşünüyorum. Ancak medyayı şeytanlaştırmanın, başkanlıkta ısrar etmenin, bu tarihî fırsatı heba edeceğinden korkarım.

Başbakan bu zorlu süreçte çok sakin olmalı ve menzile varılana kadar soğukkanlılığını korumalı. Irkçılık ile ilgili yaptığı konuşmaların olumlu etkisi ortada. Bunun tersinin de ne kadar yıkıcı olabileceğini buradan yola çıkarak hesaplayabilir.

Kimse merak etmesin. Tarih her şeyi kaydediyor. Hiçbir şey saklı kalmıyor. Biraz sükûnet, biraz sabır yeterli.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar